EBU’L-ALÂ AFİFÎ, 1897’de Mısır’ın Benderü’l-cîze kentinde doğdu. On dokuz yaşında girdiği DÂrü’l-ulûmi’l-ulyâ’dan 1921 yılında mezun oldu. Cambridge Üniversitesinde felsefe okudu ve burayı birincilikle bitirdi (1924). E.G. Browne, R.A Nicholson, A.J. Arberry gibi şarkiyatçılardan istifade eden Afifî, Muhyiddin İbn Arabi üzerinde hazırladığı teziyle felsefe doktoru unvanını aldı (1930). Ülkesine dönüp Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde hocalık yapmaya başladı. 1940’ta doçent, 1943’te profesör oldu. Daha sonra aynı fakültede dekanlığa getirildi ve bu görevini 1957’ye kadar sürdürdü. Mısır Sanat ve Sosyal Bilimler Yüksek Konseyi üyeliğinde bulundu. 1966 yılında İskenderiye’de vefat etti.
Fusûsu'l-Hikem'in ilk şarihi olarak, aynı zamanda kitabın müellifi olan Îbnü'l-Arabî'yi kabul etmek mümkündür. Fusûsun doğru anlaşılması, Îbnü'l-Arabî'nin yüzlerce eserinde ortaya koyduğu fikirlerin kavranmasıyla mümkün olabilir.
......
Îbnü'l-Arabî'nin ardından eserin ikinci önemli şarihi, gerek verdiği eserlerle ve gerekse yetiştirdiği talebelerle Îbnü'l-Arabî'nin düşüncelerinin ve tasavvuf anlayışının yayılmasına büyük katkı sağlayan mutasavvıf,
Sadreddin Konevi dir.
Abdurrahman https://1000kitap.com/yazar/molla-cami Konevî hakkında şunları söylemektedir:
"Îbnü'l-Arabî'nin vahdet-i vücûd meselesi hakkındaki fikirlerini onun çalışmalarını ve fikirlerini dikkate almadan hakkıyla anlamak mümkün değildir."
Sadreddin Konevînin şerhi, El-Fükuk fi esrar-ı müstenidat-ı hikem-i fusûs'tur. 6
Fükuk, teknik anlamda tam bir şerh olarak kabul edilemez. Bununla beraber sonraki Fusûs çalışmaları ve şarihler üzerinde tesir icra etmiş ve hemen her Fusûsu'l-hikem şarihi için, vazgeçilmez bir müracaat eseri haline gelmiştir.
-------------------------------------------
6 Eser, Farsça tercümesiyle beraber Tercüme ve Metn-i Kitabı'l-Fukuk / Kilid-i Esrar-ı Fususu'l-Hikem ismi ile İran'da basılmıştır. Tercüme ve Tah. Muhammed Hocavî, 1371/1413. (Intişarat-ı Mevla)
Sayfa 15 - İZ YAYINCILIK ☪ 2. Baskı İstanbul, 2002Kitabı okudu
Mehdi’nin çıkısını inkâr edenlerin en fazla tutundukları meselelerden biriside şudur; “Mehdi gibi bir inancı benimsemek insanları tembelliğe sürükler.”
Evet, gerçekte de bu olmuştur. Özellikle
Tasavvuf erbabı içerisinde Mehdi inancından dolayı tembelliğe sürüklenen çok insan ortaya çıkmıştır ve çıkmaktadır. “Biz Mehdiye asker topluyoruz” deyip
"ilahi aşk kişiyi mütevazı yapar¸
Kalbine kendini beğenme/kibir ve riya girmesin önler.
Aşk İnsanınn ibadetlerini ihlâs ve sadakatle
yerine getirmesine vesile olur.
Sûfî¸ aşk ile Allah'ı kendi nefsine tercih eder.
Kalbini kaplayan Allah sevgisi nedeniyle sûfî
O'nun eseri ve mazharı olan her şeyi sever. Allah aşkı ile daima O'nu tefekkür
eden sûfî¸ bütün varlığıyla sevdiğinde fani olur.
Bu fena hali neticesinde sûfî¸ akıl ve nazarla
ulaşılamayacağını belirttiği Allah'ın bilgisine(marifete)ulaşır."
Bu çevirinin kişisel akademik serüvenimde de farklı bir aşama olduğunu belirtmeliyim. Bu itibarla, Sadreddin Konevî hariç, önceki çalışmalarım büyük ölçüde İbnü'l-Arabî'ye hazırlık maksadı taşımıştı.
Önce Ebu'l-Ala Afifî, ardından Abdürrezzak Kaşanî ve Abdülganî en-Nablusî'nin eserleri, son olarak İbn'ül-Arabî Sözlüğü İbn Arabî'nin eserlerini
Eser, Türkiyedeki hatta dünyadaki tasavvufçuların (akademisyenlerin) referansı, Afifi ise üstatlarıdır. Öyleki, tasavvuf hakkındaki bir çok fikrin temeli Afifi’dendir lakin akademik camianın “akran hasedi” bu itirafı zorlaştırır. Dolayısıyla “aslında herkes Afifi’den beslenir ama kimse bunu açık yüreklilik ile itiraf etmez!” diyerek
Kitap Fusüsu'l Hikem Okumaları İçin Anahtar adıyla yayınlanmış olsa da aslında yazar Ebu'l-Ala Afifi'nin Fusüsu'l Hikem için yapmış olduğu şerhdir. Özgünadı et-Ta'likat ala Fususi' l-hikem, (Beyrut, 1980)
Bu esere çevirmen Ekrem Demirli bir takdim ve giriş bölümü ekleyerek Fusüsu'l Hikem Okumaları İçin Anahtar adıyla yayınlanmıştır.
#102508260
Eserimiz Tasavvuf literatüründeki kavramları alıntılardan da yararlanarak açıklamış.Çok fazla menkibeye yer vermemiş.Tasavvufla ilgilenenlerin okuması gereken bir kitap.Yeni başlayacaklar için pek ideal değil anlamlarini bilmedikleri konularla karşılaştıklarından sıkıla bilirler.