Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ferdinando Camon

Ferdinando CamonÖlümsüzlük yazarı
Yazar
7.2/10
7 Kişi
31
Okunma
0
Beğeni
833
Görüntülenme

Ferdinando Camon Gönderileri

Ferdinando Camon kitaplarını, Ferdinando Camon sözleri ve alıntılarını, Ferdinando Camon yazarlarını, Ferdinando Camon yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kurallara uyan bir asker, bir memur, herhangi bir yurttaş olmak ne korkunç şeydir kimbilir. Dünyanın olağanüstü akıllı ve güçlü kişilerinden biri neyin doğru olduğunu çok iyi anlamış ama bunun tam tersini yapmaya ve yaptırmaya karar vermişe benziyor. Dünyaya gelmek, vaftiz edilmek, evlenmek, çalışmak, çocuk sahibi olmak, hastahaneye gitmek, savaşmak, ölmek... bunların hepsi yanlış yollardan yapılıyor; hepsi yalan üzerine kurulduğu için yanlış. Çocuğumuzu vaftiz ettiğimiz ya da evlendiğimiz zaman ilk aklımıza gelen, eşe dosta nasıl haber verileceği, kimlerin çağrılacağı, kimin yemeğe davet edilip kimin edilmeyeceğidir; sanki yaşamın tüm olayları birer silah ya da uzun zamandır kolladığımız birer öç alma fırsatıymış gibi. Durum, iş hayatımız, para ve iktidar konularında da aynıdır.
Sayfa 45
“Dünyanın en kötü ruhlu canisi bile olsa, bir insanın kurşuna dizilmesini kabul edemezdi. Öldürmek suçların en büyüğüydü.”
Reklam
“Annemizi de, en azından dünyamız gibi ölümsüz sayardık. Çünkü biz doğduğumuz zaman o zaten bu dünyanın bir parçasıydı ve dünyayı onsuz düşünemezdik.”
Sayfa 7
“Eski insanlar, bir dostları öldüğü zaman, öbür dünyadaki iyi yürekli, hakbilir ve yüce gönüllü kişilerle buluşmak için yapacağı yolculuğun masraflarını karşılasın diye, ağzına bir para koyarlardı. Benim de günüm geldiğinde, bir paso niyetine ellerimin arasına bu kitabın konmasını isterim: Onu yazmış olmamın tek nedeni bu. Ferdinando Camon”
Sayfa 4
Sadece ölümün varlığını unutmayan kimse doğru yoldadır, öbürlerinin kuşkuları vardır, ölümden korkar ama yokmuş sayıp düşünmemeyi yeğlerler. Güzel, akıllıca, görkemli şeyler yapabilirler. Ama çok daha önemli olanı, gerçek şeyleri yapamazlar.
Sayfa 77 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Annem çabuk yaşlandı. Saçları ağardı. Ömründe hiç gün görmemişti, ve gençliğini yaşamadan ihtiyarlamak istemiyordu. Saçlarını boyamaya başladı. Doğru dürüst bir boya alamadığı için, evdeki bazı maddeleri kullanır, bir şişeye soktuğu değnek parçasını saçlarına sürünce, teller hemen kahverengi olurdu. Galiba sürdüğü tendürdiyottu. Birkaç ay hiç kendi annemize benzemeyen, koyu renk saçlı bir annemiz olurdu. Ama sonuçtan pek memnun kalmamış olacak ki çok geçmeden bu işi bıraktı.
Sayfa 56 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Annemin şarkı söylediğini hiç duymadım ya da bir isteğini dile getirdiğini. Örneğin, “şu elbiseyi istiyorum” dediğini. Gezgin satıcılar kumaş toplarını sergilediklerinde, ellerini önlüğüyle kurular, kumaşı başparmağıyla işaret parmağı arasında tutup ovuşturur, sonra bir köşesini avucuna alıp sıkar ve bırakınca eski haline geliyor mu yoksa buruştu mu diye bakardı. Yine dümdüz olursa halis yündü, buruşursa sentetik kumaştı. Ama bütün bunları satın almak için değil, sadece bakmak için yapar, satıcı almaya niyeti var mı diye soracak olursa, hayır gibisinden başını sallar ve uzaklaşırdı. Yüzünde üzüntülü bir ifade de olmazdı. Az önce baktıklarını unutuverirdi.
