"Ne ki herşey başladığı gibi sürmüyordu. İnsan birbirine alıştıkça ayrılıklar, bıkkınlıklar , itişip kakışmalar başlıyor , özverilerin sınırları daralıyor , katlanmalar zorlaşıyor. Hele bencillikler çoğalınca... Bunun da bir ölçüsü olmalı."
Gecenin solisti Leman samdı neon ışıkları altında sesine bütün duruluğuyla sahnedeydi peri masallarının bir kadını andırıyordu katılanlar müziğin ritimine kendini kaptırmış çılgınca eğleniyorlardı sesler vadide çın çın yankılanıyordu yerler akşam olurken yıkandığı için ortalık saran esirlik ozan'ın kokusu eğlence ayrı bir tat katıyordu.
Kapadokya Güzel atlar ülkesi demekti aslında düşler ülkesi de çok yakışırdı güzel atlar ülkesinde düştü binicileri Yağız kısrakları şaha kaldırdılardı şimdi düştü biniciler de Yağız atlar da yok değişim her şey olduğu gibi onlara da önüne katıp başka zamanlara götürmüştü. ama Kapadokya peri bacaları Gizem yüklü mağaraları ve yeraltı kentleri ile yerinde duruyor tehlikelerle dolu serüvenler için düşüncelerini bekliyor
Ne güzeldi çocukluk!..Ne duruydu gözler,bakışlar!..Bütün bencilliklerden uzak,bütün duyarlılıklara açık!..Her şey ne kadar durulaşıp güzelleşiyordu gözlerinde.
Hep böyle sürse ne olurdu?Büyüdüklerinde de böyle kalsalar ne olurdu?Ama bırakmazdı ki büyükler.
Sana ne derlerdi?
Sen karışma derlerdi
Sen mi düzelcelteceksin derlerdi
Sen kendine bak derlerdi
Diye diye törpülerdi güzel duyguları.
Diye diye körleştir,yozlaştırır;kişiyi kendi yalnızlığıyla baş başa bırakırlardı.Sonra da neden böyle diye gördükleri haksızlıkları,duyarsızlıkları eleştirmeye kalkışırlardı