Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ejder Okumuş

Ejder OkumuşGösterişçi Dindarlık yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
8.6/10
14 Kişi
124
Okunma
29
Beğeni
4.248
Görüntülenme

Ejder Okumuş Gönderileri

Ejder Okumuş kitaplarını, Ejder Okumuş sözleri ve alıntılarını, Ejder Okumuş yazarlarını, Ejder Okumuş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Medeniyet bakışına sahip kimlikli ve medeniyet duruşlu olanlar, durum insanı değil, duruş insanıdırlar. Duruş insanı her şart ve durumda inancı ilkeleri, erdemleri ve değerleri ile yaşar. Duruş insanı, medeniyetin insanı insan yapan değerler manzumesi olduğunu ve medeniyet duruşunun insan kalmak olduğunu; medeniyete, kendi medeniyetine sahip çıkmayan, medeniyet bilincine sahip olmayan, medeniyet bakışı ile hareket etmeyen kimselerin kimliğini kaybedeceğini, duruşunu yitireceğini, kişiliksizleşeceğini, bozulacağını, insan kalamayacağını bilir ve medeniyetten, medeniyet bakışından ödün vermez. Medeniyet bakışı kimlik ve duruş bakışıdır. Medeniyet bakışı son tahlilde medeniyet duruşlu insanların bakışıdır..."
"Müslüman toplumlar olarak, çektiğimiz acıların, sıkıntıların, zorlukların, kuşatılmışlıkların en önemli sebeplerinden biri, belki de en önemli sebebi, duyarsızlık, gayretsizlik ve sorumsuzluktur, sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmemektir..."
Reklam
"Medeniyet bakışının temelinde insaniyet vardır. İnsaniyetin olmadığını bir bakış, medeniyet bakışı olamaz. Medeniyet bakışı insani bakıştır..."
Bugün Müslüman birey ve toplumlar olarak yenilenmeye, yeniden iman etmeye, yeniden mümin olarak toplumda güven tazelemeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız bulunmaktadır; çünkü bugün bizim temel sorunumuz, şüphesiz ki, yenilenmeyle ilgilidir. Yeniden iman etmek, yeniden güvenilr insanlar olarak Allah'a yönelmenin, yeniden güvenilir insanlar olarak toplumsal hayatımızı inşa ve ikame etmenin, kendimize taze bir güç ve anlam katarak hayatı sürdürmenin, hayatın gerçekliğiyle yüzleşebilme ve sonra onunla baş edebilmenin tek yoludur."
"Medeniyet bilincinin olmadığı yerde medeniyet bakışı olmaz. Medeniyet bakışı varsa medeniyet bilinci var demektir..."
"Medeniyet bakışı, zaman ve mekân bilinciyle bakmaktır. İçinde ibnü'l-vakt olup içinde yaşadığımız zamanın farkına varma, zamana tanıklık etme, zamanı doğru okuma, ebül-vakt olup zamanın dizginini elinde tutma, zamana önem verme, zamanın kıymetini bilme ve zamanı doğru değerlendirme, zamana kendi imanının, bakışının, yaşamının, kültürünũn, erdem ve değerlerinin rengini verme, zamana hükmetme, zaman bilincini kuşanıp iman etme, doğru işler yapma, birbirine hakkı tavsiye etme ve sabrı öğütleme demektir. Medeniyet bakışı, olaylara mekân bilinciyle yaklaşmak, oralı ve orada olarak bakmak, burada ve buralı olarak yönelmek, mekânla bütünleşerek, mekânı varlık bütününün içine yerleştirerek bakmak demektir..."
Reklam
"İnsanlığın medeniyet bunalımıyla karşı karşıya bulunduğu günümüzde medeniyet bakışı çıkış yoludur. İnsanların olaylar karşısında doğru bir tutum almaları ve davranış ortaya koymaları, karşılaştıkları problemlere çözüm üretmeleri, yerel ve küresel ölçekte yaşadıkları zulümlerle ve çevre sorunlarıyla baş etmeleri, toplumda ve uluslararası ilişkilerde insaniyet ve adalet ekseninde bir yaklaşımı hayata geçirmeleri medeniyet duruşuna sahip olmalarına bağlıdır..."
327 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Günümüze ait aynalar…
Kitap, adı üzerinde dindarlığın gösterişçi olanını geniş çapta tahlil eden bir çalışma olmuş. İlahiyat Fakültesinde akademisyen olan
Ejder Okumuş
