Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökhan Duman

Gökhan Duman11. Peron yazarı
Yazar
9.1/10
92 Kişi
391
Okunma
22
Beğeni
4.268
Görüntülenme

Hakkında

1983 yılında Tokat’ta doğdu. 16 yıldır Ankara’da yaşıyor. Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi bölümlerinde eğitim aldı. Diaspora, göç, göçmenlik üzerine çalışmalar yürütüyor. Fotoğrafçılık, arşivcilik ve sosyal medya konularıyla ilgileniyor. 2016 yılında yayınlanan "Göçüp Kalanlar" kitabının editörlüğünü yürüttü.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
Tokat, Türkiye, 1983

Okurlar

22 okur beğendi.
391 okur okudu.
11 okur okuyor.
236 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Duvarlar insanları kaç kez böldü? [...] Yeryüzüne bunca duvarı kim inşa etti?
"Ne için yaşıyorum? Her gün sorarım kendime, ben ne için, kim için yaşıyorum? Sevdiğim yok. Geleceğim yok. İşim yok. Yarınım yok. Ben ne için yaşıyorum? Yoklar için mi?"
Semra ErtanKitabı okudu
Reklam
Türk işçiler için Münih Tren İstasyonu'nun 11 numaralı peronunda yeni bir hayat başlıyor. Daha önce bildikleri, görüp özendikleri ya da hayal edebildikleri bir hayat değil bu.
Burada en yavaş ilerleyen şeyin zaman olduğunu düşünüyorlar. Oysa parmaklarının arasından kayıp gittiğinin farkında değiller. Sabahları yüzlerine vurmak için avuçlarına doldurdukları suyun dışarı taşması gibi öylece akıp gidiyor zaman.
Göçmen evleri birbirine benziyor. Eşyası az, umudu çok.
Sayfa 164Kitabı okudu
Buruk da olsa iyi bayramlar…
“Bazı aileler vardı hani, çok önemsenmezdi. Ama her bayram kapınızı çalar, az oturup giderdi. Biz işte o aileydik.”
11. Peron
11. Peron
Bu fotoğrafı sosyal medyada ne zaman görsem bir buruk olur içim. Ülkemizin özellikle de kendi şahit olduğum 80’li ve 90’lı yıllarda ki yoksul ve mahrum zamanlarını hatırlatır bana.. Hiç bir ailenin yoksunluk görmediği daha güzel zamanlara huzurla ve mutlulukla erişmek dileğiyle…
11. Peron üzerine
11. Peron
11. Peron
beni etkileyen bir kitap oldu. Zaten oldum olası gerçek hayat üzerinden yapılan kitaplar, çekilen filmleri daha çok sever ve içselleştiririm. Dili çok yalın ve güzel olan yazar, Almanya’ya iş için göçenlerin yaşadıklarını çok güzel anlatmış. Belgeleriyle de gerçekliğini kanıtlamış. Türklerin her zaman kimliklerinden dolayı çektiği sıkıntılar ne kadar çalışkan olsalar da, işlerine ne kadar yarasa da oradakilerin sorunları oluyor. Gittikleri her yeri güzelleştirmeleri, sahiplenmeleri maalesef olumlu karşılanmıyor. Evet bazen abartsalar da aile hayatını da bulundukları ortama taşımışlar mecburen. Ama Almanya ‘ya onlar davet etmiş sonuçta. İlk baştaki coşkulu karışlama yerini zorbalığa hatta katle kadar gelmesine rağmen direnmeleri Türklerin kimliklerini yansıtmalarını gösteriyor. Severek, bir solukta okuduğum bir kitap. Gerçekten tavsiyedir.
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
200 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabı bitirince bir boşlukta çivili kaldım adeta. Nasıl denir? Hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi gelip geçti... O Anadolu’nun bağrından kopup, yabancı damgası yiyip yerli işçiden daha çok çalışıp daha az maaş alanlardan biri de benim babamdı. “Heim”larda 8 kişilik odalarda kalan, bayram namazlarına gitmek için kilometrelerce camii arayan, o teyiplerinde türküler dinleyen, köydeki anama, anasına, babasına mektup yazıp fotoğrafını yollayıp, “bu cansız hayalimi duvara asın” diyerek unutmamayı tenbihleyen de benim babam.. Yıllarca ağır işçi olarak çalışan, o işte belini sakatlayıp, bir günde çıkışını verip, acımayan “meister” lerine, yıllar sonra “beni harcadılar “ diye durgunlaşan da benim babam.. Arbeitsamt ( İş yardım kurumundan) yardım almayı gururuna yediremeyip kendi işini kuran onurlu babam. Ve “Biz” o Getto! sokaklarında büyüyen, ırkçılığı her köşede hisseden, türk mahallelerinde oynayan yabancı çocuklar. Peşimize köpeklerini salan Naziler! Okulda sayım yapılınca adımız geçtiğinde “kafalara bakın burada mı değil mi anlarız” diyen ırkçı alman öğretmenleri.. ... Ve şimdi Almanya’da türklerin başarısı, azmi, eğitimleri ile doktor, öğretmen, avukat v.b daha nice başarılara imza atan gençlerimiz ile dolu. Ekonomiye büyük katkı sağlayan iş adamları, esnaflar. Kısaca, bize muhtaç bir Almanya..
11. Peron
11. PeronGökhan Duman · Vadi Yayınları · 2018366 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hani büyüklerimiz eskilerden bahserderken pürdikkat dinleriz, dinlerken de şaşırırız ya işte öyle bir kitap 11. Peron.1961'de Almanya ile yapılan müzakereler sonucu Türkiye'den Anavatanını bırakıp gurbet yollarına düşen,lakapları da Almancı'ya çıkan insanlarımızın neler yaşadığı anlatılmış.Röportaj tarzında alıntılar ve resimlerle kitap renkli bir hale bürünmüş. Kitaplığıma bir dost daha ekledim, okumanızı tavsiye ederim.Hayata tutunmak için savaşmak lazım savaşı kazanmak için çalışmak.
11. Peron
11. PeronGökhan Duman · Vadi Yayınları · 2018366 okunma
38 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dedem, Almanya’ya giden ilk Türklerden. Annem 5 yaşındaymış. Bir sabah elinde bir valizle sessiz sedasız çıkmış ve gitmiş. Annem kapı arkasından sessizce ağlatarak gidişini izlemiş. Dedem iki sene boyunca gelmemiş. İki sene sonra yine bir sabah ansızın çıkıp gelmiş. Ev bayram yerine dönmüş. Dört hafta sonra bu sefer, ananemi de alıp gurbete
11. Peron
11. PeronGökhan Duman · Vadi Yayınları · 2018366 okunma