Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Germain Bazin

Germain BazinSanat Tarihi yazarı
Yazar
8.0/10
5 Kişi
31
Okunma
4
Beğeni
613
Görüntülenme

En Yeni Germain Bazin Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Germain Bazin sözleri ve alıntılarını, en yeni Germain Bazin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum bilimciler, toprak ayrımcılığı denen olguya mahkum olmuş toplumların, durağan hale geldiğini ve sonunda ölüp gittiklerini göstermişlerdir. İşte burada, insanlığın evrimindeki en derin yasalardan biri karşımıza çıkmaktadır. İnsan, başka insanlara muhtaçtır. Irklar arası ilişkiler ve karşılıklı etki alışverişi olmadan, ilerleme diye bir şey de olmaz; çünkü insanoğlu kendisine şu ya da bu ölçüde yeterli olmasından çok, başkalarının etkisinde kalmakla kendinin bilincine varır. Doğu ve batıyı karşılaştırırsak , bunların her ikisinin de, akılsal ile akıl-dışı arasındaki gerilimi gösteren bir tarihleri olduğunu ve her birinin iç evriminin, bu gerilimle yönlendirildiğini gözlemleyebiliriz. Dolayısıyla, sanat tarihinin, bireysel insan varlığının kendini bütün dile getirişlerinin temelinde, ikiz bir karşıtlık bulunduğunu ileri sürmeye yönelen modern psikolojinin bulgularını doğruladığını söyleyebiliriz.
Sayfa 575Kitabı okudu
ÇAĞDAŞ SANAT Bugün dünyanın sanatsal haritasına baktığımızda , sanatsal açıdan yaratıcı olarak kalmaya devam eden bölgelerin, ancak bilimsel bir uygarlığın geliştiği bölgeler, yani batı ülkeleri olduğunu görürüz. Asya, binlerce yıl, formların ortaya çıktığı verimli bir kaynak olduktan sonra kısırlaşmıştır. İnsan ruhu çok yanlıdır ve belli bir zamanda, olgular alanında olduğu gibi sanat ve fikir alanına damgasını vurabilir. Bilimsel yaratış ve sanatsal icat, çağımızda, aynı yaşamsal enerjinin dile gelişleridir.
Sayfa 507Kitabı okudu
Reklam
Japon sanatı, bir çok bakımdan olduğu gibi mimarlık bakımından da Çin’e bağlıydı. Bu ülkede taş malzeme bol olmasına rağmen, deprem korkusu dolayısıyla hemen hemen bütün binalar ahşap olarak yapılmıştı. Ama Japonların elinde bir çok ince malzeme vardı ve ahşabı kullanmadaki hünerleri bakımından, Çinlileri hayli geride bırakmışlardı. Batı’da büyük hayranlık uyandıran japon dekoratif sanatları, fantastik anlayışa yönelen Çinlilerinkinden çok farklıydı. Japon zanaatkarları, büyük bir ustalıkla, fikirlerini doğadan alıyorlar ve bir takım doğal şekilleri, nesnel gerçekliklerinde göz önünde tutarak zekice kullanıyorlardı. Gerçekçiliğe her zaman bağlı kalmış olan japon üslup arayisi, eşyanın gizemlerine her zaman açılan Çin sanatının bilmediği belli bir formalizm de kendini gösteriyordu. Japonların Asya’da bulunmaları, bazı bakımlardan gerçek bir paradokstur. Batı sanatıyla aynı zamanda başlamış ve bu sanata paralel bir tarihsel gelişim göstermiş olan japon sanatı, kesin gerçekçiliği sayesinde Çin sanatına olduğundan daha çok Avrupa sanatına yakın ürünler ortaya koydu ve bundan ötürü batı, Çin’den çok japonya’ya yüzünü çevirdi.
Sayfa 506Kitabı okudu
ÇİN HEYKELTRAŞLIĞI Çin’de ilk Budacı eserler olan yun gang alçak kabartmaları, esin kaynağı olan hint heykeltıraşlığının natüralist görüşünün izlerini taşır. Ama Çinlilerin stilizasyon yeteneği, aslında, hint sanatının verileri üzerinde, hint plastik yasalarını, Çin plastik yasalarına tamamen dönüştürerek başlamıştı.
