Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erika Fischer-Lichte

Erika Fischer-LichtePerformatif Estetik yazarı
Yazar
8.0/10
1 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
442
Görüntülenme

Hakkında

Berlin Freie Üniversitesi Tiyatro Çalışmaları bölüm başkanı ve Kültürlerin Performatif Birleşimi adlı araştırma kurumunun yöneticisidir. Tiyatro, Performans ve Kültürel Çalışmalar’da birçok enstitünün kurucu üyesi olup Alman Tiyatro Çalışmaları Birliği (1991–1996) ve Uluslararası Tiyatro Araştırmaları Federasyonu (1995–1999) başkanlığı yapmıştır. Fischer-Lichte çalışmalarında disiplinler ve kültürler arası bir yaklaşım izleyerek günümüz tiyatrosunda ve diğer sanat dallarında günden güne artan performatif boyuta dikkat çeker. Eserlerinden bazıları şunlardır: Semiotik des Theaters (3 Cilt, 1983); Geschichte des Dramas (2 Cilt, 1990); The Show and the Gaze of Theatre: A European Perspective (1997); Theatre, Sacrifice, Ritual: Exploring Forms of Political Theatre (2005).
Unvan:
Yazar

Okurlar

7 okur okudu.
6 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Buna karşın performatif bir estetik insanların ve şeylerin yanıltıcı görünüşleriyle veya hayatın faniliğiyle değil, onların tezahür etmeleriyle ve görünüşlerin gelip geçişiyle ilgilidir. O, sahnelemeleri insan hayatının sembolü ve kopyası olarak değil, doğrudan hayatın kendisi ve aynı zamanda onun bir modeli olarak saptar. Metaforik anlamda değil, kelimenin tam anlamıyla her bir katılımcının kendi hayatı sahnelemede cereyan eder. Sanat, sahnelemede olduğundan daha derin bir şekilde başka hiçbir yerde hayatla bu kadar iç içe olamaz ve ona bu derece yaklaşamaz.
Performatif Estetik
Edimsel olarak adlandırılan bedensel hareketler halihazırda var olan bir kimliği ifade etmezler, daha çok kimliği gerçek anlamda yaratırlar.
Sayfa 41 - ayrıntı yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Kendini yaralayıp tehlikeye atmanın kabul görüldüğü ikinci bir kültürel alan da panayır gösterileridir. Burada bir taraftan, ateş yutmak, kılıç geçirmek, dili iğne ile delmek gibi "normal koşullar altında" çok ciddi yaralanmalara sebep verecek olan ama gösteriyi yapan artistlere garip bir şekilde hiçbir zarar vermeyen etkinlikler sunulmaktadır. Diğer taraftan, artistleri gerçek bir tehlikeye, hatta yaşam tehlikesine atan, oldukça riskli hareketler de yapılmaktır. Göstericinin ustalığını tam da bu tehlikeye meydan okuyabilmesi oluşturmaktadır. Ağsız, gerili bir ip üzerinde yapılan cambazlık esnasında, yırtıcı hayvanların ve yılanların terbiye edilmesinde meydana gelebilecek bir saniyelik dikkatsizlik, her an pusuda bekleyen tehlikenin patlak vermesi için yeterlidir: İp cambazı dü­şer, kaplan aniden hayvan terbiyecisini avlar, yılan oynatıcısı yılanı tarafından ısırılır ya da boğulur. Seyircinin en fazla korktuğu ama yine de en büyük heyecanı yaşadığı anlar bunlardır. Seyirci en derin korkulara ve en fazla büyülenme hissine bu anda kapılır ve böylece seyircideki izleme zevki doruğa ulaşır. Bu tür gösterilerde, seyircinin ya da oyuncunun dönüşümünden daha önemli olan şey, artistlerin alışılmışın dışında olan bedensel ve zihinsel güçler göstermeleridir. Bu şekilde, seyirci -açıkça Abramovit'in performansındakilerle eşdeğerde olan- şaşkınlık ve hayranlık duygulanımlarının içine sokulur.
Kendini kırbaçlama ayini rahibeleri manastıra özgü günlük yaşamın dışına çıkarır ve onları dönüştürme potansiyeli olan bir durumun içine sokardı. Etlerine uyguladıkları işkence ve vücutlarına yaptıkları şiddet, yani bedenlerindeki fiziksel değişimler, aynı zamanda ruhlarındaki değişim sürecini gerçekleştirmiştir: "Tanrı'ya bütün bu farklı şekillerde ulaşan kişilerin kalpleri aydınlandı, düşünceleri saflaştı, duyguları alevlendi, vicdanları temizlendi ve ruhları Tanrı'ya ulaştı:'
Bu ifadeler eski theatrum vitae humanae* metaforunu hatırlatır. Bu metaforla birlikte, tiyatro insan hayatının sembolü ve kopyası olarak tasarlanmıştır. Sahnelemeler hayatın kendisi gibi yanıltıcı ve fani oldukları için, onlar hayatın mükemmel bir sembolü olarak bu özelliklere işaret edebilirler. Böylece her bir sahneleme seyircilere hayatın yanıltıcılığı ve faniliği hakkında farkın dalık kazandırır ve onları dünyevi şeylerden uzaklaştıran ve Tanrı inancındaki hakikatin ve sonsuzluğun peşine düşüren bir durumun içine sokar. Theatrum vitae humanae metaforu yalnızca Hıristiyan bir dünya görüşü çerçevesinde işleyebilir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok