Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Enver Altaylı

Enver AltaylıRuzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu yazarı
Yazar
9.0/10
15 Kişi
41
Okunma
7
Beğeni
3.069
Görüntülenme

Enver Altaylı Sözleri ve Alıntıları

Enver Altaylı sözleri ve alıntılarını, Enver Altaylı kitap alıntılarını, Enver Altaylı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Repressiya
Akmal ikramoviç ikramov, 1898'de Taşkent'te doğdu, 15 Mart 1938'de Moskova'da Stalin'in düzmece mahkemelerinde yargılandıktan sonra idam edildi. Genç Buharalıların liderlerinden olan ve Cedid geleneğinden gelen ikramov, Lenin madalyası sahibiydi. Feyzullah Hocayev, 1896'da Buhara'da doğdu. Petersburg'da okuduktan sonra Buhara'ya dönen Hocayev, Genç Buharahiara katıldı. 1920'de Buhara Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla başbakan ve dişişleri bakanı oldu. Moskova tarafından milliyetçilikle suçlanan Hocayev, Haziran 1937'de kurşuna dizildL
Philby ve Penkovsky
İstihbarat örgütleri hedef ülkelerdeki ajanlarını genellikle çıkar karşılığında temin ederler. Ancak inandıkları için, hayatlarını riske atarak ajanlık yapanlar da yok değildir. Bunlar içinde KGB'nin Batı'daki ajanlarından en önemlisi Kim Philby'dir. Philby, 1940 yılında İngiliz Haber Alma Örgütü MI-6'e girdi. 1963 yılında Sovyetler Birliği'ne iltica edinceye kadar 23 yıl hiçbir maddi karşılık beklemeksizin MI-6 ve CIA içinde KGB için ajanlık yaptı. CIA'in Rusya'daki en önemli ajanlarından birisi Albay Oleg Penkovski'ydi. O da yıllarca Kızıl Ordu hakkındaki en hassas bilgileri CIA'ya hiçbir maddi çıkar sağlamadan vermişti. Her ikisinin motifi de inançtı. Philby komünizme, Penkovski çoğulcu demokratik sisteme inanıyordu. Philby kapitalist sistemi, Penkovski komünist sistemi insanlık için tehlike sayıyordu.
Reklam
Siz bir defa yazarsınız inanmazlar, iki deda yazarsınız inanmazlar, fakat 3-4 kez onun ajan ve proleterya düşmanı olduğunu yazarsanız artık inanırlar.(lenin)
Ziyaül Hak suikastı
Ruzi, bir sabah Washington'daki evinde sabah kahvaltısını yapmış günlük gazetelere göz atıyordu. Boston' da yayımlanan Christian Science Monitor adlı derginin ikinci sayfasındaki bir fotoğraf dikkatini çekti. Fotoğrafın altındaki kısa yazıda, görüntüdeki kişilerin Kızıl Ordu'dan mücahitlerin safına geçmiş iki ordu mensubu olduğu yazılıydı. Askerlerden biri çavuş diğeriyse erdi. Ruzi, tiplerinden iki askerin de Özbek olduğunu anladı. Hemen gazeteye telefon açıp haberi yazan kişiyle görüştü. Gazetecinin söyleyeceği fazla bir şey yoktu. Fotoğrafları tanıdığı bir Afgan gazeteciden almıştı. Askerlerin hangi mücahit grubun elinde esir olduğu ve nerede bulundukları hakkında en küçük bir bilgiye sahip değildi. Ruzi kararını vermişti. O gençleri bulup Washington'a getirecek ve Sovyetler'e karşı yayımlamakta olduğu İstiklal Bayrağı adlı derginin yazı işleri kadrosunda değerlendirecekti. O eski Kızıl Ordu askerleri hakkında hiçbir bilgi yoktu, ama harekete geçmek için de fazla düşünmedi. Federal Almanya'nın başkenti Bonn'daki görevi sırasında tanışıp yakın dost olduğu bir Pakistanlı vardı; 80'li yılların başında Bonn'da Pakistan elçilik müsteşarıydı. Tam o günlerde Ruzi'nin, Pakistan'ın Roma büyükelçisi olan diplomat dostu, helikopterine yerleştirilen bombanın patlamasıyla bir suikasta kurban giden Pakistan Devlet Başkanı General Ziyaü'l-Hak'ın yeğeniydi. Pakistan'ın en zengin ailelerinden birinin kızıyla evli olan diplomat, Ruzi'yi sever ve sayardı.
İran masasının başındaki görevli, Tahran'daki CIA görevlilerine böyle bir şeyin tekrarlanmayacağından emin olduğunu bildiriyordu. Ancak ülkesinden kaçan İran şahının ABD'ye kabul edilmesi halinde aynı şeyin bir kez daha olabileceği düşünülüyordu. 21 Ekim 1979'da, Tahran'daki CIA görevlisi William J. Daugherty, merkezden aldığı telgrafı hayretle
‪Moskova’nın hedefi, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, kendi güvenliği için tehlike saydığı bu ülkeyi zayıflatmak ve ortadan kaldırmaktır.‬
