Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hamza Zülfikar

Hamza ZülfikarTürk Dili ve Kompozisyon yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
8.0/10
1 Kişi
18
Okunma
2
Beğeni
757
Görüntülenme

Hamza Zülfikar Gönderileri

Hamza Zülfikar kitaplarını, Hamza Zülfikar sözleri ve alıntılarını, Hamza Zülfikar yazarlarını, Hamza Zülfikar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çabalarıyla on yıl gibi kısa bir zaman dilimine sığdırılmış olan harf ve dil devrimleri, kurumlar, eğitim programları ve öteki kültürel faaliyetler, yeniden vücut bulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri oluşturmuştur. Kendisi, dil ve kültür hayatında yapılanları şu sözüyle özetlemiştir: 'Bugün Yeni Türk Harfleri ile cehalete karşı açtığımız mücadelenin yarın millet için 26 Ağustos zaferinden daha yüksek ve geniş saadet neticeleri getireceğini muhakkak görüyorum.' ” (s. 343-344)
Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Günümüze Dek Dildeki Oluşumlar ve Beklentiler
“Atatürk, Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmayı amaç edinirken terimlere öncelik vermiştir. Türkçeleştirirken ana dilin kelimeleriyle yapılan terimlerin öğrenimi kolaylaştıracağı, bu tür terimlerin Türkçe konuşan kimselerde bıraktığı çağrışımın kolay olacağını düşünmüştü.”
Sayfa 330 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkçenin Ses Düzeninde Bulunmayan Sesler ve Onları Temsil Eden Harfler
“Harf Devrimi, konuşma dilinin yazı diline aksettirilmesi, konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkın asgariye indirilmesi bakımından Türk dilinin özüne dönmesine hizmet etmiştir. Bu konular üzerinde biraz daha derinlemesine düşünecek olursak cesaretle alınan kararların aslında ne kadar önemli ve ne kadar müthiş bir kültür olayı olduğu daha iyi anlaşılıyor. Yeni Türk Harflerine geçiş, Türkiye Türklerinin hayatında önemli bir hadisedir ve bence yirminci yüzyılın en önemli kültür olayıdır.” (s. 317-318)
Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Harfler, Türkçe ve Yabancı Kelimeler Üzerine Bazı Tespitler
“ ‘Yeni Türk Harfleri’ millîdir. (...) Türkçenin bünyesine uygun bir harf sistemidir. Yeni Türk Harfleri, Cumhuriyet’in getirdiği değişim ve dönüşüm içinde önemli bir kültür hareketidir. Bu reform, bugüne kadar gereği gibi anlatılıp önemi yeterince belirtilemedi.”
Sayfa 312 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Atatürk’ten Sonraki Bazı Gelişmeler, Eğitim ve Öğretimle İlgili Tespitler
“Eki ve kökleriyle üretken bir dilin gelişmesi, geçen yüzyıllar içinde körelmiş; Doğu dillerinden gelen kelime, ek ve kurallarla geliştirilmiş bir dil (Osmanlıca), Türkçenin önüne geçmiştir. Kurulan millî devletin gereği olarak bu kez dilin millî olmasına karar verilmiş; eklerinden, köklerinden yararlanılarak türetmeler yapılmış; yapılan türetmeler Osmanlı Türkçesinden dilde yaşayan kelimelerin karşılığı şeklinde yürütülmüştür.”
Sayfa 311 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
“Dildeki yabancılaşmaya ilgisiz kalınmakta, dile giren yabancı kelime ve terimler âdeta zenginlik sayılmaktadır. Kelime ve terimlerin yazımında İngilizcenin özgün yazımlarına itibar edilmesi, hatta dildeki kelimelerin yabancı harfler kullanılarak onlara -sözüm ona- Batılı bir şekil verilmesi, bu dönemde gözlemlenen durumlardandır. Kurulan şirketlere verilen adlar, onların kısaltmaları, Türk dili açısından denetimsiz kalmıştır.” (s. 306-307)
Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk, Cumhuriyet’in Temeli Türkçe, Eğitim ve Öğretim
“... ilahiyat fakültesi de gündeme getirilmiş; Mustafa Kemal Atatürk, bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı adıyla faaliyet gösteren kurumu 3 Mart 1924’te kurduktan sonra 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılması kararını almıştır. İlahiyat Fakültesinin kuruluşu ise 1949 yılındadır.”
Sayfa 294 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Aramızdan Ayrılışının 62. Yılı
