Işıklar karardı.
Odamda zifiri,
Cana okuyan bir karanlık.
Kafamda akrep ve yelkovanın,
Can yakan fısıltıları koşturuyor.
Biri gitti bu şehirden.
Ardından sokak lambaları söndü.
Yağmur yağıyor.
Nasıl da dövüyor sağanak, kaldırımları.
Sen en çok bunu severdin.
Yağmurun, şehri hasretle sarmasını,
Toprak kokusunu, düşen damlaları...
Ve ben de seni.
Saatlerce ayrılmazdın camdan.
Yüzündeki tebessümü en değerli hazinesiydi.
Gözleri en berrak deniz...
Saçlarında ötüşen kuşlar,
Yüreğinde gelen baharın habercisiydi.
Güneş ilk onun tenine uğrardı hep.
Kasvetli kış günlerinde bile,
Yüreğinde bir mum ışığı yanardı.