3 Ağustos 1966’da İstanbulda doğdu. 15 yaşına kadar Türkiye’de yaşadı, 1981 yılında ailesiyle birlikte Fransa’ya yerleşti. Liseden sonra Psyco-Pédagogie yüksekokulunu bitirdi. Eğitiminin ikinci yılında yaptığı bir staj sırasında otistik çocuklarla tanıştı ve tüm iş hayatını onlara adadı. Psikanalitik formasyonunun yanı sıra aile terapisti formasyonu da iş hayatını ve kişisel hayatını zenginleştirmeye devam etti. Eşi ve iki çocuğuyla Fransa’da yaşıyor.
Bugün evde şenlik var. Benim babam hapisten çıktı.
Artık ben de herkes gibi olacağım, hatta daha da özel olacağım, çünkü benim çok güçlü bir babam var.
Ama olmadı.
Benim babam beni görmeye gelmedi.
Karısını ve oğlunu görmeye gitti. Ben onları, adına "gazete" denen bir kâğıtta gördüm.
Uyanıyor.
“Oğlan mı?”
“Hayır. KIZ.”
Büyük bir yıkım.
Bir kız, onu evde tutamaz, gitmesine asla engel olamaz. Bir
kız, onun adını sürdüremez.
Bir kız, onun mirasına sahip çıkamaz.
Gözyaşlarına boğuluyor.
Öfke içinde. Bunu hiç hak etmemişti.
6.5/10
Yılmaz Güney, sinemasını ayrı tutarak söylüyorum, bende saygı uyandıran bir isim değildir. Sebepleri malûm. Sırf ideolojik duruşu sebebiyle bu kadar el üstünde tutuluyor olmasından bir miktar rahatsız bile olduğumu itiraf etmeliyim. Fakat onu daha önce hiç bir "baba" olarak düşünmemiştim. Kendi kızının kaleminden, onun yokluğuyla büyüyen, varken bile onun özlemini çeken kızından Yılmaz Güney'in babalığını okumak ilginçti. Çocukken babasına duyduğu öfkeyi, yalnız geçirdiği günleri, babasına babası hayattayken duyduğu özlemi hatırlayıp yine de yetişkin hâli ile onu affettiğini, onu her şeye rağmen ne kadar sevdiğini gördüm. Aile garip bir bağ...
Kitabın dili sade, çok kolay okunuyor, fakat biraz "Olayları öylece sıralıyor," gibi hissettirdi bana. Ama zaten edebî bir eser beklentisiyle okumadığım için çok da takılmadım. Gerçeklik yeterince etkileyici. Sevdim.
Yılmaz Güney 'i bir de kızının bakış açısından görmek gerek. Kitapta ki kız çocukluğundan ve gençliğinden çokça bahsetmektedir. Tabi annesine olan bağlılığı da kitapta kendini bariz belli etmektedir.
Yılmaz Güney'i daha yakından tanımak isteyenlere kızı Elif Güney Pütün'ün kaleminden çıkmış, babasına özlem, babasına hasret, babasına sitem dolu satırları okurken bir baba ile kızın ilişkisine şahit olacaksınız.