Sayfa 51 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Yıldızlar Bana Bakıyor
Bir akşam annem avluda saçlarını tarıyordu; uzun ve kıvırcık saçları vardı, kemik taraklar hem daha pahalı oldukları hem de çabuk kırıldıkları için demir tarak kullanırdı. Saçlarını büyük bir dikkatle tarıyordu çünkü demir taraklar tehlikelidir. Annem taranmayı bitirince doğrulup saçları omuzlarına dökülsün diye şöyle bir silkindi, sonra ömründe ikinci ve son kez İtalyanca konuşarak, “Yıldızlar bana bakıyor,” dedi.
Sayfa 47 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Babam galiba bir şarkı mırıldanıyor ama emin değilim. Ya hafiften aklını kaçırdı ya da kadere boyun eğip annemin ölümünü kabul etti. Belki her ikisi de aynı anlama geliyor. Uzun zaman ölümü düşünüp çıldırmamak olası değil. Demek hepimiz biraz deliyiz. Bu azıcık delilik normal, asıl böyle olmayan normal değildir.
Sayfa 47 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Annem kolayca etkilenen, çok duyarlı bir kadındı: Garip şeylerden, yeniliklerden, anlıyabildiği İtalyanca sözcüklerden, beklenmedik olaylardan hoşlanırdı. Hiç hediye istemez, verildiği zaman paketini bile açmaktan kaçınırdı. O zaman birisi yardımcı olur, onun yerine paketi açardı. Somurtur, dudakları sımsıkı, başını sallamakla yetinirdi. Hediye ne kadar pahalı olursa o kadar tedirgin olurdu. Hoşnutsuzluğunu saklamak için en küçük bir çaba göstermezdi. Hemen kaç para ödendiğini öğrenmek ister, hediyeyi kim almışsa ailesinde herkesin sağlığı yerinde mi diye sorardı. Yiyecek, giyecek ve sağlık gereksinimleri göz ardı edilmeden hediye alınamaz sanırdı. Ona göre, birinin bir hediye alması, bir başkasının aç kalması demekti.
Sayfa 37 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kediler ölmekten utandıklarından hep bir yere saklanırlar.
Sayfa 25 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
“Annemiz biziz,” diye düşündüm. Bu düşünce bana ne acı, ne sevinç verdi. Tarlanın öbür ucunda eğilmiş hâlâ toprağı çapalayan ağabeyime baktım ve o kamburlaşmış sırt birden bir Tanrı esini gibi beni sarstı: Bu annemin sırtıydı. “Ağabeyim benim annem,” diye düşündüm. Bu düşünce bana acı verdi.
Sayfa 17 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Babam her şeyi bilmek ister. Sokakta bulduğu kâğıt parçalarını toplayıp eve getirir. Islanmışlarsa ocağın yanında kurutur, sonra eliyle düzleyerek teker teker okur. Her şey onu ilgilendirir: Gazete parçaları, atılmış mektuplar, alış veriş pusulaları. İki sözcükten bir haber çıkarabilir, bir resimden bir filmin konusunu hayal eder, bir hesap pusulasından alışverişi kimin yapmış olabileceğini anlardı.
Sayfa 11 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Annemizi de, en azından dünyamız gibi ölümsüz sayardık. Çünkü biz doğduğumuz zaman o zaten bu dünyanın bir parçasıydı ve dünyayı onsuz düşünemezdik. Oysa şimdi annem ölmüştü; bu olamazdı.
Sayfa 10 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Eski insanlar, bir dostları öldüğü zaman, öbür dünyadaki iyi yürekli, hakbilir ve yüce gönüllü kişilerle buluşmak için yapacağı yolculuğun masraflarını karşılasın diye, ağzına bir para koyarlardı. Benim de günüm geldiğinde, bir paso niyetine ellerimin arasına bu kitabın konmasını isterim: Onu yazmış olmamın tek nedeni bu.
Sayfa 6 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.