Elif Güney Pütün kitaplarını, Elif Güney Pütün sözleri ve alıntılarını, Elif Güney Pütün yazarlarını, Elif Güney Pütün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün evde şenlik var. Benim babam hapisten çıktı.
Artık ben de herkes gibi olacağım, hatta daha da özel olacağım, çünkü benim çok güçlü bir babam var.
Ama olmadı.
Benim babam beni görmeye gelmedi.
Karısını ve oğlunu görmeye gitti. Ben onları, adına "gazete" denen bir kâğıtta gördüm.
6.5/10
Yılmaz Güney, sinemasını ayrı tutarak söylüyorum, bende saygı uyandıran bir isim değildir. Sebepleri malûm. Sırf ideolojik duruşu sebebiyle bu kadar el üstünde tutuluyor olmasından bir miktar rahatsız bile olduğumu itiraf etmeliyim. Fakat onu daha önce hiç bir "baba" olarak düşünmemiştim. Kendi kızının kaleminden, onun yokluğuyla büyüyen, varken bile onun özlemini çeken kızından Yılmaz Güney'in babalığını okumak ilginçti. Çocukken babasına duyduğu öfkeyi, yalnız geçirdiği günleri, babasına babası hayattayken duyduğu özlemi hatırlayıp yine de yetişkin hâli ile onu affettiğini, onu her şeye rağmen ne kadar sevdiğini gördüm. Aile garip bir bağ...
Kitabın dili sade, çok kolay okunuyor, fakat biraz "Olayları öylece sıralıyor," gibi hissettirdi bana. Ama zaten edebî bir eser beklentisiyle okumadığım için çok da takılmadım. Gerçeklik yeterince etkileyici. Sevdim.
Ailemizin özünü gizlilik ve yalnızlık oluşturuyor. Kimse kimseyle hiçbir şeyi paylaşmıyor. Aynı mekân içinde birbirine fazla değmeden yuvarlanmaya özen gösteren dört farklı sır yumağı gibiyiz.
Uyanıyor.
“Oğlan mı?”
“Hayır. KIZ.”
Büyük bir yıkım.
Bir kız, onu evde tutamaz, gitmesine asla engel olamaz. Bir
kız, onun adını sürdüremez.
Bir kız, onun mirasına sahip çıkamaz.
Gözyaşlarına boğuluyor.
Öfke içinde. Bunu hiç hak etmemişti.
Babam sadece bir put değil, sadece bir poster değil, sadece
bir görüntü değil.
O, mücadele.
O, öfke.
O, bağışlama.
O, aşk.
Hepimiz gibi o etten kemikten bir insan
“Ne derler?” korkusundan, o binlerce kişinin bakışından dolayı, “ben” olmayı, bir başıma düşünmeyi kendime yasakladım.
Ona, herkes gibi bakmak için kendimi zorladım. Tıpkı hayranları gibi bakmaya mecbur hissettim.