Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Germain Bazin

Germain BazinSanat Tarihi yazarı
Yazar
8.0/10
5 Kişi
32
Okunma
4
Beğeni
655
Görüntülenme

En Yeni Germain Bazin Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Germain Bazin sözleri ve alıntılarını, en yeni Germain Bazin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlunun tarihöncesi gelişimi yaklaşık olarak 500.000 yıl sürdü. İnsanoğlu, Paleolitik dönemde, aletlerin çoğunu, taşları, özellikle çakmaktaşını yontarak yapıyor ve hem karada hem de suda avlanarak, birbirinden ayrı kabileler içinde, hayvan yaşamı ile yakın bir ilişki kurmuş olarak yaşıyordu. Taş aletlerin iyice geliştirildiği neolitik dönemde hızlı değişimler ortaya çıktı ve İÖ 5000’e doğru yakındoğuda, hızla uygarlığa yani düzenlenmiş topluma yöneldi ve böylece aletlerde sonu gelmeyen bir geliştirmeye yol açan endüstriyel çömlekçilik ve maden çıkarma (özellikle çakmaktaşı) teknikleri, ticaretin gelişmesi, hayvanların evcilleştirilmesi, karada ve göl kıyılarında sürekli ve kolektif yerleşim birimlerinin kurulması gibi olgular ortaya çıktı.
İlkel insanın mağaradaki hayvan figürlerini yaparken, daha sonraki hiçbir uygarlığın aşamadığı yetkin bir natüralist anlayışa ulaşmıştır. Bunun nedeni, ilkel insanın, bu eserleri yaparken gerçek bir yaratışta bulunduğuna inanmasıdır. İlkel insan in görüntü sadece bir taklit değildir. Görüntü ya da tasvir, modeli ya da ikizi olduğu varlığın canlı yetilerinin tıpkısına sahiptir ve dolayısıyla, insanoğlunun doğa üzerindeki egemenliğini ortaya koyduğu bir büyü çalışması ve etkinliğidir. Paleolitik dönemde yaşayan atamız, doğadaki formları, bir sanat eseri yapmak konusunda hiçbir niyeti olmadan resmetmiş ya da kazımıştır. Onun amacı, avının bereketli olmasını ve tuzağa yakalanmasını sağlamak, ya da av hayvanının gücünü edinmektir. İlkel sanatçı, yaptığı çizimler bir büyücünün bütün gücüne sahip olan bir büyücüdür. Doğal görünüme bunca önem vermesi ve dikkat etmesi, şekillere mümkün olduğu kadar fazla canlılık kazandırmak istemesinden ötürüdür. Bu insanoğlunun bütün etkinliği, doğal güçlere ustaca müdahale etmek ve iyi’yi kendine yaklaştırıp, kötü’yü kendinden uzaklaştırarak bir dengeyi korumak amacını güder.
Reklam
Sanat, insanoğlunu, yaptığı her şeyde yaradanın yaratıcı özelliğini tekrarlamaya sürükleyen benzersiz dehanın birçok dile gelişinden biri ve belki de en özgülüdür ve insanoğlu yüzyıllar boyunca böylece kendisini aşmaya yönelir.
Germain Bazin’in bu eserinin temel bir özelliği, sanat ürünlerini ve olaylarını, zaman içindeki ard arda gelişleri içinde ele almakla kalmayıp, onları kaynakları olan uygarlıklarla, dünya görüşleriyle ve tarihsel-toplumsal gerçeklerle ilişkisi içinde ele alıp yorumlamasıdır. Birbirinden uzak ve farklı zaman ve mekan koşullarına rağmen sanat formlarının benzerlikler gösterdiğinin ve bu formlar ile insan düşüncesinin evrimi arasında bir tekabülünün bulunduğunun vurgulanması da bu eserin dikkate değer bir başka özelliğidir.
Bugün elimizde olan en eski halı, Angers Apokalips’idir (on dördüncü yüzyılın sonu).
Sayfa 213 - Pdf - Renk Sanatları ve Küçük SanatlarKitabı okuyor
Bizans simgeciliği, dinsel bir simgecilikti; ama on üçüncü yüzyılın simgeciliğinde ansiklopedik bir özellik vardı. Çünkü bu simgecilik, skolastik felsefeyi yansıtıyor ve evrene insan dü­şüncesinin mantıksal yapısını uygulamaya yöneliyordu. Dolayısıyla, katedralin, dünya tarihini anlatan çok büyük bir kitap olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim, Chartres Katedrali'nde, 8 000 kadar kabartma ve resim vardır.
Sayfa 211 - PdfKitabı okuyor
Reklam
Düşünce yaşamının merkezleri artık, manastırlardan üniversitelere ve sanatsal girişimler de başrahiplerden piskoposlara geçmişti.
Sayfa 199 - PdfKitabı okuyor
On ikinci yüzyılda, Roman sanatının zafer kazandığı sırada ona rakip olarak gotik sanatın ortaya çıktığını düşünürsek, Alman tarihçilerinden Dehio ve Bezold’un şu saptamasına katılmamız gerekir: “Aynı zamanda gelişip serpilen şeşitli üsluplarıyla Fransız mimarlığı, tüm mimarlık tarihinde benzeri bulunmayan bir olaydır.”
Sayfa 187 - PdfKitabı okuyor
En güzel ve görkemli kiliseler, manastırların kiliseleriydi ve Roman sanatının dönemi, manastırların altın çağıydı.
Sayfa 182 - PdfKitabı okuyor
Katedral dediğimiz yapı, hiç kuşkusuz, canlı bir varlık gibi organik olarak gelişmesine yol açan bir büyüme ve genişleme isteğine cevap veriyordu, ama aynı zamanda eğilip bükülen bir ritmi de içinde taşıyordu ve bu gelişim belli bir akıl yürütmeye dayanıyordu ve bu akıl yürütme de tümdengelim yoluyla ilkesini son noktasına kadar vardırıyordu. Başka bir deyişle bu uygulama daha sonra soyut düşüncelerin çerçevesi içinde kaldığı zaman kısırlaştırıcı bir etki doğurmuş olan Fransız mantığının ilk dile gelişiydi. Ne var ki bu mantık, daha önce yapılmış olan her şeyden yüz çevirdiği ve doğayı göz önünde tuttuğu için, şaşılacak ölçüde verimli sonuçlar vermişti. Nitekim aynı şeyi, daha sonraları Descartesçı akıl yürütmenin de felsefede gerçekleştirmiş olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten de gotik sanata akıl egemendir ve bunun sonucu da sâdece bir sistem değil tüm bir dünyâ yaratmaktır. Nitekim katedral de birçok imgenin ve varlığın yaşama zemini bulduğu evrenin kendisi gibi başlıbaşına bir dünyâdır.
Sayfa 180 - 181 - PdfKitabı okuyor
155 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.