Sayfa 362 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Sovyet Cumhuriyetinde yürütülen siyasi takibat tahkikat ve mahkeme işleri konulu emir(stalin) ; 1- tahkikat 10 günde bitirilsin 2-suçlamalar bir oturumda zanlılara tebliğ edilsin 3-mahkeme hemen başlasın 4-şikayet ve itiraza izin verilmesin 5-verilen cezalar hemen infaz edilsin * bu emirler sonucu 1,5 milyona yakın muhalif öldürüldü. Ekim devrimini gerçekleştiren bolşevik komuta kademesi yok edildi
Mahmut Aykarlı geç deşifre olan KGB ajanı
Sovyetler, Türkistanlıların 30'lu yıllardan itibaren vatanları dışında verdiği bağımsızlık mücadelesini yakından izlemeye çalışmıştı. Rus haber alma örgütlerinin Sovyetler Birliği dışındaki en önemli ajanlarından birisi Mahmut Aykarlı'ydı. Mahmut Aykarlı, 1931 yılında Sovyetler Birliği'nden lran'a gelmiş ve Türkistan bağımsızlık hareketinin önde gelen simalarından Müftü Sadreddin Han'ın güvenini kazanarak 24 yıl Afganistan, İran ve Pakistan'da Sovyet casusluk örgütünün en önemli ajanianndan birisi olarak faaliyet göstermişti.Aykarlı, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Afganistan'da Alman Büyükelçiliği'yle temas kurmuş, onları da kendisine inandırmış, onlara Sovyet istihbaratının bilgisi çerçevesinde bazı bilgiler vermiş, onlardan da Almanların bölgede Sovyetler' e yönelik faaliyetleri hakkında aldığı bilgileri Sovyetler' e aktararak Moskova için önemli hizmetlerde bulunmuştu. Aykarlı, MTBK'nın Pakistan temsilcisi olmayı da başarmış ve MTBK çalışmaları hakkında KGB'yi bilgilendirmişti. 1955 yılında önce Türkiye'ye gelmek, daha sonra da Almanya'ya gitmek üzere Pakistan'dan yola çıkmış, fakat karar değiştirerek İran' dan, Sovyetler Birliği'nin İran Büyükelçiliği yardımıyla Sovyetler Birliği'ne gitmişti. Mahmut Aykarlı 1944 yılında Afgan devleti içindeki Sovyet ajanlarının yardımıyla Müftü Sadreddin Han'ın Herat şehrinde ikamete mecbur edilerek faaliyetten men edilmesini sağlamış ve yine Sadreddin Han'ın Mustafa Çokay'a yazdığı bir mektuptan anlaşıldığı üzere, müftünün onayı ve tavsiyesiyle Türkistan Milli Bağımsızlık Hareketi'nin Afganistan'daki lideri konumuna yükselmişti.
Komintern Komünform, Pîşeverînin Azerbaycanı ve Mahabad Kürd Cumhuriyeti
Amerikalılar, Sovyet ekonomisinin bir plan ekonomisi olduğunu, Amerikan kredisi ve malları olmaksızın da maliyeti geniş halk kitlelerinin sırtına yükleyerek ülkelerini inşa edebileceklerini düşünemiyordu. Stalin ve arkadaşlarıysa, ABD kapitalizminin Rusya'ya kredi vermeksizin ve mal göndermeksizin, yeni pazarlar bularak ayakta kalabileceğini
Hareketin ihtiyaç duyduğu önder kim olacağına ilişkin çeşitli isimler üzerinde durdular. Savaş öncesinde Mustafa Çokay'ın Paris'te yayımladığı Yaş Türkistan dergisindeki yazılarından tanıdıkları Tahir Şakir Çağatay* isminde fikir birliğine vardılar. Tahir Çağatay, 20'li yılların başında Buhara Halk Cumhuriyeti tarafından Almanya'ya gönderilen öğrencilerdendi. Almanya' da üniversiteyi bitirmiş ve sosyoloji dalında doktora yapmıştı. Ona bir mektup yazmaya karar verdiler. Tahir Çağatay'ın adresini Mustafa Çokay'ın Paris'te yaşayan eşinden öğrendiler. Mektubu Ergeş Şermet kaleme aldı. Ona Türkistan bağımsızlık hareketinin savaştan sonra da devam etmesi gerektiğini, hareketin bir rehbere ihtiyaç duyduğunu, bu görev için kendisinin en uygun şahsiyet olduğunu yazdı. Tahir Çağatay'ın cevabı üç hafta sonra geldi. Gençlerin teklifinden son derece duygulandığını, kendisinin de hareketin devam etmesi gerektiğine inandığını, ancak içinde bulunduğu özel şartların maalesef buna izin vermediğini, her zaman onların yanında olduğunu ve mücadelelerinde onları destekleyeceğini yazıyordu. Bu arada Kızıl Ordu'ya teslim edilmekten kurtulan Türkistanlılar, Almanya'nın her köşesinden Münih'e gelmeye başlamış ve sayılan oldukça artmıştı.
185 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.