Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hamid Cengiz

Hamid CengizParalel Evrenler ve Yedi Dünya yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
100
Görüntülenme

Hakkında

1989 yılında Diyarbakır'da doğdu. Lise öğrenimini Diyarbakır'da bitiren yazar 2014 yılında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinden mezun oldu. Ardından Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Yazar Hamid Cengiz, kamuda Din Kültürü Öğretmenliği yapmaktadır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Diyarbakır, 1989

Okurlar

1 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kur'an ve İslâm evvela ahlaki ve itikadi çürümenin önüne geçmeye çalışır. Bunun için şeriat caydırıcı bazı yaptırımlar uygular. Toplum nizama ve düzene kavuştuktan sonra bilimsel araştırmalar zaten kendiliğinden parlayacak ve toplumun refah seviyesi kendiliğinden yükselecektir. Bu durumda Müslümanların da İslâm anlayışı önemli yer işgal edecektir. Bilime kıymet vermeyen Müslüman toplumlar ahlaklı olsalar dahi yine çökmeye ve yozlaşmaya mahküm olacaklardır. Bunlar İslâm'ı ve Kur'an'ı hakiki manada anlamamışlardır. Çünkü Kur'an, yaratıcıyı hakkıyla tanımak ve insanlığa faydalı olmak maksadıyla insanları bilimsel araştırmalara sevk eden bir eserdir. Bu meselede bazı örnekler vermek yerinde olacaktır. İslâm dinini bilim karşıtı yahut bilimsel araştırmaları engelleyen bir din olarak gören kişiler, hemen her toplumda vardır. Bu algının sebebi ise cehalettir. Çünkü kişi bilmediği şeyin düşmanıdır.
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Yüce Rabbinden bahsederken şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Cenab-ı Hak, kıyamet günü geldiğinde yedi göğü ve yedi yeri elinde toplayacaktır. Sonra şöyle diyecektir: Ben Allah'ım, Rahim benim, Ben Melik'im, Ben Aziz'im, Ben Mü'minim, Ben Hâkim'im, Ben Güçlüyüm, Ben Mütekebbir'im. Dünyayı hiçbir şey yokken Yarattum, onu döndürecek olan da benim. Büyüklenen krallar nerede, zâlimler nerede?” (İbni Bata, el-İbanet-ül Kübra,no:1276) Hadisin sıhhati ve izahı: Abdullah bin Ömer'in rivâyet ettiği bu hadisin senedinde altı ravi daha vardır. Hepsi de saduk ve sika ravilerdir. Yalnız Muhammed bin Salih el-Batihi'nin tevsikinde tek kalan İbni Hibban'dır. Neticede hadisin sahih oldugunu söylemek mümkündür.
Reklam
Bizler zannederiz ki Hz Cebrail sadece bizim Dünyamıza inip vahiy getirmiş. Hâlbuki o melek, yedi semâvât ve yedi Dünya arasında dönüp dolaşmış ve bütün âlemleri vahiy nuruyla nurlandırmıştır. Aksi hâlde Allah'ın vahyinin sadece bu dünyayı tenvir etiği ve diğer semâların vahiyden nasib almayıp zülumata, karanlığa terk edildiği neticesi ortay çıkar ki, bu durum Allah'ın kâinatı ihata ve hükümranlığına zıttır. Bu sebeple âyette Allah'ın emri bu semâ ve Dünyalar arasında tenzil eder, döner dolaşır denmiştir. Âyetin devamında (Talak 12-13)denmesi de yukardaki izahatımızı tasdik eder mahiyettedir. Çünkü Allah'ın vahyi sadece bu Dünyaya değil bütün kâinata ulaşmış ve Allah 7 kat semâvâtı uluhiyet ve rububiyeti ile ihata etmiştir. Vahiyle muhatap olanlar ise akıl sahipleridir. Şu hâlde birinci kat semâdan yedinci kat semâya kadar her semâda vahye muhatap akıl sahipleri hayat sürmektedir. Kur'an'da bahsi edilen 7 kat semâdan kastın Dünyanın Troposfer, Stratosfer, Ozonosfer, Mezosfer, Termosfer, İyonosfer, Ekzosfer gibi Atmosfer tabakaları olduğunu söyleyebilir miyiz? Elbette âyette dünyanın bu tabakalarına da işaret olduğu gibi, uçsuz bucaksız bu kâinatın basit ve küçük Atmosfer tabakalarından ibaret olmadığını da bilmemiz gerekir. Şu hâlde Allah'ın halk ettiği daha büyük semâlar da vardır.
İşarat-ül İcaz müellifi burada, “onun Arş'ı su üzerinde idi” âyetini açıklarken yaratılışın su gibi olan Esir üzerine bina edildiğini söyler. Esir maddesi yani Ether, bütün yaratılmışların ana maddesidir. Kâinat bu madde üzerine inşa edilmiştir. Sonra cevher-i ferd olmuştur. Sonra cevheri-i ferd kesafet ve katılık kazanmıştır. Daha sonra Allah bu kesif maddeden 7 adet Dünya yaratmıştır. Bu dünyalarda ise iskân vardır. Yani üzerlerinde canlılar yaşamaktadır. Onlardan biri de bizim Dünyamızdır.
1920'lerde Edwin Hubble tarafından yapılan gözlemler, evrenin genişlemekte olduğunu gösterdi. Şu hâlde kâinat sonsuz değildir. Lakin sınırsızdır. Kâinatın sınırı neresidir ve kâinâtın sınırı nereye kadar varır bu soruların cevabını vermek zordur. Daha çok kabul gören bir teoriye göre evren de tıpkı küremsi gök cisimleri gibi küre şeklindedir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok