En Eski Derviş Zaim Sözleri ve Alıntıları
En Eski Derviş Zaim sözleri ve alıntılarını, en eski Derviş Zaim kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada mesele, geçmişte altın bir dönemin gerçekten de yaşanıp yaşanmadığı konusunda düğümleniyordu. İnsanoğlu geçmişi kurarken çarpıtıyor, süzgeçlerden geçiriyor, yeniden icat edebiliyordu. Dolayısıyla çoğu altın çağ inşa girişimi muhtemelen kurmaca ürünüydü. Eğer durum böyle ise kentsel biçimin değişmezliğini ve eskinin mükemmelliğini bir yanılsama olarak kabul etmek akıllıcaydı. O sayede, kentin halihazırda var olan biçim ve malzemesi daha yaşanılabilir ve zengin hale dönüştürülebilirdi. Hatta geçmiş, bugünün organik bir parçası haline getirilebilir, tarih bütün eşsizliğiyle gelecek için payanda olabilirdi.
Sine gülümseyerek hangi filozofun hangi tatlıyı tercih edeceğini dinledi. Hayret; Nietzsche’ye kerhane tatlısı, Descartes’a kuru bir kurabiye, Spinoza’ya Antep baklavası uygun görünce yanlarından ayrıldı.
— “Spinoza Çin yemeği mi, yoksa Türk mantısı mı tercih ederdi?”
— “Hazret conatus kavramına göre neşeyi arttıran şeyi tercih ederdi. Elbette çiğ börek, mantı isterdi. Sarımsaklı.”
Ama dışarısı her türlü nizam intizamı reddediyor. Enerjimizin kaynağı da o kaos aslında.
“Gelecekte kokuları da sanatsal deneyimin bir parçası yapmalılar. Ses var, görüntü var, bir koku eksik.”
Şeyh Galip
“Düşünce okyanusunun bir dalgalanmasıyla, hayranlık duyguları coşmuş bulunmaktadır. Artık bundan böyle gönül sarhoş bir halde kendinden geçmiştir. Akıl, söz söyleme denizini susturmuştur.”
Yetersiz akıl yürütme insan özgürlüğünü engeller. Çünkü sadece akıllı adam özgür olabilir ya da sadece özgür biri aklını kullanabilir.
İnsanoğlu olarak sınırlı yaratıklarız. Tamamiyle özgür olmamız bir hayalden başka bir şey değil. Doğru. İnsanın zihnini ve kendini dış etkenlerin saldırısından koruması çok zor. Ancak insan özgürlüğü bir derece meselesidir. Temel soru da ‘nasıl daha özgür olabilirim?’ sorusudur. Kimi insanlar daha özgür iken, bazıları düpedüz köledir. Üstelik farkında bile değildir.
“Rüyalar, libido, conatus. Hepsi aynı kapıya dayanıyor. Zevk, haz, arzu, düşünce, duygu bunların tümü, kendi kendimizi devam ettirme isteğimizin birer parçasıdır. Her şey kendi varlığında devam etmek için elinden geleni yapar. Taş, sen, ben, bardak. İnsan patetik, mantıksız bir yaratıktır. O nedenle dış etkenlerin tecavüzünden uzak, doğru düzgün akıl yürütmeyi becermesi gerekir. Akıl yürütme, hissetme, algılama melekesinin geliştirilmesi kıymetli ve zorunludur. Bunu bize tabiat söyler. Yoksa özgürlüğümüz buharlaşır, biz de köle olarak kalırız.”
Hayret, insanın bir sürü yol ayrımıyla karşılaştığını, çatallanan yolların ağzında geleceği belirleyen bir sürü etkenin bekleyebileceğini, bazen küçük bir ayrıntının insanın yazgısını tayin edebileceğini anlattı.