Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var
Bıçak ağzı gibi bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşgar sabahında,
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk.
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan
Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum.
Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
Bir intikam fişeği gibi
saplanıyor karanlığın karnına
Senin namına