... kendisine âit tahta tabak, tahta kaşık ve maşrapası olduğunu, küçüklükten beri onunla su içtiğini, bunları hiç değiştirmediğini söylemiş ve çok eşyâ kullanıp değiştirince insanın karmakarışık olacağını ifâde etmiştir.
Münir Derman'ın kızı Ayşin Derman, babasının annesini hiç ihmâl etmediğini, eşine sık sık iltifat ederek gönlünü aldığını, sohbet ettiğini, güzel sözlerle eşinin rûhunu okşadığını, zaman zaman eşinin saçlarını tarayarak ördüğünü de anlatmıştır. Câhide Hanım; 'Bak Münir iyice yaşlandım artık' dediğinde, 'Olur mu öyle şey, iyice nurlandın' diyerek eşine moral vermiş ve buna benzer iltifatlarla eşinin gönlünü hep hoş etmiştir.
Münir Derman, sünnet namazların cemaatle kılınmamasındaki hikmeti ise şu şekilde açıklar: "Herkes ayrı ayrı mukâbil vakitlerin vakit borcundan istifâde etsinler diyedir. Herkes mertebesine göre kazanç bulur. Bunlar ümmetin gizli olan bu vakitlerden mahrum olmaması için Resûl'e (sav) Hakk tarafından verilmiş bir hüccettir. Sünnetlerle vakitlerin borcu ödenir. O hücceti, Resûl (sav), kendi sünnetleri içinde gizlemiştir."