Emil Brachvogel Sözleri ve Alıntıları
Emil Brachvogel sözleri ve alıntılarını, Emil Brachvogel kitap alıntılarını, Emil Brachvogel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahh bu çocukluktan hiçbir zaman tamamıyla kurtulamayış ne kadar güzeldir.
Sayfa 59 - Milli Eğitim Bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Çokluk olarak olağan evlenmeler de kalbin kalitesine bakılır, bizde ise aşk, aşıkın sevgilisi için yaptığı fedakarlıkların derecesi ile ölçülür.
Sayfa 72 - Milli Eğitim Bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Hiçbir şey, bahar ve güneşin, çiçek beyazı ile orman yeşilliğinin ölünceye kadar birleşmek isteyen iki kalbi kutladığı bir kır düğünü kadar güzel değildir.
Allah biliyor ya,
Hayat son derece zor bir sanattır.
Ah, sanatkara bakınız. Şimdi güneşe kadar yükseldi. O, hakiki, bir istidat, belki de bir dahidir.
Sayfa 146 - Milli Eğitim bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Fakat Tanrı, sana her türlü kedere tahammül edebilen asil bir ruh, büyük, yumuşak bir kalp ve cesaret vermiştir. Fakat büyük ruhlu insanlara Tanrı, tahammülü zor dertler, başkalarını parçalayacak kadar ağır yükler verir.
Sayfa 259Kitabı yarım bıraktı
Aşk, gece ve sessizlik hayatın doğurucularıdır.
Fakat sen, kim ve ne olursan ol, kalbin eskisi gibi taze değil. Ya gücün?
Sayfa 147 - Milli Eğitim bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Fakat hiçbir kalp, hayatta kendisi için ummaya cüret edemediği bütün üstünlükleri, kendi namını büyütecek, eserlerinin, ruhunu ölümsüzleştirecek, ona ihtiyarlık günlerini ruh ve beden torunları yetiştirmek suretiyle güzelleştirecek olan sevgili oğlu için diliyen bu baba kalbi kadar derin bir sevinçle titriyemezdi.
Sayfa 114 - Milli Eğitim bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Bu kırılmış aşkın göz yaşları değil yalnız ölüm derecesine yaralanan ihtirasının, hırpalanan mağrur ümitlerinin, utanç ve kırılmış şerefin göz yaşları idi.
Sayfa 98 - Milli Eğitim bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Johann Sebastian Bach, Orta Çağ kilise musikisini, seslerin bu kontrapunktlu felsefesini bütün çok organlılığı, kurnazca dolambaçlarıyla eline alarak onun sahibi ve üstadı olmuştu. Onu, sadece zekanın bütün incelikleri, virtüöz alışkanlığın bütün zarafeti ile değerlendirmekle kalmayıp ona, kendisinden önce var olmayan ve kendisinden sonra da bir daha bu parlaklığa erişemeyen eşsiz bir ruh kazandırmıştı.
Sayfa 152Kitabı yarım bıraktı
Kalemi, kağıt üzerinde uçarken, hayalleri genişliyor, etrafı bir güneş aydınlığı ile saran eski günlere dönüyordu. O, bu seyre dalmıştı.
Senelerce durup dinlenmeden, doymak bilmeyen bir didinmeden sonra nihayet elde ettiği şeylerin değersizliğini, hayatta hakiki zevkin saf, derin, fedakar ve karşılık gören bir sevginin verdiği basitlik olduğunu anlayabileceği yere varmıştı.
Düşüncelerimiz her türlü değişikliğe alışmış olsa bile, artık beynimizce hiçbir önemi kalmayan her boşalmış yeri veya değişen şeyi kalbimiz ve gözlerimiz derin bir ürperişle fark eder.
Ruhu, kendi tapınağının hizmetinde sevinçten uçuyor, o kendi saadetinin kralıdır. Yalan, melun, değersiz yalan, melun aldanış. O zaman muzaffer kahraman aynanın karşısına geçer. Şimdi vaktiyle paçavralar içinde olduğundan daha mı iyi oldun? Önceden daha mı kötü idin?
Sayfa 147 - Milli Eğitim bakanlığı YayınlarıKitabı yarım bıraktı