Eksiksiz bilgiye sahip olmak güven ihtiyacını ortadan kaldırır,bilgiden tamamen yoksun olmaksa güveni imkansız hale getirir.Ayrıntılı pratik kararın güvenme dayanmasını sağlamak için ne kadar bilme ve bilmeme miktarının kaynaşması gerektiği,tarihsel dönem,ilgi alanları ve bireyler tarafından belirlenir.
İnsan ilişkisi normalde ilişkili kişiler arasındaki düşünce şeklinin belirli ortak özelliklere sahip olduğu koşuluna dayanır;başka deyişle,nesnel ruhsal içerik ortak materyali oluşturur ve bu ortak materyal sosyal ilişkilerin akışındaki bireysel aşamalarda gelişir.Bu ruhsal içerik toplamının türü ve en temel aracı ortak dildir.Ancak biraz daha yakında bakarsak burada bahsedilen ortak temel sadece hepimizin eşit ölçüde bildiği ya da özel bir örnekte,kişinin diğerinin ruhsal içeriği olarak kabul ettiği şeyden oluşmaz; birinin sahip olduğu ama diğerinin bilmediği bilgi de önemli bir yer tutar.Eksiksiz karşılıklı şeffaflık diye bir şey olsaydı,insanların birbirleriyle kurdukları ilişkiler hayal edilemeyecek bir şekilde değişirdi.
Kişi hiç bir zaman başka birini tam olarak tanıyamaz; çünkü bu her bir düşünce ve duygunun bilinmesi anlamına gelirdi; bunun yerine, gözlemlediğimiz parçaları kullanarak bir bütün oluştururuz, bu bütün de özel bakış açımızın görmemize izin verdiği orana bağlı olarak şekillenir.