Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakâtu'l Asfiyâ
Hz. Ali b. Ebî Tâlib der ki:
“Ey insanlar! Eğer siz, anasını yitiren buzağı gibi inleseydiniz, güvercinler gibi dua etseydiniz, kendini ibadete veren
rahipler gibi feryad etseydiniz, sonra, Allah katındaki derecenizi yükseltmek veya meleklerin yazdığı bir günahınızın bağışlanması için mallarınız ve çocuklarınızdan vaz geçseydiniz, bu yaptıklarınız, Allah’ın size bahşedeceğini umduğum sevap ve uğramanızdan korktuğum azab karşısında az kalırdı.
Allah’a yemin olsun ki! Allah’a yemin olsun ki! Allah’a yemin olsun ki!
Ondan korkarak ve Ona yönelerek gözleriniz önünüze aksa, sonra size
dünyada uzun bir hayat bahşedilse
—ki zaten dünya bakî değildir—
güç ve kuşetinizden bir şey kalmayıncaya kadar ona ibadet etseniz bile, İslam’daki hidâyetinizi daim kılma nimetinin karşılığını ödeyemezsiniz.
Fakat Onun rahmetiyle muamele göreceksiniz. Onun cennetine, adalete sarılıp orta yolu tutanlar girer. Allah, bizi ve sizi, çok tövbe eden âbid kullarından eylesin.”
Hz. Ömer der ki: “üç şey olmasaydı ölüp Allah’a kavuşmayı dilerdim.
Biri, Allah için alnımı secdeye koymamdır.
Diğeri, güzel hurmanın kötüsünden seçilmesi gibi güzel sözlerin seçilip konuşulduğu meclislerde bulunmamdır.
Diğeri de, Allah yolunda cihada katılmamdır.”
Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakâtu'l Asfiyâ
Ebû Bekr es-Sıddîk’in hutbesinde şöyle dediğini nakleder:
“Gençlikleriyle övünen güzel yüzlü gençler nerede? Şehirler inşa
eden ve bunları surlarla çeviren krallar nerede? Savaş meydanlarında zafer kazananlar nerede? Zaman onları yok etti. Şimdi onlar, mezarların karanlığındadır.
Acele ediniz! Kurtulmaya bakınız!”
Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakâtu'l Asfiyâ
Ebû Bekr es-Sıddîk der ki: “Ne mudu terk iie ölene.” Ona “terk” ne
demek?” diye sorduklarında ‘İslam'ı ciddiye almaktır” dedi.
Süfyân b. Uyeyne:
“İman, söz ve ameldir” dedi. Kendisine: “Artıp eksilir mi?” diye sorulunca: “Evet!” dedi ve yerden bir şey alarak ekledi: “Şunun kadar bir şey dahi kalmayıncaya kadar eksilebilir!” Sonra şu âyeti okudu İnananların ise imanını artırmıştır“.”