Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro)

Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro)Mumya’nın Mezarı yazarı
Yazar
Çevirmen
7.1/10
143 Kişi
586
Okunma
32
Beğeni
4.283
Görüntülenme

En Yeni Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro) sözleri ve alıntılarını, en yeni Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı insanlarla anlaşmamız için konuşmaya gerek yok ^^
Kim vermişti kararı? Kendisi mi? Bilmiyordu, sanki alınan verilen bir karar yokmuş gibi, sanki konuşmadan, tartışmadan sözünü bile etmeden anlaşmışlardı.
Reklam
Seni nasıl severim? İzin ver açıklayayım. Ruhumun, varlığımın erişebileceği derinliklere, yükselen, uçlara kadar severim. Her olağan günün her dakikasında, mum ışığında, karanlıkta severim seni. Özgürce severim seni, özgürlüğe susamış insan gibi. İçimdeki ateşin büyük ihtirasıyla severim seni, unuttuğumu, kaybettiğimi sandığın bin sevgi ile, soluğumla, gözyaşlarımla, gülümseyişimle. Ölünce de seni daha çok seveceğim.
"Temiz bir uyku çekmeye bak, yarın... Başka bir gündür."
"Gülünce ne kadar şirin olduğunu bilemezsin. Ya o gözlerinin içi..."
Şöyle bir an yaşamak için her şeyimi verirdim ^^
Ekipleri çoğaltıp altı gün boyunca aralıksız toprağı kazdılar, sonunda kocaman bir mezarın eşiğine vardılar. Karşılarında geçmişe açılan bir kapı ve kapının, yanında mezar nöbetçisi köpek başlı Tanrı Anubis'in heykeli yükseliyordu.
Reklam
Ay ışığında deniz çöl kadar esrarengiz, yabancı ve sonsuz görünüyordu... İmkân olsaydı gece gündüz orada kalır rüzgârın, dalgaların sesiyle avunurdu.
Yüzyıllardan beri birçok eski Mısır krallarının, prenslerinin ve prenseslerinin mumyaları kaybolmuş, kaçırılmış, soyguncular tarafından imha edilmişti. Kral Sekhemre Shedtavi'nin ve eşinin mumyaları yok olmuştu, Dördüncü Tuthmosis'in mezarları yağma edilmişti, Yüce Ra Antef'in mezarı bile bulunamamıştı.
İşte gerçek bir arkeolog bilinci!
...yüksek ücretle özel koleksiyonculara satılacak veya kesesi açık herhangi bir müzeye teslim edilecek ganimet toplamak niyetinde değillerdi. Tek gayeleri Firavunların tarihinde halen açık kalmış bir takım boşlukları kapatmak, eksik bilgileri toparlamak, hanedan dizisindeki ayrıntıları değerlendirmekti.
Gizemcilik tarihinde tüm yollar ilkin Orta Asya'dan çıkıyor, bir kol Uzakdoğu'ya uzanıyor diğer kolu ise, sanki kaçınılmaz bir şekilde, Mısır'a varıyor oradan da Ortadoğu, Arap Yarımadası, Anadolu yolu ile Batı'ya. Gizemciliğin kesin yolunu ve kesin coğrafyasını çizmek, çizebilmek bugün bile pek kolay değildir, fakat hangi 'güzergahı' izlerseniz izleyin er veya geç Anadolu'ya oradan da İstanbul'a varmış olursunuz.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
'Merkez' işlevini gören her mekan, kapsamı ne olursa olsun, çekici bir güce sahiptir, bir mıknatıs gibi işler. Aynı zamanda bu merkez bir depolama noktasıdır, değişik kaynaklardan tarihsel bir süreç içinde edinen bilgilerin, kültürlerin kat kat toplandıkları bir ardiye, bir arşiv. Ya da yaşayan ve somut bir bellek. Böyle bir yaklaşım içinde Bizans, Batı'yı depoladıysa Fetih sonrası İstanbul'u da Doğu'yu depoladı ve Tanzimat'tan başlamak üzere Doğu ile Batı'yı.
Sayfa 180Kitabı okudu
Hiç kimsenin kafasında kendinin olan bir düşünce kalmasın diye çalışıyorlar! Ayıp sayıyorlar böyle bir şeyi!
Nietzsche “Tanrı öldü” diye haykırıyordu, şeytan ise kötülüğün, ihtirasların, bütün günahların sembolü olduğu için çağımızda “sağlamlığını” koruyor ve ölmemek için, unutulmamak için direniyor.
Phineas T.Barbum’un söylediği gibi her dakikada bir enayi doğar …
517 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.