Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğu Batı Düşünce Dergisi

Doğu Batı Düşünce DergisiDoğu Batı - Sayı 1 dergisi
Dergi
8.5/10
94 Kişi
537
Okunma
118
Beğeni
2.922
Görüntülenme

Doğu Batı Düşünce Dergisi Gönderileri

Doğu Batı Düşünce Dergisi kitaplarını, Doğu Batı Düşünce Dergisi sözleri ve alıntılarını, Doğu Batı Düşünce Dergisi yazarlarını, Doğu Batı Düşünce Dergisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Frankfurt Okulu gibi, Levinas da Homer'in Odyssea'sını Batı düşüncesinin temel motifi olarak ele alır, amaç daima kişinin başladığı yere dönmesidir.
Aydınlık bilincine ermiş, okuyan, araştıran, kafa yoran, günün olaylarına ve geçmişe geniş bir perspektif ile bakabilen, gelecek için ve yeni insani değerler üreten ve doğrularını hayata geçirebilme sorumluluğu taşıyan bir kimlik "aydın" kavramı için ortak bir payda oluşturabilir.
Sayfa 226
Reklam
Ne beklersin, gönül kafes içinde? Nesine bağlısın kara dünyanın? Hazır kanat da var sırtında senin Uçup gitsene aydınlık ülkelere
Ersin Kalaycıoğlu - Tarık Zafer Tunaya adlı bölümden
Fransız hukukçu Hauriot'nun kurum (müessese) kuramı ile doktora çalışmaları sırasında tanıştı. Hauriot'nun, fikirlerin kurumların oluşmasında oynadığı rolü vurgulayan, kurumların da anayasalarda taşıdığı önemi anlatan çalışmalarından bu dönemde etkilendi. Hauriot kurumları fikirlerin somutlaşması olarak tanımlamaktaydı. Bir fikir cazibesini koruduğu sürece kurum canlılığını korur, canlılığını yitiren fikirle birlikte onun etrafinda biçimlenmiş olan kurum da yitip giderdi.
Sayfa 112 - Doğu-Batı Yayınları 12. Sayı Türk Düşünce Serüveni: AkademidekilerKitabı yarım bıraktı
Tarık Zafer Tunaya adlı bölümden
Mondros Mütarekesi ve işgal ile birlikte ortaya çıkan belirsiz ve ağır havadan etkilenen Mütareke dönemi Tunaya'nın ilgisini uzun yıllar boyunca çekmeye devam etti. Bu karmaşık ve belirsizliklerle dolu dönemin içinde bir Milli Mücadele'nin oluşması ve hele başarıya ulaşmasındaki zorluk bir kez daha, tüm ayrıntılarıyla siyasal kurumlar incelendiğinde ortaya çıkıyordu. Dönemin düşünsel karmaşıklığı ve çıkar çatışmaları siyasal kuruluşların sayı ve çeşidine de yansıyordu. İslâm'ı, Hilafeti, monarşiyi diriltmekten, sosyal sınıf temelinde yeni siyasal oluşumlara, etnik temelli siyasal arayışlardan, büyük devletlerin himaye ve mandasına kadar uzanan geniş bir fikir ve dernekleşme alanının içinde Milli Mücadele fikri ve onun vücut verdiği dernek ve kuruluşlar da yerlerini alıyordu. Bu ortamdan hangi fikir ve kurumların ayakta kalarak çıkacağı, 1918- 1919 un koşullarına bakıldığında pek öyle kolayca belli olmuyordu. Bu durumda Milli Mücadele'nin ne derecede zor koşullarda şekillendiği de çok daha iyi anlaşılıyordu.
Sayfa 113 - Doğu-Batı Yayınları 12.Sayı Türk Düşünce Serüveni: AkademidekilerKitabı yarım bıraktı
Tarık Zafer Tunaya adlı bölümden
