Giorgio Manganelli kitaplarını, Giorgio Manganelli sözleri ve alıntılarını, Giorgio Manganelli yazarlarını, Giorgio Manganelli yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğum, her şeyden habersiz ve gerçek dışıdır, ölümü ortadan kaldırır ve iyilesme de hastalıktan önce gelir. Gerçekten öyle mi? ,s. 58-59. Son Bataklık Giorgio Manganelli.
Yasadıgı yerin ahlaki degerlerine karşı cikan ve bu yüzden bulundugu yerden kacmak zorunda kalan bir adamin tuhaf hikayesi Son Bataklik. Bir koye siginan adam,yasli birinin yönlendirmesiyle kurtulus icin batakliga gitmeye karar verir. Yaninda tek canli vardir . O da adamin atidir. Iste bu noktada metin, sembolik, metaforlu cumlelerin oldugu bir havaya bürünür. Bataklik, pis , karanlik, içinde sürüngenlerin oldugu bir yerdir. Aslında cehenneme de atif yapmistir yazar. Bataklikta adamin tanri , inanc ve yasam uzerine tuhaf monologunu okumaya başlarız. Yazara göre; kahramanimizin sahip olduğu gercek bir at vardir ve bir de bundan baska atsallik dedigimiz at vardir ki, bu Platon'un idealar dunyasina yapilan atiftir. Metin boyunca karakterin karisik bilinc altinda zorlu ve surreal dünyaya dogru yola çıkarız. Metnin ilerleyen sayfalarında tiranlik ve erk kavramını sorgulayan yazar, su ve ateş elementinin mucadelesini de anlatir. Bataklık, metafor olarak cehennemse, ateş en güçlü unsurdur burada. Ates güçtür, tiranliktir, erktir. Su, temiz ,akiskan silip götüren yeryuzudur. Bu semboller uzerinden Manganelli bize kafa yakici bir metin sunar. Tirana Övgü'ye benzer bir metin olmasina rağmen, Son Bataklik biraz daha karmaşık bir metin
Herkesin sevebilecegini düşünmüyorum . Her okuyucuya göre değil. Ilgilenenler okuyabilir.
Son BataklıkGiorgio Manganelli · Everest Yayınları · 202320 okunma
; kısacası gerileyen bir hayat yok zira bir geleceğe sahip olmak kolay; lütfen ama kimin bir geçmişi var ki? Hem sana ait olan hem de seni tanımlayan bir geçmiş. s 105. Tirana Övgü. Giorgio Manganelli.
Amaci sadece para kazanmak olan bir yazar ve editor var kitabin ilk basinda. Sonra yazar soytariyi editor ise tiranı temsil etmeye baslar. Manganelli okuyucuya bu noktada muthis bir sembolik anlatima sahip bir metin sunar. Toplumun çürümüşlüğü, yolsuzluklar, adaletsizlikler, esitsizlikler, erkin kirli yuzu soytari tarafından monolog halinde okuyucuya anlatilir. Varolussal sorunlar, tanri, inanc sistemlerini de sorgular soytari. Derin anlamlarin oldugu Tirana Övgü de, soytarinin agzindan bir sistem elestirisini monolog halinde okuruz. Karamizah metnin icindeki en onemli unsurlardan biri. Deneysel ve sembolik bir dilin kullanıldığı Tirana Övgü, beyin yakıcı, düşündürücü ve herkesin sevebilecegi bir kitap degil. Dikkat isteyen , düşündürücü bir metin. Ben sevdim. Metaforik anlatimlarin altındaki anlamlari cozmek zevkliydi. Sorgulatici bir eser olmasi da ayrica onemli. Ince olmasina ragmen okumasi kolay degil dikkat ıstiyor. Okumak isteyenlere oneririm . Iyi okumalar.
; kisacasi gerileyen bir hayat yok zira bir geleceğe sahip olmak kolay; lütfen ama kimin bir geçmişi var ki? Hem sana ait olan hem de seni tanımlayan bir geçmiş
Nutkum tutuldu, lakin bu tutulum eserin şahaneliğinden değil, benim hiç bi şey anlamamdan kaynaklı, zaten anlatıcı da bi şeyleri anlatmak derdinde değildi zannımca, kusmuş, kelimeler kusmuş dimağından bende onları temizledim ellerime ve beynime bulaştırmadan, durum sadece bundan ibaret...
.
Aslında anlatıcı yani yazarımız kendini kelimerle bir takım gösteriler yapan ve insanları eğlendiren bir soytarı olarak görürken, bu eserin kabul görmesinden sorumlu editörü bir tirana, bir hükümdara benzetmektedir. Her şey onun iki dudağının ucundayken o iki dudağı güldürmekle, ona yaltaklanmakla parayı ve şöhreti yakalamaya çalışan bir soytarı anlatıcımız...
.
Hee diyeceksiniz ki ne anlattı? Hiç...Bölüm bölüm aslında hikaye olabilecek kurguların etrafında döndü durdu. Şöyle yazsam şöyle olurdu, ama ben şöyle yazdım bi bok olmadı tarzında anlatılar bütünü bir kitap. Kitapları yarım bırakmama gibi saçma bir takıntım olmasa, 134 sayfalık kitabı 134 kere yarım bırakabilirdim:)
Şafak söktüğünde kitabı bırakır, derin bir soluk alır ve kendine insan ruhunun gizemlerini sorarsın. Bir kitap bunun içindir; önemli olan karanlığı bilen ve onu yok eden gözlerle şafağın derinliğini sorgulamaktır.