Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hamdi Ragıp Atademir

Hamdi Ragıp AtademirAristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı yazarı
Yazar
Çevirmen
2.0/10
1 Kişi
8
Okunma
2
Beğeni
933
Görüntülenme

Hakkında

Konya’da doğdu. Saygın bir din âlimi olan ve Millî Mücadele’yi destekleyen Hacı Mehmed Râgıp Efendi’nin oğludur. İlk eğitiminden sonra 1917’de Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi ihzarî kısmına kaydoldu. 3 Mart 1924’te medreseler kapatılınca öğrenimine Konya Lisesi’nde devam etti ve 1928’de mezun oldu. Aynı yıl Maarif Vekâleti tarafından açılan sınavı kazanarak felsefe öğrenimi görmek için Fransa’ya gitti. 1932’de Besançon ve Nancy üniversitelerinden mezun oldu. 1933’te yurda dönünce iki yıl Samsun ve dört yıl Konya liselerinde felsefe öğretmenliği yaptı. 1938’de doktora hazırlamak amacıyla Almanya’ya gittiyse de II. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine yurda döndü. 1939’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne felsefe asistanı olarak tayin edildi. Bu fakülteye bağlı Felsefe Enstitüsü’nün 1939-1942 yılları arasında direktörlüğünü yapan Olivier Lacombe’un asistanlığına getirildi. 1942’de Aristo’nun Mantık ve İlim Anlayışı adlı teziyle doçentliğe yükseldi. Aynı yıl Olivier Lacombe’un başkanlığında Aristo’nun eserlerini Türkçe’ye çevirmek üzere kurulan komisyonda yer aldı. Aristo’nun Organon adlı mantık külliyatını dört yılda tam olarak ilk defa Türkçe’ye çevirdi. 1949’da Metot Üzerine adlı çalışmayla profesör unvanını aldı. 1953’te Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde kendisinin teklifiyle kurulan Felsefe ve Mantık Kürsüsü’nün başkanı oldu. 1954’te siyasete atılan Atademir, 1954-1960 yılları arasında iki dönem Demokrat Parti’den Konya milletvekili olarak parlamentoda görev yaptı. Bu süre içinde UNESCO ve Avrupa Konseyi nezdinde Türkiye’yi temsil etti. 1960 ihtilâlinin ardından tutuklanarak yaklaşık iki buçuk yıl Yassıada’da ve Kayseri’de hapiste kaldı. 1966 yılında çıkarılan siyasî aftan sonra üniversiteye döndü. 1968’de Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne felsefe tarihi hocalığına tayin edildi, sekiz ay sonra da İlâhiyat Fakültesi’ne dekan oldu. Ancak ülkedeki siyasî karışıklıkların etkisiyle fakültede yaşanan huzursuzluklar yüzünden 1970’te dekanlıktan istifa etti. İlâhiyat Fakültesi’ndeki hocalığını sürdürürken 3 Mart 1976’da öldü. Daha çok mantık sahasında çalışan Hamdi Ragıp Atademir akademik hayatının başından itibaren yöntem konusuna özel bir önem vermiştir. Hem klasik hem modern metinlere vâkıf olup eserleri döneminde yaygın olan indirgemecilikten uzaktır. Onun temel meselesi yeni fikir yapıları kurmak ve yeni sentezler oluşturmaktır. Ülkede felsefe eğitimi ve kültürünün geliştirilmesi gerektiğini düşündüğünden tercüme faaliyetine önem vermiş ve Batı dillerinden çeviriler yapmıştır. Çevirdiği eserlerle kendi telifleri arasında bütünleyici bir ilişki görülür. Bu metinler o dönem için öğretici olduğu kadar Türkçe’de bir felsefe dilinin oluşmasına da önemli katkılar sağlamıştır. 1942 yılında Türk Dil Kurumu tarafından neşredilen Felsefe ve Gramer Terimleri adlı eserin hazırlık çalışmalarına katılmıştır. Aristo’nun Organon adlı eserini çevirirken hem eski hem öztürkçe kelimeler kullanarak eski-yeni çatışmasının yaşandığı bir dönemde uzlaşmacı bir yol benimsemiş, özellikle Türkçe’de bir mantık dilinin meydana gelmesi yolunda gayret sarfetmiştir. Tenkitçi yönü de bulunan Atademir’in Hilmi Ziya Ülken’in Lojik Prensipleri ve Muasır Tenkit adıyla Fransızca’dan çevirdiği eser için kaleme aldığı yazı Latin harfleriyle yazılan ilk mantık eleştirisi olma özelliği taşır.
Tam adı:
Prof. Dr. Hamdi Ragıp Atademir, Hamdi R. Atademir
Unvan:
Türk Felsefe Araştırmacısı, İlahiyatçı, Bilgin, Siyasetçi
Doğum:
Konya, Türkiye, 17 Nisan 1910
Ölüm:
Ankara, Türkiye, 3 Mart 1976