Sayfa 497Kitabı okudu
ÇİN SANATININ EVRİMİ TARİHÖNCESİ Kuzey içindeki bir çok sit, sarmal süslemeleri, Ege ve orta Avrupa çömleklerine benzeyen bir Neolitik dönem Çanak-Çömlekçiliği‘nin varlığını ortaya koymuştu. Bu durum Neolitik uygarlıklar arasında süreklilik olduğu düşüncesini pekiştirmektedir
Sayfa 489Kitabı okudu
ÇİN SANATI Taoculuk; Ruhun, evrensel düzenin ilkesiyle uyum halinde bulunan kendi özüne ilişkin katıksız ilkeyi bulmak için, maddi dünya ile ilintili bütün duyumları bir yana bırakması gerektiğini ileri sürüyordu. Tao denilen şey işte buydu. Böylece, Çin düşüncesi, bir tür birciliğe(monizme) ; yani, evrensel öz içinde bütün varlıkların ve eşyanın birliği ve tekliği inancına yöneldi ve farklılıklarla bireysellikleri bir dış görünüş ve duyumların biri yanılması olarak gördü. Bu düşünsellik Çinlileri her şeyden önce formun katıksızlığına önem vermeye yöneltti. Nitekim Çinliler için en yüksek sanatsal ve estetik haz; ancak çok sade olan formun pürüzsüzlüğü ve doğa üstü anlamı insan ruhunu dış görünüşler Dünyası’nın ötesine ulaştıran bir tür vecitle alınabilirdi.
Sayfa 489Kitabı okudu
Reklam
KHMER SANATI Bütün doğulu halklar arasında sadece Khmer’ler gerçek bir mimarlık dehası gösterdiler. Khmer’ler, belirli ilkelere göre göre kentleri nasıl planlamak ve anıtsal bir bütün içine uyumlu olarak nasıl yerleştirmek gerektiğini kavradılar. Ayrıca, batının en güzel tasarımlarıyla karşılaştırılabilecek bir tapınak yarattılar. Düşüncelerin atılımını köstekleyecek kesinliklerden ve belirlenmelerden kaçınan hintlilerden çok daha pozitivist bir anlayışa sahip olan Khmer’ler, tapınağın, kozmosun bir imgesi olması gerektiği fikrini olduğu gibi benimsediler ve dolayısıyla bu yapıyı bir dağ formu içine yerleştirdiler.
Sayfa 484Kitabı okudu
HİNT SANATININ YAYILMASI Hindistan, etkisi altına aldığı ülkelere, sadece dini ifade formları değil, aynı zamanda, Âri anlayışına, yani derin bir Natüralizme dayanan klasik bir görüntü ve imge sistemi de getirdi. Ama bu ülkelerdeki halkların yerel mizacı, ithal edilen kültüre tepki gösterdi ve böylece hint estetiği oryantalleştirildi ve özgün özelliklerinden bazılarını kaybederek sonunda Asyaî hale geldi ve Çin sanatın ifadelerinden pek uzak olmayan ifadeler edindi. Zengin bir hayal gücüyle desteklenmesine ve form yaratma konusunda çok verimli olmasına rağmen , hint sanatı, doğada algılanabilenden başkasını canlandırmakta daha ileriye gidemmediği için, özgün mimarlık ürünleri ortaya koymayı beceremedi. Oysa, hint sanatına dayanan ve hazır loop bir fikir ve hayal dünyası sistemini devralan ülkeler, anıtsal mimarlık alanında derin düşünceler ortaya koyabildiler. Nitekim Cava, boyuttan çok zarafete yönelen ve kendine özgü estetiğine layık olan çok güzel anıtlar yarattı. Khmer’ler ise, doğu yarımküresinde rastlanan en güzel ve etkileyici anıtları yaptılar.
