David Sloan Wilson Gönderileri
David Sloan Wilson kitaplarını, David Sloan Wilson sözleri ve alıntılarını, David Sloan Wilson yazarlarını, David Sloan Wilson yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim bilir ne zamandan beri yavru deniz kaplumbağaları, gece kumsallardaki yuvalarından çıkıp denize yollanıyorlar. Su yüzeyinde yansıyan ışığa doğru hareket edecek şekilde evrimleşmişler, ki kumsallara yazlık evler inşa edilene kadar güvenilir bir işaretti bu. Şimdi evlerden gelen ışıklar denizden yansıyan ay ışığından daha güçlü bir parlaklık yayıyor etrafa ve kaplumbağaların yanlış yöne, ölümlerine doğru gitmelerine neden oluyor.
Sayfa 61Kitabı okudu
Uzun uzun kızılağaçların arasında dolaşmak insanın içini gerçekten de huşuyla doldurur, ama ağaçların bu kadar uzun olmasının nedeni, komşu ağaçları güneş ışığından mahrum etmektir.
Sayfa 42Kitabı okudu
Hitler de evrimi sevmişti çünkü soykırıma temel oluşturan toplumsal eşitsizlik fikrini doğruladığını düşünüyordu.
Kutsal semboller, onu kutsal kabul eden kişilerin davranışlarını düzenler.
Sayfa 353Kitabı okudu
Belki de din, ebedi hayata dair boş vaatlerle insanları gerçek dünyada istediklerinden vazgeçirmeye çalışarak onları aldatan kültürel bir parazittir.
Sayfa 255Kitabı okudu
Din kadar detaylı(zaman,enerji ve düşünce tüketimi olarak) bir şey, seküler faydası olmasaydı var olmazdı.
Din ilk olarak insanlara tek başlarına elde edemeyecekleri şeyleri beraber elde etmeleri için var oldu.
Sayfa 250Kitabı okudu
Dini ve seküler yaradılışçılık, evrimi kabulün getireceği sonuçların korkusundan kaynaklanmıştır daima yoksa insanlar, hakkında çok az bilgi sahibi oldukları bir şeyi neden bu kadar güçlü bir biçimde reddetsin ki?
Sayfa 328
„iplerdeki düğümler bir şekilde çözülür. asıl mesele boğazlardakiler.”
Yüz yıl önce saygın doktor ve biliminsanları, beynin gelişiminin rahmin gelişimini engellediği gerekçesiyle kadınların üniversiteye gitmemesi gerektiğini düşünmekteydi.
Darwin'den önce dini risalelerde zencilerin ruhu olmadığı, kadınların da "Tanrı ve Doğa" tarafından ömür boyu ev işlerine hizmet edecek şekilde tasarlandığı iddia edilirdi.
Birçok yerli kültürde "insan" sözcüğü "halkımız" anlamına gelmekte ve yabancılar bir hayvan türü olarak sınıflandırılmaktadır.
Metodist kilisesi kurucusu John Wesley
Hakiki bir dinin herhangi bir canlılık formunun uzun bir süre devam etmesinin nasıl mümkün olduğunu anlamıyorum. Çünkü din muhakkak ki hem üretim hem de idareli tüketim gerektirir. Ve bunlar da beraberinde servetten başka bir şey getirmezler. Fakat servet arttıkça yeryüzündeki yaşamın her alanında kendine yer bulan gurur, öfke ve aşk da artacaktır.
Sayfa 286Kitabı okudu
Belki de din, ebedi hayata dair boş vaadlerle insanları gerçek dünyada istediklerinden vazgeçirmeye çalışarak onları aldatan kültürel bir parazittir. Din belki de, elde edilebilecek kaynaklar bağlamında temin edilemeyenleri sağlamak için çarkını döndüren iktisadi bir zihindir.
Sayfa 255Kitabı okudu