Gizem Konaklı Sözleri ve Alıntıları
Gizem Konaklı sözleri ve alıntılarını, Gizem Konaklı kitap alıntılarını, Gizem Konaklı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Uğur Mumcu
,
"Bir ulus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğilimde ise, o kadar sağlam,
o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur."
..
Uğur Mumcu, üniversitedeyken 27 Mayıs'ın etkileri devam etmekteydi. Sosyal ve siyasal sorunlar, 1960'ların son yıllarında yaşanan ilk toplumsal ayaklanmalar mevcut hukuk kuralları içinde yasa dışı eylemler olsa da toplumdaki yeni arayışları yansıtmaktaydı.
İnsanların son sığınağı olan adalet, insanca yaşamanın başlıca dayanağıdır.
ekonomi her dönem için temel sorunumuz olmuştur...
Ekonomi iyi gitmiyor, dış politikada da sorunlar yaşanıyordu. 1969 ve 1971 yılları ABD'nin Türkiye'de haşhaş ekiminin yasaklamasını istediği yıllardı.
İnsanların son sığınağı olan adalet, insanca yaşamanın başlıca dayanağıdır.
Çağdaş dünyada, çağdaş bir ülke olduğunu iddia eden Türkiye'de insanlık dışı bir şekilde işlenen cinayetin örneği yaşandı. Atatürk laik çizgisinde, çizgisini hiç değiştirmemiş, ideolojisinden ödün vermemiş, haksızlıklara karşı çıkmış ve 12 Mart ile 12 Eylül rejimlerine karşı demokrasi savaşı vermiş olan Uğur Mumcu'nun park halindeki aracına bomba yerleştirilmesi, Türkiye'de hala can güvenliğinin bir sorun olduğunun kanıtıdır.
Kimi ölüler bize ne kadar yakın…
Uygar toplumlarda otorite barbarlıkla değil hukukun üstünlüğü ile sağlanır
Uğur Mumcu'nun tanımıyla 1961 Anayasası ile Türkiye en çağdaş dönemine giriş yaptı. Ancak anayasanın değişmesine rağmen bazı demokratik haklar Türkiye'de kullanılamadı. Bu durum, Türkiye'de iki yüz yılda verilen demokrasi davasında Türkiye'nin gerçek demokrasisinin temel ilkelerini benimseyemediğini, demokrasiyi biçimsel kurallar ile sınırladığını göstermekteydi.
Doğru bildiğinden taviz vermeyen yiğit...
Uğur Mumcu, araştırmacı gazeteci kimliğiyle ülkesinde yapılan yolsuzluklara, haksızlıklara karşı durmayı bilen ve bunların üzerine cesurca giderek kamuoyunu bilgilendirmekten geri durmayan bir gazeteciydi. Toplumu aydınlatma idealinden vazgeçmediği için bundan rahatsız olan çevreler 1993 yılında yaptıkları bir suikast ile Uğur Mumcu'nun yaşamına son verdi.