Bu kısa, küçük kitap kapak yazısında kullanılan "cümlelerinin içerdiği şiir" ifadesini doğrulayan hikâyelerle dolu. İlk başta yadırgadığım dilin, hikâyeleme tarzının hikâyeleri okudukça yazarın aslında kendine özgü dili ve dünyası olduğunu teslim etmem gerekti: Deniz Karanfil'in dünyası, dili her hikâyesinde bu imzayı, izi taşıyor kesinlikle; yazarın hem hayâl gücü, hem de kendi dili ısrarla kendini belli ediyor, hikâyeler ilerledikçe yazarın ben buyum dediğini görebiliyoruz. "Acıdan Önce", "Bulut", "Suya Anlat" ve daha bir çok hikâye kapakta sözü edilen şiirin hakkının verildiği örnekler. Bence bu hikâyelerin tadına bakılmalı.