Ejder Okumuş
'un okuduğum ilk kitabı oldu. Akademik bir çalışma olsa da dili ağır değildi. Gösteri çağında yaşıyoruz. Görsellik ve gösterişçilik, çıkarları desteklediği için öz değerlerin yerine geçmiş durumda
Gösterişçi Dindarlık
Gösterişçi DindarlıkEjder Okumuş · Ark Kitapları · 201724 okunma
Gösterişçi, gururlanmak için, amel ve ilminden toplumun haberdar olmasını ister.
Sayfa 295 - Ark KitapKitabı okudu
"Ey iman edenler, niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında gazap (ve nefret) bakımından çok büyüktür." (61/Saff, 2-3)
Sayfa 278 - Ark KitapKitabı okudu
Reklam
Yalan, modern gösteri toplumu ve gösteriş topluluklarının önemli bir özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. "Yalana artık tepki gösterilmemesi ona tümüyle yeni bir nitelik katmıştır. Bir- denbire, hemen hemen her yerde varlığı sona eren ya da en iyi ihtimalle asla kanıtlanamayacak bir varsayım haline indirgenen şey, doğru olmuştur. Tepki görmeyen yalan, ilk olarak, sesini duyurma yeteneğini kaybeden ve hemen ardından da tamamen ortadan kalkan kamuoyunu yok etmeyi başardı. Bunun, politi- kada, uygulamalı bilimlerde, adalet sisteminde ve sanatta açıkça önemli sonuçları olmuştur.
Sayfa 276 - Ark KitapKitabı okudu
Gösterişçi dindarlar, yalancılıklarına paralel olarak yalan haber yayarlar (ircaf): "Münafıklar, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haber yayanlar...." (33/Ahzab, 60) Riyākarlar, yalanı yayarak ve kötü propaganda yaparak insanları fitneye düşürmek, kafalarını karıştırmak, moralmen olumsuz yönde etkilemek gibi amaçlarını gerçekleştirmek isterler."
Sayfa 276 - Ark KitapKitabı okudu
...denilebilir ki din ve iman ile suç arasındaki ilişkilere dair çeşitli görüşler olmakla birlikte samimi inancın, ihlasla yaşanan dinin, insanı topluma karşı suç işlemekten alıkoyduğu ileri sürülmekte, gözlenmekte ve ortaya konmaktadır. Insan fiillerini düzenleyen ahenkli bir sistem olarak düşünüldüğünde dinin, insanın suça gitmesini önleme ka- pasitesine sahip olduğu anlaşılabilir. Etkin bir sosyal kontrol aracı olarak din, insan davranışları üzerinde etkili olmakta, insanı iyi davranışa yöneltmekte, suça yönelten unsurlara karşı direnç kazandırmaktadır. Fakat din ve ibadet, samimiyet yerine riyākarlık temelli olursa, uygun davranışa yönelterek suçu önlemek şöyle dursun, belki de suça teşvik eden, suç için mazeret oluşturan bir araç haline gelerek suçun işlenmesinde esas etken bile olabilir. Özetle din, samimi bir biçimde fiilen yaşanırsa, suçu önleyici bir set teşkil eder, ama gösteriş olsun diye yaşanırsa, o takdirde suça götürmesi, suç aracı olması söz konusu olabilir.
Sayfa 260 - Ark KitapKitabı okudu
Salt devlet ile dinin birbirinden ayrılması ve birbirlerine karşı bağımsızlığını sağlamakla yetinmeyen, aksine bir de buna uy- gun bir toplum yaratma işine de girişen devrimlerin, yine de, en azından iki sebepten dolayı dini tamamen gözardı etmemiş ol- duklarını biliyoruz. Birincisi, dinin toplumsal katmanlardaki mevcudiyetini laik bir toplum kurma adına tamamen gidermenin zorluğu, hatta imkansızlığı... İkincisi, yaratılan ulusun kimlik harcında, dinin başka bir şeyle ikamesi mümkün olmayan kullanılışlı işlevinin keşfi..."
Sayfa 249 - Ark KitapKitabı okudu
Dini meşrûiyetle siyasal geçerlilik elde eden devletler ve siyasi seçkinler, bu meşrûiyeti istismara dönüştürebilmişlerdir. İslăm tarihinde de bunun örneklerini göstermek mümkündür. Sıffin savaşında mızraklara Kur'an mushafının geçirilmesi vb. olaylar bu çerçevede getirilebilecek örneklerdir.
Sayfa 248 - Ark KitapKitabı okudu
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.