“İnkılâpları içinde özellikle Yeni Türk Harflerinin ayrı bir yeri vardır. Okuma yazma, yazılanları okuma, çok büyük bir bağış ve ihsandır. Bu harfler; insanın çevresini tanımasına, olan bitenlerden haberdar olmasına imkân vermiştir. Bu çerçevede düşünebilme, söz edebilme, duygu ve düşüncelerini yazabilme, müthiş bir hadisedir. Onun için Türk milleti, Atatürk’ü daima sever ve ona, ilkelerine bağlılığını bildirir. Onu anlamak ve ilkelerini canlı tutmak için çalışır. Her vatandaş, yalnız On Kasımlarda değil; düşünce ufkumuzda Atatürk’ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler tekrar tekrar konuşulup anlatılmalı, öğretilmelidir. Atatürk’ün ilkelerine ve millî egemenlik fikrine sahip Türk halkı; onu rahmetle, şükranla anmaya devam edecektir.” (s. 282-283)
Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Aramızdan Ayrılışının 62. Yılı
“Türk toplumu için yirminci yüzyıl; dirilişin, millî kültürün, millî uyanışın yılı olmuş; 1920-1938 yıllarında bu değerler, giderek daha sağlam temellere oturmuş; milletin birbiriyle kucaklaşmasının yolunu açmıştır. Atatürk, bu yüzyılda Asya’nın pek çok ülkesinde, dünyada totaliter rejimler ve diktatörlükler yaşanırken böyle bir ortamda bir yabancı gazetecinin sorusuna ‘Ben, kalpleri kırarak değil; kazanarak idare etmek isterim.’ diye cevap vermiştir. Fikirlerinin temelinde halkın refahı ve halkın iradesi yer almıştır. Aynı çağda yaşayan milletler, dünya için endişe ve korku kaynağı olmuşken, bıraktıkları kötü miraslarıyla, faaliyetleriyle anılırken Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, Türk milletinin varlığını teminat altına alarak kendimi sevdirmiş, saydırmıştır. Zulme uğramış milletlerin hamisi olmuştur.”
Sayfa 282 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Atatürk’ü Anma Kasım Ayı Etkinlikleri Üzerine
“Kasım ayı, on iki ay arasında bize hüzün ayı gibi gelir. Ay adı ‘kasım’, köken olarak Arapçadır. ‘kas-’ fiilinden ‘-ım’ [eki] ile yapılmış bir ad açıklaması, doğru değildir. Ay adlarımız arasında ‘ekim’, ‘aralık’, ‘ocak’ Türkçedir. (...) Ay ve gün adlarımızın genel olarak yabancı kelimelerden oluşması, böyle güçlü bir Türkçeleştirme hareketi sırasında nasıl gözden kaçmış? ‘şubat’, ‘nisan’, ‘haziran’, ‘temmuz’, ‘eylül’ Arapça; ‘mart’, ‘mayıs’, ‘ağustos’ adları ise Latince kökenlidir. Günlerimizin ise yalnızca ‘ertesi’ parçası Türkçedir. (...)”
Sayfa 276 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hatıralarda Yakup Kadri Karaosmanoğlu
“Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Türk diline olan ilgisi, 1910’lu yıllarda başlar; 1960’lı yıllara gelinceye kadar kaleme aldıkları eserlerinde, makalelerinde Türkçenin gelişimindeki çizgiyi görmek mümkündür.”
Sayfa 263 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Hatıralarda Ruşen Eşref Ünaydın
“76 yaşında vefat eden Ruşen Eşref Ünaydın’ın yazılarında Birinci Türk Dil Kurutayı’nın hazırlık safhası ve gelişen olaylar, büyük yer tutar. Ayrıca yer yer Türk dilinin insan hayatındaki önemini dile getirir, onun sınırlarını Asya’nın ortasından Balkanlar’a kadar uzandığına işaret eder. ‘Doğum sonrası analarımızın nefesleriyle birlikte kulaklarımıza ilk çarpan ses, Türkçedir. Bu, dünyaya göz yumacağımız son dakikalara kadar her birimizin ağzımızda duyulacak en son söz, Türkçe olacaktır.’ der.”
Sayfa 256 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Falih Rıfkı Atay, Atatürk ve Türk Dili
“Atatürk’ün aşırılığa karşı olduğunu, Türkçenin hiç yabancı kelimeye ihtiyacı olmadığını söyleyenlerin iddiasını tecrübe ettik. Bir çıkmaza girmişizdir. Dili bu çıkmazda bırakırlar mı? Bırakmazlar. Biz de çıkmazdan kurtarma şerefini başkalarına bırakmayız.”
Sayfa 252 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Falih Rıfkı Atay, Atatürk ve Türk Dili
“Falih Rıfkı Atay, ‘1900’lü yılların başında Türkçülüğü benimsemiş kesimde Türkçenin bir edebiyat dili, bilim dili olabilecek kadar zengin ve esaslı olduğu fikri yaygındır.’ diyerek Atatürk ile ilgili başka şu tespitlerinde de bulunuyor: ‘Atatürk; Arapça kelimelerin kişiliklerini, özelliklerini korumak için öne sürülen bütün harf önerilerini reddetmiştir. Beklenen o idi ki bütün bunlar, bir gün dilden çıkacak ve bu öneri harflere ihtiyaç kalmayacak. Kullanılması zaruri olan Arapça ve Farsça kelimelerin yabancılığı giderilecek şekilde düzenlenecek ve Türkçe kelimelerle karşılanacak, aksi hâlde tasfiye edilecek.’ ”
Sayfa 251 - Türk Dil Kurumu YayınlarıKitabı okudu
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.