Sayfa 482Kitabı okudu
Aslında sanat tarihinde her şey, yeni bir ilke bulunur bulunmaz, Art arda gelen sanatçı kuşaklarının, bu ilkeyi sonuna kadar gerçekleştirmekle uğraştıklarını, kaçınılmaz sona ulaştırana kadar onun iç yasalarına körü körüne bağlandıklarını gösterir gibidir. Yunan ve roman-gotik sanatları arasındaki paralellik, ve sonu gelmez şekilde ortaya çıkan sanatsal döngüler ortadadır.
Sayfa 565Kitabı okudu
Jean Lurçat, halı yapımı sanatının teknik süreçlerine ve formal yasalarına, bir modern sanatçı bakışıyla yaklaştı ve sonunda kendi estetik değerlerini kabul ettirecek duruma geldi. Zanaatkarlığı gerektiren ve geniş kitlelere hitap eden uygulamalı bir sanattaki bu yenilenme, sanatı elit bir zümrenin beğenisi ile sınırlandıran içine kapanık modern eğilimden sıyrılan ve gereksinimi çok fazla duyulan bir değişikliği dile getirdi. Son yıllarda, ünlü sanatçılar arasında da ustalıklarını sanayi sanatları alanında uygulamaya yönelik bir eğilim ortaya çıktı. Pablo Picasso, 1948’den sonra yaptığı seramikler ile bu sanat alanında yeni olanakların araştırılmasına hız kazandırdı.
Sayfa 558Kitabı okudu
Reklam
LATİN AMERİKA Latin Amerika cumhuriyetleri, Avrupa katkılarıyla canlandırılmış olan halk geleneklerinin temel zenginliğinin yardımıyla, modern sanatın tüm plastik dilini hızla özümsedi. “ Yeni Latinler”, çok özgün bir çok eser ortaya koydular. En büyük yetenek çeşitliliği gösteren iki okul, Arjantin ve Brezilya okullarıydı. Bu bölgedeki en dikkate değer gelişim , Meksika ve Brezilya’da, kitlelerin canlılığını ve gücünü yansıtan ve ifadesini çok büyük duvar resimlerinde bulan anıtsal bir dışa vururumcıluğun ortaya çıkmasıydı. Meksika’daki devrimci hareket, bir çok ressama esin kaynağı oldu.
Sayfa 555Kitabı okudu
19. yüzyılda kurulmuş olan geleneği izleyen 20. yüzyıl birleşik devletler resim sanatı tarihi, gruplardan ya da okullardan daha fazla, bir çok bireysel sanatçının tarihidir. Kendiliklerinden kurulan gruplar ya da okullar arasıra ortaya çıkmaktadır, ama bunlarda Avrupa’da görülen okul dayanışması ve surekliligi yoktur.
Sayfa 551Kitabı okudu
FÜTÜRİZM İtalya , 1910’da Milano’da Şair Marinetti’nin önayak olduğu çok özgün bir akım olan fütürizm ‘i ortaya koydu. Bu akımın ilk sergisi 1912’de açıldı. Fütürist estetik, makinelerin urettigi kesin çizgili ve pürüzsüz formlar yüceltti ve art arda gelen olayların bir çeşit plastik eşzamanlılığında dinamik güçleri dile getirmeyi amaçladı.
Sayfa 551Kitabı okudu
DIŞAVURUMCULUK Haşin renkler, kaba çizimler, dramatik konu seçimleri ve zenci heykeltıraşlığını yansıtan primitif üsluba dönüş aracılığıyla dışavururumcular, kimi zaman akıl-dışına varan bir ruhsal taşkınlığı dile getirdiler.
Sayfa 543Kitabı okudu
ULUSAL OKULLAR 20. yüzyılın en dikkate değer olaylarından biri, ulusal sanat okullarının canlanmasıdır. Gerçekten de, bu yüzyılda, kozmopolit bir sanat, Fransa’da gelişirken, öteki Avrupa ülkeleri bağımsızlıklarına sahip çıktılar ve yerel mizaçlarını dile getirdiler. Bu akımın en dikkate değer özelliği, Almanya’da , İsviçre’de , Belçika’da , Hollanda’da ve İskandinavya’da görüldüğü gibi , Latin ruhuna karşıt olarak kuzey ruhunun uyanışıydı.
Sayfa 541Kitabı okudu
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.