Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ebu Sümeyye

Ebu SümeyyeKral ve Çocuk yazarı
Yazar
9.4/10
20 Kişi
105
Okunma
1
Beğeni
1.685
Görüntülenme

Ebu Sümeyye Gönderileri

Ebu Sümeyye kitaplarını, Ebu Sümeyye sözleri ve alıntılarını, Ebu Sümeyye yazarlarını, Ebu Sümeyye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
*BİLMİYORUM DİYEBİLMEK!*
İlimde çok önemli bir husus vardır ki, o konuda özellikle Rabbani âlimler çok hassas davranırlar. İlimde derinleşmemiş kimselerin o konuda fazla endişeleri olmaz. Bu önemli husus şudur; bilmediği bir konu sorulduğunda “bilmiyorum” demesidir. İşte bu husus, Rabbani âlimlerle, Rabbani olmayanları birbirinden ayıran en önemli özelliktir.İbn-i Kayyım (rahimehullah) şöyle demektedir:“Allah-u Teâlâ, adına hükümde ve fetva vermede, ilimsiz konuşmayı büyük haramlardan kılmıştır. Hatta haramların en büyüğü mertebesine koymuştur. Allah (azze ve celle) şöyle buyurur: “De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yeresınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah’a ortak koşmanızı ve Allah (azze ve celle) hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.(A’raf, 33) Allah (azze ve celle) haramları dört mertebede kıldı. En basitinden başlayıp, “açık ve gizli kötülükleri” birinci sıraya koydu. Daha sonra daha şiddetli haram olan, “haksız yere haddi aşmayı” ikinci sıraya koydu. Sonra ikisinden daha şiddetli haram olan, “Allah’a ortak koşmayı” üçüncü sıraya koydu. Sonra hepsinden en büyük haram olan, “Allah hakkında bilmediğimiz şeyleri söylemeyi” dördüncü sıraya koydu. (İ’lamul Muvakkiin An Rabbil âlemin/“Âlemlerin Rabbi Adına İmza Atanları Bilgilendirme.”)
Mürekkeple mezara kadar..
Bir âlimi bir halkada öğretici görürsün, öbür halkada öğrenci. Ahmed bin Hanbel Bağdat sokaklarında ilim halkasından bir diğerine koşarmış. Biri sormuş: Ne zamana kadar koşacaksın? Cevaben: Ölüme kadar, demiş.
Reklam
Devletin maddi kaynaklarını israf, keyif, içki, kadın ve tevhid davasının egemen olmaması için çokça hapishane inşa etmek ve emniyet güçlerini çoğaltmakla yok ederdi. Halkına şunu derdi: “Bizler, prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmayız. Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz!” kısacası tam bir tağuttu.
Tağutun kısaca tanımını Seyyid Kutup(ra) şöyle tarif eder...
"Tağut, sağ duyuya ters düşen, gerçeği çiğneyen, Allah'ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem ve ideoloji anlamına gelir."
KüreselkitapKitabı okudu
Bazen bir musibet insanların hayatlarının bir anda değişmesine vesile olabiliyor.
Sayfa 260
Asker ocakları artık peygamber ocakları olmaktan çıkmış, İslamın ve Müslümanların hiçbir değerinin olmadığı isyan ocakları haline gelmiştir.
Sayfa 243
Reklam
Rivayetlere göre, Ömer (radiyallahu anh) bir gün Habbab'a (radiyallahu anh) "Ey Habbab! Müşrikler seni ateşe yatırıp işkence etmişlerdi. Sırtına bakabilir miyim?" deyip görmede israr edince Habbab sırtını gösterir. Sırtında yanma sebebiyle çukurlar oluşmuştu. Ömer (radiyallahu anh) sarılıp sırtını öper. Habbab ise ağlamaya başlar. "Neden ağlıyorsun, Ey Habbab!?" deyince, Habbab, (radiyallahu anh) "Ey Müslümanların halifesi! Ben sırtımı kimseye göstermemiştim. Kıyamet gününde sadece Allah-u Teâlâ'ya göstermek için saklı tutuyordum. Ama sen gördün" demiştir.
Sayfa 224
İşkence, dünyada sınırlıdır. En fazla ömür boyu sürer. Neticede insan öldükten sonra o acılardan kurtulur. İşkence eden kişi, bizim gibi zayıf ve acizdır. Onun perçemi de Allah’ın elindedir. O zayıf insanın işkencesi daimi değildir. Ama Allah’ın azabı ve gazabı hem daha şiddetli hem de daha kalıcıdır. Kurtuluşu da düşünülemez.
Sayfa 220
Elhamdulillahi Rabbil Alemin, Vallahi Sahih!
İman öyle tatlı bir şey ki kalbe girdiği zaman kişinin hayatı, düşünceleri ve tavırları tamamıyla değişir. Gözünde değerli olan şeyler artık basitleşir. Pahalı olanlar ucuzdur. Güzel görünenler çirkinleşir.
Sayfa 209
Mümin kişi imtihanlara tabi tutulur. İmanı ve dinine bağlılığı oranında denenir. Özellikle cihat ibadetini işledikçe ve hakkı batılın yüzüne haykırdıkça sınav o oranda ağırlaşır. Kuyumcular, altın ile diğer maddeleri birbirinden ayırmak için altını bazı işlemlere tabi tutarlar. Aynı şekilde mümin ile münafığı, doğru ile yalancıyı birbirinden ayırt etmek için Allahu Teala kullarını imtihanlara tabi tutar. Allahu Teala mümin kullarına belayı, alt etmek için değil, onları arındırmak için verir. Kim belalara sabreder ve rıza gösterirse,Allah’tan ona rıza vardır. Kim de gazaplanıp hep isyan ederse ona da gazap vardır.
Sayfa 186
Reklam
Sultan Cafer bin Süleyman’a İmam Malik şikayet edildi. İmam Malik bey’at almak için yaptırdığınız yeminleri lüzumsuz sayıyor dediler. Çok öfkelenen sultan İmam Maliki çağırtır, elbiselerini soydurur ve kırbaçlattırır. Elini çok sert çekerler ki kolu yerinden çıkar. Ona çok eziyet ederler. Sonra Allahu Teala ona yücelik verir ve onu ehli sünnet imamlarından kılar.
Sayfa 144
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.