Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hamit Geylani

Hamit GeylaniAzad: Nisan Yağmuru yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
308
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

7 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Irak kuzeyine hâkim olan Berzenci ailesine en büyük rakip Sadate Nehri ailesi idi. Şeyh Mahmut Berzenci'nin sık sık İngilizlere karşı isyan etmesi karşısında, Talabanilerin İngiliz yanlısı bir tutum sergilemelerinin kaynağında da bu rekabetin olduğu söylenebilir. Ancak Berzencilere asıl büyük darbe 1800'lü yılların başlarında Irak'ın kuzeyinde Nakşibendi tarikatının örgütlenmesiyle geldi. Halid-i Nakşibendi tarikatın kurucusu Süleymaniyeli Şeyh Halid'di. Kendisi de Kadiri olan Halid, 1810'da, Hindistan'da Şeyh Abdullah Dehlevi'den icaxet alarak Nakşibendi halifesi olmuştu. Bu tarikat kısa sürede ve şaşılacak bir hızla bölgeye yayılmıştı. Tarikatın etkinliği sonucu bölgede Kadiri şeyhleri, Nakşibendi tarikatına girme- ye başladılar. Öte yanda Nakşi şeyhler halifelerini çevre yörelere göndererek etki alanlarını genişlettiler. Bir zaman sonra halkın büyük bir kesimi saygı, sevgi ve bağışlarını Kadiri tarikatından Nakşibendi tarikatına, başka bir deyişle Kadiri şeyhlerinden Nakşibendi şeyhlerine aktarmaya başladı. Bu durum üzerine Berzenciler, Mevlana Halid tarafından halife yapılan Ahmed-i Serdar Berzenci'den itibaren Halid-i Nakşi üyesi oldular.
Sayfa 59 - Belge yayınlarıKitabı okudu
Hamza Ağa, Şeyh Ubeydullah Nehri hareketinde baştan sona kadar yer alıp, hareketin yenilgisinden sonra da, Savcbulak, Piranşehir ve yörede direnişi elden bırakmadı ve İran yönetiminin "Şeyh Ubeydullah Nehri ile anlaşma imzaladık. Tebriz'e gelip senin de imzalanan gerekir." talebi üzerine birkaç silahlı adamı ile Tebriz'e giderken, hükümet tarafından katledildi.
Sayfa 174 - Belge yayınlarıKitabı okudu
Reklam
1880-1925 makas aralığındaki Kürt mücadelesinde, Osmanlı'nın son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk yılları arasında önemli farklar bulunmaktadır. Başka bir deyişle, Cumhuriyet döneminde Kürt hareketine öncülük eden aktörlerin idama varan cezalandırılma biçimi, Osmanlı dönemini aratır hale gelmiştir. Osmanlı'nın Kürt liderlerinin ayaklanmalarına yönelik tavrı, daha ziyade kirli oyunlar, hadiseleri oyalama veya erteleme, sahte hoşgörü gösterme ve kıt maaşlı bir sürgünle cezalandırarak atlatmak şeklindeydi. Devletin 1925'ten günümüze kadar ortaya koyduğu tavır ise çok daha gaddarcadır. İdam, imha, mecburi iskân, yasaklar, asimilasyon, yok sayma, kök kazıma toplu imha... Bu vah- şi sistemde, kadına, çocuğa ve cenazeye saygısızlıkla, işkenceyle ve daha nice acımasızlıkla sürüp giden insanlık ve din dışı, hukuk dışı bir imha söz konusudur.
Sayfa 223 - Belge yayınlarıKitabı okudu
19. yüzyılın ilk yarısında, Sultan II. Mahmut döneminde (1808-39) yerel yöneticilerin denetiminde olan bölgelerden vergi toplayabilmek için bir merkezileştirme siyaseti başlatılır. Kürdistan'da Kürt liderliği, esas olarak oldukça büyük olanaklarla hüküm süren Osmanlı'ya sadece sözde bağlılığı olan aşiret liderlerinden oluşuyordu. Birbiriyle rekabet içinde olan aşiret konfederasyonundaki Botan, Baban, Hakkâri önemli olanlardır. Osmanlı devleti 19. yüzyılın ilk yarısında, askeri harekâtla bu güçlü aşiretlerin otoritesini kırdı." Sultan II. Mahmut'la başlayan modernleşme ve merkezileşme çalışmaları sırasında, Kürt bölgelerinin de özerk statüsü kaldırılmıştır. Bunun üzerine bölgedeki önemli Emirlikler ayaklanarak bu duruma karşı koymuşlar ancak Osmanlı tarafından yenilgiye uğratılmışlardır. Osmanlı'nın Kürt beylerini yenilgiye uğratması ve bu Kürt Emirliklerini ortadan kaldırması beklendiğinin tersine, bölgedeki kontrolünü kolaylaştırmamış, ortaya çıkan yüzlerce aşiret nedeniyle zorlaştırmıştır.
Sayfa 69 - Belge yayınlarıKitabı okudu
Hürriyet, adelet, eşitlik ve kardeşlik prensiplerinin sadece kulakları tırmalayan kelimelerini ezberlemiştik... Oysa hürriyet kelimesi altında, insanların hürriyeti elinden alınıyor. Adalet kelimesi altında insanlar gelişi güzel asılıyor. Eşitlik kelimesi altında da bir zümre korunuyor. Bir zümrede hapisaneler de sürünüyor. Hele kardeşlik kelimesi altında da, kardeş kardeşi öldürülüyor. (M. Sıraç Bilgin, Barzani, Fırat Y. 1992
Sayfa 238 - Belge yayınlarıKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok