Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
En Eski Hanri Benazus Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Hanri Benazus sözleri ve alıntılarını, en eski Hanri Benazus kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Serinin 8. kitabı ile devam ediyoruz. Son iki kitap kaldı sonra seriyi tamamlıyoruz. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm Kültür Sanat Atamızın bu bölümde teşvik edici yapılanmasıyla karşılaşıyoruz. Özellikle edebiyat resim heykel müzik tiyatro mimarlık gibi güzel sanatları kültürün oluşumu içinde ele alıp değerlendirmek gerektiğini belirtiyor. ayrıca elini öpmek isteyen bir sanatçıya karşı ''sanatçı el öpmez sanatçının eli öpülür '' sözüyle de bakış açısını anlayabilirsiniz Atatürk sanatçıya ve sanata çok önem verirdi.Ülkede millet mektepleri ve halkevleri açılarak sanata teşvik edilmiş 1937 ilk resim galerisi açılmıştır.1924 ilk musiki muallim mektebi kurulmuş 1936 devlet konservatuarı haline getirilmiştir. Ayrıca kendisi ''Hakikat , Bir Askerin Kabrine ,Şanlı Silahlı Güç ,Kasidei istibdat yahut kırmızı izler ''adlı şiirleriyle sanatçı kişiliğini de ortaya koymuştur. 2. Bölümde yüzme ve binicilik ve atıcılık yapan atamızın spor ile ilgili görüşleri yer alıyor son bölüm ise irade-i milliye ve hakimiyet-i milliye adlı kurduğu gazetelerden bahsediliyor.1920 de kurduğu Anadolu Ajansı ve ardından gelen Minber gazetesi ile basına ne kadar önem verdiğini görüyoruz.
Sona doğru yaklaşıyoruz serinin 9. kitabına sıra geldi . Ülkemizde son yıllarda yine gündeme gelen laiklik karşıtlığı karşısında kitabı okuyunca o günlerde de aynı sorunlarla uğraşıldığını görüyoruz. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması herkesin inancını istediğini gibi vicdan duyguları çerçevesinde yaşamasını öngören laiklik düzenine neden karşı çıkıldığını bir türlü anlamış değilim . mesela hırsızlığın cezasının el kesmek zinanın cezasının recm taşlanmak olduğu zamanlardan geçtik. Katolik dünyasında ise kadınların cadı diye diri diri yakıldığı papa onayı olmadan kralların taç giyemediği hatta halifelik almış osmanlı padişahlarının savaşlarda islam ülkelerine halife etrafında gaza çağrısı yapılmasına karşın müslüman araplar tarafından sırtımızdan vurulduğu günleri hatırlayın 1922 saltanat kaldırılmış 1923 cumhuriyet ilan edilmiş ve 1924 laiklik ilan edilmiştir. Atatürk o zamanın seçkin hafızlarını dinler onlara ayetlerin açıklamalarını yaptırırdı Kuran_ı Kerimi Türkçe'ye çevirme talimatında herkesin okuduğunu anlamasını istemiştir. Elmalılı Hamdi yazır 10 ciltlik tefsiri kazandırılmıştır. Daha bir çok bilgiye kitapları okuyarak ulaşabilirsiniz.
BİRÇOK ACI TECRÜBEYİ YAŞAYAN MİLLETİN,BUNDAN SONRA EGEMENLİĞİNİ BİR KİŞİYE VERMESİ KESİNLİKLE MÜMKÜN OLMAYACAKTIR.
Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden ve müsaade etmeyenlere karşı isyan ederek, ulusal egemenliğini almış ve öylece kullanmıştır. Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar,yok olur.
MİLLETLERİN ESİRLİĞİ ÜZERİNE KURULMUŞ MÜESSESELER HER TARAFTA YIKILMAYA MAHKÛMDUR.
10 ciltlik serinin son kitabı ile noktalıyoruz. Kitap gruplarında her seriyi paylaştığımda ne kadar düşmanlarla çevrili olduğumuzu görmüş oldum. kitapları okumak değil onlara cevap vermek beni yordu. Atatürk ne büyük bir adammış çevresi bu gibi adamlarla çevrili iken bu kadar devrimi yapmış yapmakla kalmamış ileride karşılacağımız şeylerle ilgili de bize nasihat etmiş Türk gençliğini görevlendirmiş. Gördüm ki etrafımız bu tehlikeli zihniyetle hala çevrili aklımızı başımıza alalım bu konuda herkese büyük görev düşüyor. Son kitabımız da dil din ırk farkı gözetilmeden Türkiye 'de yaşayan ahaliye Türk denilir diyor ordumuzun muzafferliğinden bahsediliyor fazla uzatmadan bir sözüyle bitirmek istiyorum.
'' Zafer , zafer benimdir diyebilenin; başarı , başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir.''
Kitabın adı:Çanakkale'den Gelibolu 'ya 1915
Yazarın adı:Hanri Benazus
Sayfa sayısı:286
Kitabımız belgelere dayanılarak yazılmıştır. Çanakkale savaşlarını merak eden herkes bu kitabı okumalı.
Özellikle Atatürk Osmanlı'yı yıktı. Koskoca İmparatorluğu yoketti diyenler .Yarbay Mustafa Kemal 'in canını hiçe sayarak yedi düvele karşı gelerek Çanakkale'nin geçil(e)mez olduğunu gösterdiğini iyice anlasınlar.
Çanakkale 'nin ruhu
"Herkes, tarih okuyor albayım; bugüne değer veren kalmadı." diyordu Oğuz Atay. Oysa bugüne kadar tarihimizi okuyamamışız ki biz .Okutmamışlar.Anlayamamışız bu yüzden de .Anlayabilmiş olsaydık bugünün değerini bilirdik, yaşadığımız günün yani bugünün anlam ve önemini belirten konuşmalar da yapabilirdik .Bugünleri güzelce de yaşayabilirdik. Okuduklarımdan çokça öğrendiğim çokça hislendiğim bir şey var bu kitapta.Yazar Çanakkalenin ruhunu dile getirmiş. Emperyalizmin sadece topla tüfekle yenilmediğini ,hiçbir kişisel meselesi, husumetleri olmayan halkların karşı karşıya çarpışırken aynı zamanda omuz omuza durabilmesiyle de yenildiğini öyle de güzel resmetmiş ki.Çanakkale Zaferinin sadece 18 Mart'tan ibaret olmadığını ,yaklaşık sekiz buçuk ay süren bu devler savaşının birçok dev mücadelesi olduğunu göstermiş. Cahilliğimi yüzüme vuran bir okumaydı.Tarihini öğrenip bugününe ışık tutmak isteyenlere el kitabı olabilir . Tarih okumayı sevenlere ,kitabı okuyacaklara keyifli okumalar dilerim .