Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

David Robins

David RobinsCool Bir Tavrın Anatomisi yazarı
Yazar
7.3/10
4 Kişi
12
Okunma
0
Beğeni
563
Görüntülenme

En Eski David Robins Sözleri ve Alıntıları

En Eski David Robins sözleri ve alıntılarını, en eski David Robins kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cool adamakıllı hazcıdır, fakat bu hazcılık, sık sık kendine zarar verme boyutlarına çıkar ve olaylar ölümle oynaşma sınırlarına varır; bunlar kaza, intihar ya da her ikisinin müphem bir karışımı olan durumlardır (örneğin bir motosiklet kazası ya da kafaya poşet geçirerek orgazmı uzatma yöntemi gibi seks denemelerinden kaynaklanan ölümler).
Sayfa 27
Cool bir zamanlar asi ruhlular ya da köleler, mahkumlar, siyasi muhalifler gibi baskı ve zulüm altındaki insanlar tarafından benimsenen bir tavırdı. Bu insanlar açıkça gösterecekleri bir isyan tavrı karşısında şiddetle cezalandırılacaklarını bildikleri için, itaatsizliklerini dışavurmak yerine ironik bir kayıtsızlık tavrı ardına saklıyor, kendilerini baskıcı otoritenin merkezinden uzaklaştırıyorlardı.
Sayfa 27
Reklam
Küskün Amerikan askerleri ilk motosiklet çetelerini kurar, beat şairler çatlak sesli satırlarını konuştururken, başka bir Frankfurt Okulu Marksisti olan Max Horkheimer, soğuk ve ayrıksı dünya görüşleri olan suçlu gençlerin anti-sosyal davranışlarından doğrudan cool’u sorumlu tutuyordu.
Sayfa 69
Cool’un Batı Afrika’da eski günlerindeki en önemli görevlerinden biri, savaşçı genç erkeklerin saldırgan dürtülerini dengelemek ve yumuşatmaktı demiştik; cool olmak, bu genç savaşçıların doğrudan tehditkar olmayan ama kesinlikle güçsüzlük ya da pasiflik anlamlarına da gelmeyen soğukkanlı bir tavır içinde olması anlamına geliyordu. Cool’un bu fonksiyonu, kendini sporda gerçek yıldızların yaptığı üzere çaba harcamaksızın oynamak gibi gözüken ama aslında ciddi fiziksel çaba gerektiren hareketler şeklinde yansıtır: Örneğin Muhammed Ali’nin ya da Sugar Ray Leonard’ın ani hamleleri; Maradona ya da Zidane gibi golcü futbolcuların altıncı his gerektiren gol pasları ya da bitiş düdüğüyle gelen golleri; Michael Jordan’ın, Nike firmasının ürünlerinden birine ad olan Air Jordan adını hak eden efsanevi hareketleri.
Sayfa 113
Cool, sürekli değişen bir moda olarak algılanır hale geldi ve ciddi yorumcular bu manzara karşısında fenomeni analiz etmekten vazgeçti. İnternet’te incelediğimiz cool örnekleri açıkça ortaya çıkarıyor ki, kelime özellikle moda, stil ve rock gazetecileri tarafından ve sıklıkla dikkat çekmek amacıyla kullanılıyor.
Cool 50’lilerden günümüze kadar ortaya çıkan bütün gençlik alt-kültürlerinin önemli bir öğesi olmuş fakat ailelerin kafasını karıştırmak için belli aralıklarla ismini (daha sık bir şekilde de kostümünü) değiştirmek zorunda kalmıştır. Biz, itaat etmeye ve aşağılanmaya karşı bir direniş olarak ortaya çıkan bu tavra, medya ve reklam endüstrisinin 80 ve 90’lı yıllarda nasıl el koyduğunu, genç tüketicilerin kaplerine ve elbette cüzdanlarına giden bir yol olarak nasıl kullandığını göstermeye çalışacağız.
Reklam
Cool tavır, bizim düşündüğümüz gibi, tüm dünyadaki gelişmiş toplumların gençleri arasında da, gelişmekte olan toplumların ‘özlem dolu’ gençleri arasında da en etkili etik olma yolunda ilerliyorsa, eğitimciler ve sağlık örgütleri tarafından acilen anlaşılmalı ve özümsenmelidir.
