Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ergün Arıkdal

Ergün ArıkdalYaşamın Amacı Kendini Bilmek yazarı
Yazar
Çevirmen
9.1/10
41 Kişi
172
Okunma
69
Beğeni
8,7bin
Görüntülenme

En Eski Ergün Arıkdal Gönderileri

En Eski Ergün Arıkdal kitaplarını, en eski Ergün Arıkdal sözleri ve alıntılarını, en eski Ergün Arıkdal yazarlarını, en eski Ergün Arıkdal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kıldan ince kılıçtan keskin olan, sırat köprüsü değil, makul vicdandır.
Dünya kabuğunu değiştirme hedefine çok yaklaştı.Değişimin maddi ve manevi sarsıntılarını yaşıyoruz.Dünya hayatının şimdilerde nasıl bir durum çinde olduğunu hepimiz görüyoruz.Toz duman arasında fark edilen ikiyüzlülükten ibaret olduğunu görmemek ne mümkün
Reklam
İnsanlğın birbirinin gözlerine bakacak hali kalmamış; yüzler dümdüz,anlamsız,derinliğini kaybetmiş,yüzeysel…İki yana bakan iki sima bir kafaya yerleşmiş.Biri konuşurken öteki susuyor;öteki konuşurken diğeri susuyor.Kimse kimseyi anlamıyor,anlamaya da çalışmıyor.Herkes şuursuz bir şekilde ,koşum takımlarıyla bağlı olduğu duygu arabasını çekmenin ,bir yerlere ulaşabilmenin telaşı işinde …
Evet ,duygular!Duyguların geliştirilip deneysel doyuma ulaşabilmesi için biz insanlar bütün hareketleri,türlü türlü kalıplara sokarak yapıyoruz.Kimisi için vicdani oluşurken ,kimisi için de nefsani oluyor.
Artık köklü bir değişime gerek vardır. Bu radikal değişikliğe tüm dünya insanlığının ihtiyacı olduğu açıkca bellidir.insanlar elbetteki vicdanlarına karşı, inanca karşı, şuura karşı, ruhun gelişmesine karşı yapılan zulümden dolayı kendiliklerinden ayağa kalkacaklardır. Ama bu, silahsız, topsuz, tüfeksiz, kansız ve nefretsiz bir harekettir; hiçbir menfaatin beklenmediği bir ayağa kalkıştır. Zaten esas olan da, zihni ve ruhu diri tutmaktan ibarettir. Zihnini ve ruhunu diri tutan bir insan vicdan sahibi bir insandır.
’Dua ederek pozitif güçleri kendimize çekebilir miyiz?’’ diye soranlara ‘’Pozitif güçleri ne maksatla kendinize çekebilmeyi istiyorsunuz?’’ diye sormak isterim. Pozitif gücü çekme düşüncesi, pek isabetli bir düşünce değildir. Önemli olan, pozitif düşünce yaratmaktır. Pozitif düşünceyi çekmek değil pozitif düşünceyi üretmektir, önemli olan. Eğer pozitif düşünce üretebiliyorsak, kesinlikle bir cazibe noktası yaratırız; tıpkı bir girdap gibi, kendi çevremizde bir dönüş meydana getiririz. Bir etki alanı yaratırız ve buraya ona uygun olan, ihtiyacımıza ve isteklerimize uygun olan enerjiler, güçler, yardımlar gelir. Ancak eğer pozitif enerji üretemiyorsak, aslında hiçbir şey yapmadan sabit kalıp sadece pozitif güçleri kendimize çekmek amacıyla ‘’Gel, ey büyük güç bana yardım et, bana pozitif güç ver’’ diyerek, ellerimizi uzatarak, egzantrik ayinler yaparak dua etmenin, ibadet etmenin hiç bir faydası yoktur; bu iş bunlarla olmaz.
Reklam
Varlığımızı holistik bir biçimde yani bir beden olarak, zihin ve psişe olarak bir bütün halinde yüksek ve üstün bir seviyede, pozitif bir alanda tutabiliyor muyuz? O pozitif alanda faaliyette bulunabiliyor muyuz? Kendi varlığımızın bütün yeteneklerini pozitif yeteneklerini, olumlu yeteneklerini hayrı, iyiliği, Yüce iyiliği, rahmeti, şefkati, fedakarlığı yaratmakta kullanabiliyor muyuz? İnsanlar için ne verebiliyoruz? Hiçbir şey düşünmeden hangi şeye katkıda bulunuyoruz? Hangi olumlu akımın, hangi yararlı akımın bir unsuru olabiliyoruz? Pozitif enerji böyle yaratılır. Pozitif düşünce bir sevgi akışıdır. Sevgi akışı, kuru kuruya bir yere akamaz, sevginin akacağı parkuru, kanalı yaratmak gerekir...
Evet, fizik dünyadaki ailemizin yanında ruhsal dünyada da bir ailemiz vardır. Ruhumuz kendi mekanında, ruhsal dünyada bulunduğu için, onun da bağlantı kurduğu, tekamül ortamı bakımından kendisiyle beraber bulunmaktan haz duyduğu ve sürekli bir şekilde yardımlaşma içerisinde bulunduğu başka ruhsal varlıklar da vardır. Ruhsal ailemiz, fizik ailemiz gibi değildir. Birbirlerinden doğmaları, birbirlerine ait birtakım organik yapı malzemeleri taşımaları gibi birşey söz konusu değildir. Ruhsal aile, hizmet ve vazife bakımından aynı hedefleri seçen, aynı hedefe doğru koşan varlıklar demektir. Hedef birliği olan varlıklar bir ruhsal aile oluştururlar.
Yalan söylemenin bin türlü yolu vardır ve en korkuncu da insanın kendisine yalan söylemesidir. Zanlarını gerçekmiş gibi ifade etmesi, bir takım roller takınmasıdır. Gerçek hayat içerisinde yapması gerekenin dışında bir şeyler yapması, insanın bir bakıma bir yalan dünyası içerisinde kalması demektir. Çünkü esas itibariyle yapmamız gereken; hayata, insanlığa karşı olan vazifelerimizle ilgili derin bir konsantrasyon ve bağlılık içerisinde kalmaktır.
modern insanlığın rahatlığı, kendini aldatma rahatlığıdır. En tehlikeli iş kendimize karşı söylediğimiz yalanlardır, kendimizi yanlış uygulamalar içerisine sokmaktır. En tehlikelisi budur. Realist bir şekilde ne olduğumuzu anlayamıyorsak işte o zaman büyük bir zayıflık içerisinde bulunuyoruz demektir.
340 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.