ben tapınaklardan, sütunlardan, piramitlerden kaçtım. bulmaktan, kaybetmekten, bilmekten kaçtım. kendimden; çölün uçsuz bucaksız, enlemesine ürpertici sessizliğinden, kızgın rüzgârdan kaçtım. duvarlara, kornişlere, pazar yerlerine sığındım. pencere önündeki ölü sineklere, kapı ziline, seslere sığındım. bir kere nil'in suyunu içen kendi ülkesini unutur, derler. nil'den sonra ne bir damla su içtim ne bir pınar düşledim.