Eleanor Estes Amerikalı bir çocuk yazarı ve çocuk kütüphaneciydi. Resmini de yarattığı kitabı Ginger Pye Newbery Madalyası'nı kazandı. Kitaplarından üçü Newbery Honor Winners idi ve biri Lewis Carroll Raf Ödülü'ne layık görüldü. Estes'in kitapları 1900'lerin başlarında küçük Connecticut'taki hayatına dayanıyordu.
" Bak, Peg, diye fısıldadı Maddie, bize bahsettiği o mavi elbise. Çok güzel değil mi?
Evet, dedi Peggy. Şu da yeşil olan. Vay canına, ben de güzel resim yaptığımı sanıyordum!"
Yüz elbise! Wanda'nın sahip olduğu tek elbisenin her gün giydiği mavi elbise olduğu çok belliydi. Öyleyse neden yüz elbisesi olduğunu söylğyordu ki? Nasıl da uyduruyordu ama! Wanda okul binasının sarmaşıkla kaplı tuğla duvarının dibinde, zilin çalmasını beklediği güneşli yere doğru giderken tüm kızlar arkasından alayla gülerdi.
Kitapta günümüzde okullarda sıkça rastlanan akran zorbalığı konusu anlatılmıştır. Öğrencilere empati, hatalardan ders alma , özür dileme, pişmanlık, öz eleştiri yapabilme gibi güzel davranışları kazandırmaya yardımcı bir kitap. Ortaokul öğrencilerinin okumasını tavsiye ederim.
Wanda hergün okula giderken aynı kıyafeti giyiyor. Eskimeye yüz tutmuş bu elbisesi ile Peggy ve arkadaşları alay ediyor. Birgün Wanda'nın " Yüz elbisem var. Hepside dolabımda dizili" demesi onu daha fazla alay konusu haline getirir. Peggy yakın arkadaşı Maddy bu durumdan rahatsız olsa da sesini çıkarmaz. Wanda'nın okula gelmemesi ile işler farklı bir yön kazanır.
İnsanları giydiği kıyafet ve ayakkabılarla yargılanmamalı. Maddi durum bir tercih değildir.
Kısa ve ders verici bir konuya sahip. Ama çok bir beklenti ile başlamayın derim.
Wanda Petronski. Bu isim 13 numaralı sınıftaki çocukların çoğunun ismine benzemiyordu. Bu yüzden çocuklar onu her sabah okula girerken bekler ve alay ederlerdi.
Wanda'nın hiç arkadaşı yoktu. Okula yalnız gelip giderdi. Üzerine oturmayan, rengi solmuş bir mavi elbise giyerdi hep. Elbise temizdi ama doğru düzgün ütülü olmazdı. Hiç arkadaşı yoktu demiştik ya ama buna rağmen bir sürü kız onunla konuşurdu, tabi onunla alay edebilmek için...
Güzel güneşli bir gün sabahı,
Wanda, elbiselerinden bahsedip gülüşen kızların arasına sessiz ve ürkek bir şekilde yaklaşarak yanaştı. Kimse farkında bile değildi Wanda'nın yanlarında olduğundan . İşte belki de tam bu yüzden Wanda kendisini birşeyler demek zorunda hissetti ve hiç düşünmeden, Peggy'nin koluna dokunup alçak bir sesle "benim evde yüz tane elbisem var" dedi.
Bunun arkasından sorular, alaylar, kahkahalar geldi...
İşte bundan sonraki günler Wanda ile alay edilecek 100 elbise oyunu başladı.... Peki neden Wanda 100 elbisem var demişti?
Bu da kitabın devamında... Eleanor Estes, bu kitabı çocukluğunda başından geçen bir olaya dayanarak, hiç özür dileme fırsatı bulamadığı bir arkadaşına vicdan borcu olarak yazmış. Şefkat dolu bir kitap olması sebeplerinden biri de bu olmalı diyor kitabın arka kapağında.
Kesinlikle sevgi, şefkat, vicdan dolu bir kitap...
Wanda'nın farklı isimden olması, fakir olması onunla alay edebilme hakkını verebilir mi?
Çok ama çok güzel bir kitap gerçekten. Kitabın resimlerinde siluetler verilmiş, detaylar yok. Bu canlandırma da tamamen bize bırakılmış. *
#8 yaş ve üzeri