En Eski Giorgio Manganelli Sözleri ve Alıntıları
En Eski Giorgio Manganelli sözleri ve alıntılarını, en eski Giorgio Manganelli kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Küçük Beyaz Ev
Pinokyo'nun çılgınca vurması üzerine bir pencere açılır ve bütün serüvenlerin önemli kişilerinden biri ilk olarak belirir: "O zaman pencerede mavi saçlı, mumdan bir hayal gibi beyaz yüzlü, gözleri kapalı, ellerini göğsünde kavuşturmuş güzel küçük bir kız görünür, dudaklarını hiç kıpırdatmadan, sanki öbür dünyadan gelen incecik bir sesle: 'Hiç kimse yok bu evde. Hepsi öldü.'" der. Küçük Kız ölümcül bir yolculuğun sonucudur. Dudaklarını kıpırdatmadan, gözlerini açmadan konuşur Küçük hayalet kız, ölülerin hanımı olan küçük kız. Pinokyo'nun yalvarıp yakarmaları üzerine "Ben de ölüyüm." yanıtını verebilir ancak. Pinokyo anlamaz. Peki Küçük Kız neden o zaman pencerededir? "Gelip beni götürecek tabutu bekliyorum" der ve kaybolur. Pinokyo gözünün önünde oynanan gizemli durumu anlayamaz: Küçük Kızın "ölü" olduğunu anlayamaz ama saçlarının "mavi" olduğunu, dingin gecenin renginde olduğunu anımsar, ve bunu hiç unutmaz. "Küçük beyaz ev" Pinokyo'nun geçtiği karanlık geceyi yadsıyan ve silen bir gece işareti içerir.
Sayfa 88 - alef yayınevi
Kendini denetlemeyi reddeder, çünkü o eskiden beri, ihtiyatın sessizliğe yöneldiğini, üstelik çekimserlik sessizliğine değil de konuşmanın engellenmesindeki o korkunç ve kaba çekimserliğe doğru yöneldiğini bilir.
Sayfa 18 - Tavanarası Yayıncılık
Altı
Latince bilen adam telefon beklemek istemezdi; telefonlar dünyadan gelir, bunlar sonuç olarak, dünyanın varlığına ilişkin olarak ona verilen biricik kanıttır. Ama onun kendi varlığına ilişkin değil.
Sayfa 28 - Tavanarası Yayıncılık
... bu köşede bir boşluk değil de bir yokluk olduğunu keşfetmiştir.
Sayfa 31 - Tavanarası Yayıncılık
Yoklukların bir yerden başka bir yere kolay taşınmadığını bilir; bu yokluğu yanında hissetme gereksinimi onun, sevmediği bir evde, kendisine yabancı eşyalar arasında kalışını yıldan yıla uzatmasına yol açmış olabilir. Yokluk dışında bu evdeki her şey ona yabancıdır.
Sayfa 32 - Tavanarası Yayıncılık
Yokluk öylesine önemlidir ki, yaşamını katlanılabilir kılan -gerçekte katlanılabilir olmasa da- her şeyden, yokluktan uzaklaşmamak koşuluyla vazgeçebilir.
Sayfa 32 - Tavanarası Yayıncılık
Sekiz
Yalnızca şudur onun şaşkınlığa düşmesine yol açan: Sandığının tersine, asla terk edilmediğini, ama şimdi, yaşıyor olmasının açıklaması olarak kabul ettiği bir önemsizlik ile oldum olası birlikte yaşamış olduğunu bu kadar geç, iş işten geçtikten sonra keşfetmiş olmak.
Sayfa 32 - Tavanarası Yayıncılık
Genel olarak bu istasyona tren beklemek üzere gelen adamlar bekleme sırasında ölürler. Yürek parçalayıcı bir ölüm değildir bu, tersine çok sakindir ve kendine göre zarif bir ölümdür; aralarından bazıları peşlerinde ailelerini, özellikle de, siyah çoraplı, kısa pantolonlu oğullarını getirirler, onurlu bir biçimde nasıl ölünebileceğini öğrensinler diye.
Sayfa 35 - Tavanarası Yayıncılık
Tanrı nın varlığının kesin kanıtına ilişkin notları içeren defteri kapattı ve hiçbir şeyle ilgilenmemek--kısaca yaşamak--üzere dışarı çıktı.
Sayfa 21Kitabı okudu
... Demek savaş bitmiş ha diye düşünür komutan. Doğal ölüme dönüyoruz...Savaş her yerde bitmiştir,..Şu şarkı söyleyen adamlara kim bilir kaç kez nişan almışlardı öldürmek amacıyla?... Çünkü savaş şiddete dayalı ölümü yasal sayar. Peki ya şimdi? Komutanın yüzü gözyaşlarıyla kaplanmıştı. Gerçek değildir bu: Derhal, savaşın bitemeyeceğini insanların kafasına sokmak gerekir kesin olarak. Ağır ağır, güçlükle silahını kaldırır ve orada şarkı söyleyen, gülen, kucaklaşan adamlara, barışa kavuşmuş düşmanlara nişan alır.
Sayfa 92