Tunaya siyasal kuramlarının araştırılması yoluyla Osmanlı'nın son yılları, İkinci Meşrutiyet ve Mütareke döneminin yakından incelenmesine ve böylece Cumhuriyet'in daha iyi anlaşılmasına hayatını vakfetmiş bir anayasa hukukçusuydu. Hukukun, içinde oluştuğu toplumsal ve siyasal ortamdan, toplumun devraldığı tarihî mirastan ve hukukla etkileşim içinde bulunan sosyoekonomik bağlamdan etkilenerek biçimlendiği perspektifi ile akademik çalışma ve yaşantısını sürdüren Tunaya, hem anayasa hukuku, hem de siyasal kurumlar açısından yakın çağ Türkiye tarihine ışık tutmuş bir bilim adamı kimliği çizmiştir.
Sayfa 118 - Doğu-Batı Yayınları 12. Sayı Türk Düşünce Serüveni: AkademidekilerKitabı yarım bıraktı
Reklam
İster doğal ister medeni olsun, bütün haklar daimi ve yüce olan genel çıkara dayanır. Fakat tekil haklar kurumsallaştık­tan sonra, artık bunlar ahlaki doğruluğun kıstası haline gelirler ve bu andan sonra önemli olan bir eylemin çıkarlar bakımından faydalı olup olmaması değil, ahlaken doğru olup olmamasıdır. Bu hakların çiğnenmesini de artık hiçbir ikincil çıkar haklı gösteremez.
Sayfa 247Kitabı okudu
Her bir insan bir diğerine zarar vermeden dilediğini yapma hakkına sahiptir.
Sayfa 247Kitabı okudu
Özgürlük olmadan mutluluk olamaz, özyönetim olmadan özgürlük olamaz , anayasallık olmadan ken­di kendini yönetim olamaz ve dürüstlük olmadan anayasallık olmaz ve istikrar ile düzen olmadan da bu büyük değerlerin hiçbiri olmaz.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bir cumhuriyet için önemli olan, toplumu yalnızca yöneticilerin zulmüne karşı korumak değil, toplumun bir kesiminin adaletsizliğine karşı diğer kesimini korumaktır.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Arendt'e göre "devrimler bizi, doğrudan ve kaçınılmaz olarak başlangıç sorunuyla yüz yüze getiren yegane siyasi olaylardır. Devrimleri değişim olarak tanımlamanın cazibesine kapılmamız mümkün olsa da, asla yalnızca değişimden ibaret değil­dirler."
Sayfa 106Kitabı okudu
Öte yandan devrimler, halkın özgürlüğüne kavuşması ve geleceğin va­tandaşları olma prensipleri adına değil, zavallıları kurtarmak adına yapıl­dığında, halk zavallılarla özdeşleştirilir. En korkunç eylemler "zavallıları kurtarmak" adına yapılır. Zavallıların gösterisi ve tatmini her şeyi, hatta terörü bile haklı göstermeye yeterlidir. Zavallılık adına her şey kabul edi­lir, devrim romantizmi içinde, devrim doğrultusunda giden her şeye, yani teröre izin verilir: "Bir kez acıma güçleri, özgürlüklerine kavuştuğunda (daha doğru bir deyişle, iplerini kopardığında) artık zavallılara, mağdur ve mazlumlara yardım etmez, toplumları yıkar, yok eder. Böylece, acımadan teröre, devrimden totalitarizme geçilir" (Arendt, 1990: 8).
Fransız Dev­rimi 'nde görüldüğü gibi, "zavallılar, dünyanın tek kudreti" (Saint-Juste, 2004) olduğunda ve kitleler "kudurmuşlara" dönüştüklerinde, korkunç bir güç ve şiddet ortaya çıkar, bu güç her şeyi yıkmaya hazırdır. Zaruret ve şiddetin birlikteliği büyük bir kitle gücünü harekete geçirebildiği gibi, zaruret adına kullanıldığı için, şiddeti haklı çıkartıp yüceltebilir. Devrim kendi çocuklarını ve bireyleri yok ederken tüm eylemler insanlık ve za­vallıları kurtarmak adına gerçekleştirilir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.