Kemal düşmandan 500 metre uzaklıkta emirleri bizzat veriyor ve Fransız kayıtlarına göre şöyle diyordu:
Size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Merminiz kalmadıysa süngünüz var.
Bütün operasyondan çıkan en önemli ders şudur ki kazanmak için komutanın bizzat başta bulunması şarttır Türk tarafında Yarbay Mustafa Kemal'i elinde haritalarıyla alayının başında savaşa girdiğini, yüz askerden az bir kuvvetle taarruz ederek kazandığını görmekteyiz.
İngilizlerin güçlü liderlikten insanı şaşırtacak kadar yoksun oluşuna karşılık Türklerin her kriz anında hayranlık uyandıracak güçte liderlere sahip oluşu, tüm bu olguların üstüne eklenmiştir.
Lord Kitchener'ın benzer koşullarda şöyle dediğini duymuştum: "Size söyleneni yapmamak için ürettiğiniz bahaneler, duyduğum en güzel bahaneler; şimdi gidin ve işinizi yapın."
Anafartalar'da Türk Ordusu İngiliz Ordusu'nu değil, von Sanders, Mustafa Kemal ve Yarbay Willmer; Hamilton'ı, Stopford'u, Hammersley'i ve Sitwell'i yenmiştir.
Bütün operasyondan çıkan en önemli ders şudur ki, kazanmak için komutanın bizzat başta bulunması şarttır. Türk tarafında yarbay Mustafa Kemal'i elinde haritayla alayının başında savaşa girdiğini, 100 askerden daha az bir kuvvetle taarruz ederek kazandığını görmekteyiz. Öbür tarafta ise , sahilde oturduğu yerden birliklerini savaşa sokan ve kaybeden Avusturalya Tümeni Komutanı General Bridges portresi yer almaktadır. Bu sözlerle amacım bir asker gibi ölen General Bridges cesaretini küçümsemek değil, bana göre Dünya Savaşı'nın en ölümcül dersine, bir komutanın geride durup askerlerini çatışmaya göndermek yerine onlara liderlik etmesi gerektiğine dikkat çekmektir. (General Brides 13 Mayıs'ta sağ baldırından vurulup ağır yaralanmış , 18 Mayıs'ta vefat etmiştir).
Halil Sami Bey 27. Piayde Alayı'nı sevk ettikten sonra bir Avusturalya taburunu kuzeyde Arıburnu yakınlarında karaya çıktığını ve Sarıbayır dağ sırtınının zirvesi olan Kocaçimen Tepesi civarında hareket ahlinde olduğu bilgisini aldı. O sırada yarımadanın ucundaki durum kritik bir hal aldığından ve elinde kuzeye ayıracak başka ihtiyat bulunmadığından, Bigalı'da ihtiyatta bekleyen 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Bey'i durumdan haberdar ederek destek istedi. Ancak Mustafa Kemal daha sabah saat 05:30'da çıkarmayı haber almış ve bunun bir aldatma değil, büyük bir harekat olduğu kanaatine ve Kocaçimen Tepesi'ni ele geçiren kuvvetin yarımadanın kilidini de ele geçirmiş olacağı sonucuna varmıştı.
19. Tümen'e bağlı 57. Alay'ın 25 Nisan sabahı Kocaçimen Tepesi civarında arazide tatbikat yapması planlanmıştı. Mustafa Kemal çıkarma haberini alınca Kurmay Başkanına dönerek "Askerin Cephanesi var mı?" diye sormuştu. Olumlu cevap alınca daalayın bir dağ bataryasıyla takviye edilerek derhal harekete geçmesini emretmiş ve elinde harita, alaya bizzat komuta ederek ilerlemekte olan İngilizlerle zirve arasında bir noktada mevzilenecek şekilde yola koyulmuştu. Kuvvet sabah 09:30'da düşmanla temas sağlayarak derhal taaruza geçti. Kemal düşmandan sadece 500 metre uzaklıkta emirleri bizzat veriyor ve Fransız kayıtlarına göre şöyle diyordu: "Size taaruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Merminiz kalmadıysa süngünüz var." Yürüyüş o kadar hızlı yapılmıştı ki, en öndeki 2. Tabur muhabereye girdiğinde hatta sadece 15 asker vardı.