Dingin gökyüzü altında, bu mezarların yanında biraz oyalandım. Fundalıklar ve yabansümbülleri arasında uçuşan pervaneleri izledim, çayır otları arasında soluyan hafif yeli dinledim ve insan bu dingin toprağın altında uyuyanların nasıl olur da huzursuz bir uyku içinde olduklarını düşünebilir diye şaştım.
"Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her kelimeyi seviyorum... Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum. İşte bu kadar! Başka bir diyeceğin var mı?"
”Seni benim öldürdüğümü söyledin! Yapış yakama o zaman! Kurbanlar katillerinin yapışırlar yakalarına. İnanıyorum ki, biliyorum ki hayaletler var yeryüzünde. Hep benimle ol! Hangi şekle istersen gir. Yeter ki, seni bulamayacağım dipsiz bir boşlukta bırakma beni.”
''... o kendisini ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek; hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı. Linton'ınki ise, ay ışığının şimşekten, buzun ateşten ayrı olduğu kadar bizimkinden ayrı.''
Niye bu kadar değiştim? Niye bir- iki sözcük beni böyle zıvanadan çıkarıyor? Ah, bir kez şu karşı tepelerdeki fundalıklarda olsam, biliyorum, yine eskisi gibi olacağım...
Bay Earnshaw,çocuklarının şakalarından anlamazdı.Onlara karşı daima çok sert, çok ciddi davranırdı.Catherine ise babasının hastalık zamanında,öncekinden çok daha öfkeli,sabırsız olmasına bir türlü akıl erdiremiyordu.Babasının öfkeli bağırmaları; çocuğun ,onu daha fazla kızdırmak istemesine yol açar,Cathy,bundan bambaşka bir zevk duyardı. Hepimizin birden ona çatması kadar hoşuna giden birşey de yoktu diyebilirim. Korkusuz bakışlarıyla hepimize meydan okur, cevap yetiştirirdi;Joseph'in geri kafalıca lanetlemelerini alaya alır,bana tuzaklar kurar,babasının en çok nefret ettiği şeyi yapmaktan çekinmezdi:Bu da onun kendi insafsızlığının Heathcliff üzerinde,babasının yufka yürekliliğinden daha büyük bir etki yarattığına adamcağızı inandırmaktı.Aslında onun insafsızlığı yapmacıktı ama babası bunun doğruluğuna inanmıştı.Oğlanın her istediğini derhal yerine getirdiğini,babasınınkileri ancak canı isterse yaptığını ispatlamaya bakardı.Bütün gün akla gelen her kötülüğü yaptıktan sonra bazı geceler,kendini bağışlatmak için uysal bir tavırla sokulurdu.İhtiyar adam o zaman,''Yo, Cathy...'' derdi,''seni sevemem;sen ağabeyinden de betersin.Hadi yavrum,git dua et de Tanrı seni bağışlasın. Galiba annenle ben,seni dünyaya getirdiğimize pişman olacağız.''