Edebiyat piyasasını düşün. Artık kimse çaba harcamak istemiyor. Hayatın ve kitapların kolay anlaşılır görünmesi şart…”
“Hiçbir şey kolay anlaşılır değildir. Yalan kolay anlaşılır.”
-Sen bir sanatçıydın, bir yazardın. Yaşadığın hayatı bir yandan da gözlemliyordun; aynı anda hem eylemde bulunan, hem de yargılayan olmanın içinde açtığı yaranın acısıyla…
Bazen öyle sıkıntılar ve kötü ruh halleri oluyordu ki, onların içindeyken yaşamaya devam etme düşüncesi ölüm ve kurtuluş düşüncesinden daha katlanılmazdı.
“Erkek, rol yapmaya zorlandı, diye düşündüm tekrar, neredeyse öfkeyle; kadın ona ilgiyle bakarken o, jestler yapıyor. Aslında kadın, daha iyi bir oyuncu... Erkek onun kendi duyguları üzerindeki etkisini, bir boğa güreşini canlandırırmış gibi jestler ve sözlerle anlatıyor. Kadına onun içinde uyandırdığı duyguları canlandırıyor, belki de onu baştan çıkarmak, etkilemek, üzerine çekmek, ona gücünü zorla kabul ettirmek istiyor; ama kadın kısa bir süre, adeta bir içkililik zaman boyunca, adam konuştuğu sürece kıyıda denizkızı gibi dursa da ve erkeği onu anladığına inandırsa da, nehirde kalıyor. Kadın sadece dinledi ve erkek, onun kendisiyle konuştuğunu sandı.
Kadının gerçek konuşması -bunu hissediyordum, bunu daima yanlış yorumlamıştım-, dinleyişiydi.”