1991’de Lüleburgaz’da doğdu. Lise öğrenimini Lüleburgaz Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki mühendislik eğitimini yarıda bırakarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ne kaydoldu. Mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Yayıncılık Yönetimi alanında yüksek lisansa başladı. Eleştiri, makale ve röportaj türündeki çalışmaları Ayrıntı, Duvar, Evrensel Kültür gibi dergilerde, BirGün gazetesinde ve kitap ekinde, ayrıca Bianet, İyikitap gibi çeşitli internet sitelerinde yayımlandı. Edebiyat alanında çalışmalarını sürdüren yazar İstanbul’da yaşıyor.
"Düzelmez oğlum," derdim, "düzelmez bu memleket, çok düşünen erken ölür, dünya unutana kalır. düşünme" Dinlemezdi. "Onlar topraktan öğrenip kitapsız bilenler baba," derdi...
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
80'lerde çocuk, 90'larda genç, 2000'lerde yetişkin biri olarak Deniz Poyraz'ın öykülerini hafızamı tazeleyerek, bazı şeyleri özlemle hatırlayarak, bazı şeylere hayıflanarak, ülkenin bugün geldiği duruma baktıkça çokça kızarak okudum. Ne zor zamanlardan geçmişiz. Hatta o zamanların umut tacirleri bugün geldiğimiz noktada meğer
Yıl 2001. Bir yazarkasa fırlatıldı başbakanlığın önüne. Bir yazarkasanın tuşlarının gri devlet zemininde dağılmasının üstünden tam 21 yıl geçti. Deniz Poyraz, toplamış onları yerlerden, birazı güneşte sararmış, birazının yazıları silinmiş, birkaçı kayıp. Ne yapmış etmiş, dizmiş yan yana hepsini. Arpa kesim, kehribar, püsküllü bir tespih: Dünya
İlk unutan Adem değil miydi? Ahdi unutan ve cennetten çıkan, kendisine dünya kalan?
.
Otuz yaşındayım ben. Bin dokuz yüz doksan birin altıncı ayı, sekizinci gününde doğdum. O günden bugüne ne çok şey yaptım diye düşündüm geçenlerde.
Yürümeyi, konuşmayı, okuma yazmayı öğrendim. Ben bunları yaparken üzerinde olduğum topraklar değişti.
Birileri öldü, birileri doğdu.
Birileri öldürüldü, birileri ölmüş gibi gösterildi.
Sonra içimizden pek azı gördüklerini yazdı, gösterilenlere inat.
Deniz Poyraz gibileri.
.
İstila, Zeliş, Nasip’in Günahı ve Canavarın Günü ‘Dünya Unutana Kalır’ın dört hikayesi. Aslında bizim. ‘Kahrolsun’ demeden kahırlara salmayı yazıyor Poyraz. Gündöndüler gibi başlarını ışığa çeviren ama bu ışığın sahte çıkmasıyla kavrulanları anlatıyor.
Olsun deyince olduramayanları, sil gitsin deyince silip gidemeyenleri. Tabi bir de elleri kan kırmızı canavarları.
Poyraz’ın ilk kitabı Emine’nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler’den sonra çok bekledim yeni bir çalışma için. Yazılırken ne zorluklar yaşandı bilmeden bir günde okumak hem bencillik hem tanıdık cümlelere özlemden. Beklemek ise beklediğini tam da karşında görünce güzel. ‘Dünya Unutana Kalır’ bu yüzden çok güzel..
.
Seda Mit’in canım illüstrasyonuyla..