Sayfa 15 - 16Kitabı okudu
Eğer cool, nesnelere değil de insanlara özgüyse, insanların cool olarak gördüğü şey bölgeden bölgeye, dönemden döneme ve kuşaktan kuşağa değişecektir.
Cool, bireyler ya da küçük gruplar tarafından otoriteye karşı koymak amacıyla benimsenen muhalif bir tutumdur -sözünü ettiğimiz bu otorite aile de olabilir, bir öğretmen, polis, patron ya da bir hapishane gardiyanı da. Daha kısa bir şekilde söylemek gerekirse biz cool’u kalıcı kişisel bir isyan olarak görüyoruz. Kalıcı dedik çünkü cool olmak, ‘yaşadığımız bir evre’ ya da ‘zamanla kaybedeceğimiz bir özellik’ değil de, bir kere kazandığında ömür boyu sürdüreceğiniz bir tutumdur; kişisel dedik çünkü cool olmak, ‘kolektif siyasi’ bir tepki değil, bireysel bir karşı koymanın yansımasıdır. Bu karşı koyuş, kendini tiz sesli sloganlarla ön plana çıkarmak yerine, ironik bir kayıtsızlık maskesi altında saklar. Cool tavır, Batı toplumlarındaki insan ilişkilerinde en baskın ilişki tipi olma sürecinde seküler bir erdem haline geliyor giderek. Günümüzde artık hiç kimse ‘iyi’ olmak istemiyor; herkesin istediği sadece cool olmak.
Cool, sözünü ettiğimiz zengin ve öncelikli sınıfların, toplumsal açıdan kendilerinden daha alt sınıflarda bulunan kimseleri denetim altına almak için kullandıkları silahların en sonuncusudur.
Reklam
Cool kendisini, sadece nelerin cool olmadığını göstererek tanımlayabilir.
Narsisizm, en pozitif tezahüründe makul bir benlik kutlamasıdır; daha negatif tezahürlerinde bile, kişinin kendine olan güvenini zayıflatan baskıcı ortamlara etkili bir biçimde adapte olmasını sağlayan bir yanı vardır. Baskıcı dediğimiz bu ortamlar sadece yoksulluk, siyasi baskı, zorbalık gibi deneyimlere maruz kalmayı değil, gelişmiş dünyanın şan ve şöhret etrafında dönen tüketim demokrasilerindeki baskıları da içine alır.
Sayfa 30 - 31Kitabı okudu
Bizim cool kavramımızla İspanik kültürlerde dış görünüşü, erkeğe özgü cinsel maceraperestliği ve ölümle oynaşmayı vurgulayan ve matadorda vücut bulan ‘maçoluk’ kavramı arasında bazı örtüşen noktalar olduğu kimin aklına gelirdi? Cool’a denk gelen tavırlara, Hindistan ve Doğu Asya’daki savaşçılık ve eşkıyalık kastlarının ya da Japonya’da samuray kastının etiğinde bile rastlayabiliriz. Peki ya ünlü film yönetmeni Elia Kazan’ın, halı tüccarı olan göçmen babasının, karşısındakini yumuşatmak, sakinleştirmek, ayartmak ve aldatmak için evrensel bir araç olarak kullandığını söylediği Türkiye’ye özgü Anadolu gülüşü’ne ne demeli?
‘Ortalığı karıştıran Roberto’nun tavırlarında gördüğün ve kayıtsızlık dediğin şeyin, aslında yapmacıklığın ta kendisi olduğunu anlamıyor musun? Bu, Roberto’nun yaptığı her şeyi çaba harcamıyormuş, üzerinde düşünmüyormuş gibi görmemizi sağlamak için, yaptığı her şeyin üzerinde en ince ayrıntısına kadar kafa yorduğu anlamına gelmiyor mu?’ -II Cortegiano (Saraylının Elkitabı,1959).
Agnus Calder, İkinci Dünya Savaşı’nı halkların savaşı olarak nitelendirir; çünkü bu savaş birincisine oranla birçok yönden daha demokratikti, askerler ve halk arasındaki sınıf bölünmesi daha belirsizdi; hava saldırıları nedeniyle siviller de askerlerin kaderini paylaşmaya zorlanıyordu.
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.