Okurlar

2 okur beğendi.
8 okur okudu.
6 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
aristo, âlemi izahtan kaçınan ve ancak ahlâkî kavramların tahliline ehemmiyet veren sokrates’ten, aynı düzende, reel'i ancak fikir’de arayan ve realiteyi fikirler âlemi ile özdeşleştiren, deneme-üstü veya deneme-ötesi bir âlem tasarısıyle içinde yaşanılan âlemi ancak bir görünüşler âlemi saymakla kalmayıp onu aşağılaştıran eflatun’dan ayrı olarak daha büyük bir güçle düşünce ve nesnelerin kanunları üzerinde durmasını bilmek isteyerek, onların tabiatını, duraklı ve zarurî olanın ne olduğunu incelemek suretiyle varlık düğümünü çözmek istedi. bu iş için erişilecek nesne ve konuya göre, tutulacak yolu ve tekniği inceden inceye açıklamaya girişti. epistemolojik düzende duyu’ya ve akl'a, metodolojik düzende müşahede ve tecrübeye, nesne'ye ve olgu'ya gereken yerleri vermekle bir çok düşünürlere takaddüm ettiğini de gösterir.
Reklam
Aristo önermelerin modalitesi ile de ilgilenmiştir. O, “bir hükmün kayıtsız şartsız; 1. Varlığın kendisinin ya da; 2. Zaruriliğinin veya; 3. Varlığın mümkünlüğünün tasdik edilmesi olduğunu ayırt etmek suretiyle bu modalite meselesini ortaya koyar. “Her öncül (mukaddeme) ya sırf ve reel bir yükleme veya zaruri bir yükleme ya da mümkün bir yüklemeyi vaz eder.”
Sayfa 112
Aristo’nun yalnız analitik önermeleri göz önünde tuttuğu göze çarpmakta ve bunlarla onun daha sonra teşekkül edecek olan formel mantığı ilgilendiren kesin görüşleri ortaya koyduğu söylenir. Aristo bu çeşit önermeleri “bir iç bağlantının yüklemi konuya bağladığı önermeler” diye nitelendirdiğine işaret etmek isteriz. Buna karşılık terkibi önermelerin ancak “dış bit bağa yüklemi konuya bağlayan önermeleri teşkil ettiğini” anlıyoruz.
Sayfa 112
Zihnin doğru işlemesini sağlayan kaideleri koyan mantık, realitenin kanunlarını yalnızca ortaya çıkaran veya onları ispat eden metafizikten ayrı bir disiplindir. Mantık; "idealistlerin sandığı gibi sırf, bizatihi zihne değil, ferdi zihne taaluk" eder. Reeli bilen bu zihni, hatadan ve yanılmaktan korumak, kurtarmak lazımdır. Bu iş için de "reelin kanunlarını bilmek" gerekir. Bu suretle mantık da hareket noktasını, Aristo'ya göre ancak metafizikten almak zorundadır.
Sayfa 78 - Köprü KitapKitabı okudu
Düşünülebilir olan düşünülebilen ise daima duyulabilenden üstündür.
Sayfa 136
İyonya Düşüncesinin Ortak Prensibi
Hiçbir varlık yoklukdan çıkmaz. Her varlığın başlangıcı bir değişmeden ibarettir. Öyleyse, her şeyin aslında tek ve öncesiz bir madde var. Her şey ondan çıkar, her şey ona döner.
Aristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı
Aristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı
Reklam
İstilalar, güçler ve siteler arası çeşitli ilişkiler, bir takım tarihi, sosyal, askeri, kültürel münasebetler, inanç, örf ve adet ayrılıkları ve çatışmaları, tabiat hadiselerinin basit ve çıplak müşahedesinden çok, düşünce mahsülülerinin birbirinden ayrılık ve değişikliği karşısında, çelişme, çatışma ve tutarsızlıkları önünde, en mühim amil olarak, zihnin kendi iktidarı, tasavvurlarının reelle uyuşup uyuşmazlığı önünde, tutum ve davranışlarının tayinindeki payı üzerinde kendi kendini inceleme konusu alması ve incelemeye koyulması, böylece tenkitçi bir düşüncenin dolması lazım geliyordu
Aristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı
Aristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı
Hamdi Ragıp Atademir
Hamdi Ragıp Atademir

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok