Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devrim E. Alkış

Devrim E. AlkışSene 84 yazarı
Yazar
Çevirmen
7.1/10
16 Kişi
63
Okunma
2
Beğeni
1.517
Görüntülenme

Devrim E. Alkış Gönderileri

Devrim E. Alkış kitaplarını, Devrim E. Alkış sözleri ve alıntılarını, Devrim E. Alkış yazarlarını, Devrim E. Alkış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
220 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Madem eskilerden konuşacağız, o zaman düz vites kullananların yada kullanmış olanların çok iyi anlayacağı bir örnek ile, bu kıtabı okuduktan sonra ne hissettiği anlatmaya çalışayım. Hani yüksek viteste giderken, siz ısrarla arabanızı düşük viteste kullanmaya devam edersiniz ve o zavallıcıkta "ne olursun artık şu vitesi değiştir" dercesine bağırır ya; işte bu kitabı okumak benim için resmen minvalde bir okuma oldu. Okuması çok rahat ve akıcı kitap. Ancak,yol boyu bir türlü üst vitese geçemiyorsunuz. 84 yılından ziyade, 80’lerin havasını buram buram soluyuyor kitabımız ve bu kısımları okumak gerçekten keyifli oldu. Bu açıdan zaman kaybı diyemem. Ama olay örgüsünde eksik bir şey var. Sürekli bir aksiyon bekledim son sayfaya kadar. Hatta son satırsa bile baş karakterimizin “ben deliyim” ya da “bunlar rüya” gibi cümlelerle finali yapması bilebeklenen aksiyon duygusuna merhem olabilirdi. Olamadı! Kitaptan alabileceğim tad eksik kaldı diye düşünüyorum.
Sene 84
Sene 84Devrim E. Alkış · Everest Yayınları · 045 okunma
Masumiyet Müzesi’ne Selam
Bu hissizliğin tek istisnası "Katil Araba" denilen 56 Chevrolet idi. Bir zamanların zenginlerinden Kemal Basmacı'nın eşi Füsun'un içinde öldüğü bu araba, bir dolmuşçu tarafından satın alınıp tamir ettirilmiş, ardından Kadıköy-Bostancı hattında çalıştırılmıştı; hatta annem küçükken uzak bir akrabamıza giderken o dolmuşa bindiğimizi söylerdi. Yolcular arabayı ve şoförünü bilir, biner binmez yol boyunca Kemal Bey'in makûs talihinden konuşurlarmış.”
Reklam
"Zamanın çözümsüz labirentinin köşeleri bizi bir şekilde birleştiriyor.”
“İnsanlar yeni konulara girmeden evvel birbirlerinden uzakta geçirdikleri zamanı birbirlerine anlatmak zorunda hissederler. Konuşabilmek için kelimelere duyulan ihtiyaç kadar büyüktür bu zaman eşitlemesi. Geçmişte yaşananlar bugüne taşınmadan yeni bir konu açılmaz.”
“Evdeki mobilyaların neredeyse tamamı annemle babamdan kalmıştı; tek fark, artık misafir odasının umumi hizmete açılmış olmasıydı. Türk insanı da bu dünyada misafir olduğunu sonunda fark etmiş, kendisini en iyi odadan mahrum etmenin dangozluğunu çözmüştü.”
“İnsanlara üzülmenin en güzel yanı kendi halini unutmaktır.”
Reklam
“Çimenlerin arasına saklanmış karahindibalar, aynı vakitlerde doğaya fişkin eden papatyalar kadar ünlü olmamanın acısıyla başlarını eğmişlerdi.”
“Kitaplar hakikati benden saklamak için aralarında sözleşmişlerdi sanki.”
“Geldiğim ilk yıl mecburiyetmiş gibi ülke hasreti çekmiş, bundan dolayı karşıma hangi Türk öğrenci çıkarsa onunla arkadaş olup birlikte gezmeye, içmeye başlamıştım. Avusturya'nın karanlığı, soğuğu ve Avusturyalıların sınırın doğusundan gelen herkese kaşlarını çatması bizi birleştiren bir tutkal olmuştu ama zehirli bir tutkaldı bu. Nasıl bir uyuşukluk tarafından teslim alındığımı anladığımda çoktan koca bir yılı geride bırakmıştım.”
“Ömrümün sonuna kadar bana bakacak bir devletin vatandaşı olsaydım o cildi çoktan açmıştım belki de ama ben bir Türktüm ve çalıştığım kadar yaşayabilirdim; can sıkıntıma ve kafamdaki ben ne halt ediyorum, sorusuna rağmen bu gerçeklik, bir hayvanın hayatta kalmasını sağlayan içgüdü gibi beynimin bir yerine kazınmıştı.”
Reklam
Kaybolmak
“O olmazsa mahvolurum," dediğin kadın yanında. Dışarıda sağanak var. Onun hayatta en çok sevdiği adam sen değilsin, Florian Ehrdach adında bir kerhane piyanisti. Alois var, bir de diğerleri, bildiklerim, bilmediklerim.
Sayfa 86 - Everest YayınlarıKitabı okudu
27 öğeden 16 ile 27 arasındakiler gösteriliyor.