Eskişehir’de doğdu.
Keyifli bir çocukluk geçirdi.
Bozdu, söktü, taktı, yeniden yaptı.
Sokaklarda oynadı.
Çamurdan yollar, evler yaptı.
Eskişehir’in sel baskınlarını da yaşadı, eski Ramazanları da.
Eskişehir Maarif Koleji’nde okumaya başladı.
On üç yaşında fotoğraf çekiyordu. Halâ çekiyor.
Gezmelere başladı. Arzusu Türkiye’yi tanımaktı.
Eskişehir Maarif Koleji’nden mezun oldu.
Mezun olduğu gün dünyayı değiştirebilirdi.
Kimya mühendisi olmayı denedi. Mayasında mühendislik olmadığını fark etti.
Sinema ve Televizyon eğitimi aldı.
Uzun yıllar gazetecilik, kameramanlık görüntü yönetmenliği, yönetmen yardımcılığı, yönetmenlik yaptı.
Fotoğraflar çekti. Askerlik yaptı.
Eğitim – öğretim alanında çalışmayı istedi. Anadolu Üniversitesi’ne girdi.
Yazmaya başladı. “Kral Midas’ın Ülkesi Frigya”, “Kentimiz Eskişehir”, “101 Eskişehir” ortaya çıktı.
Bunların yanına “Görüntü Yönetmenliğine Giriş” ve “Fotoğraf Okuma” yı koydu.
Meraklıdır.
Bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olunmayacağının farkındadır.
Beş duyusunu hep çalıştırır. Dünyadan keyif almak için uğraşır.
Belirsizliklerden yılmaz, olayların üstüne gider.
Bolca hayal kurar, ancak mantık ve hayal arasındaki dengeyi kurabildiğini düşünür.
Zaman zaman iç kavgaları olsa da genelde kendisiyle barışıktır.
Bu dünyadaki her şeyin, bir diğeriyle ilişkili olduğunu düşünür.