1945 yılında İstanbul-Kadıköy’de doğdu. 2012 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden emekli oldu. Romatoloji bilim dalının ülkemizdeki kurucularındandır. Özellikle Behçet hastalığı üzerine çok sayıda bilimsel yayını vardır. TÜBİTAK Bilim, Avrupa Romatizmayla Savaş Derneği Üstün Hizmet ödüllerini ve Amerika Romatoloji Derneği Master unvanını almıştır. Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Ahlâk Komitesi ve İstanbul Üniversitesi Etik Komitesi kurucu başkanı olmuştur. Berrin Yazıcı’nın eşi, Yusuf, Hakan ve Emin’in babası, Esra, Kerim ve Leyla’nın dedesidir. Bilim ve ahlâk üzerine yazdığı denemelerini topladığı ...muteber bir nesne yok devlet gibi... (Milliyet Yayınları, 1998) tıp dışında bir kitabı daha vardır.
Dünya duruyor bazen
Kahvaltı yapmaya duruyor
Telefonunu çıkarıp oyun oynuyor
Dünya uyukluyor işinde
Yarın yaparım diyor
Başındaki depremden yakınıyor
Midem yanıyor diye çemkiriyor
Duruyor dünya bazen hafta sonları
Ama ben yine yetişemiyorum
İdeolojilerin birçoğunun içinde dönemlerinin siyasî atmosferlerini değiştirmek hissi bulunur, ideolojiler nesnellikten uzaktır ve aklın öz bilgisi ile çatışır.
"Aydınlardaki değişikliğin nedenleri özetle şöyledir:
Siyasi çıkarların istisnasız bütün insanlara yüklenmesi, gerçekçi ihtirasları besleyebilecek konular üzerinde artan tutarlılık, eğitimlerin siyasi bir rol oynama arzu ve ihtimali, kendi şöhretleri uğruna her gün daha endişe verici bir hal alan sınıf oyunu oynamaları ihtiyacı, aydınların burjuva ve burjuva sınıfın kibirlerini edinme yönünde gelişen eğilimleri ve entelektüel disiplindeki gerileme." Toplumsal bilinç, toplumun esenlik içinde varlığını gelecekte barış ve düzen içinde sürdürecek, üyelerinden her birinin can, mal ve nesil emniyetini koruyup gözetecek siyasiler arar. Siyasiler sayesinde kişi hem herkesle ortak olur hem hiç kimseye bağımlı kalmadan hürce yaşayabilir. Edebiyatist entelektüeller görevi üstlenmeye adaydırlar. Hatta "toplumsal mühendislik" sanki edebiyatçıların kendilerine ve eserlerine geçmiştir. Çünkü kitaplarına yazdıkları, toplumsal hayat ve bilincin ürettikleridir. Böylece edebi karakter, siyaseti en başta bir sorun çözme sanatına dönüştürmeye çalışır. Aslında edebi yönü güçlü olan edebi entelektüellerden rolü üstelenmesi istenmiyor. Fakat edebi kimlikler ahlaki, teorik ve siyasî seçimi yoluyla evrenselliğin bilinçli ve gelişkin biçiminin taşıyıcısı olmaya özenmektedirler.
Ülkemizin önemli hekimlerinden Prof. Dr. Hasan Yazıcı'nın; 1989 ile 1997 tarihleri arasında, ceşitli gunluk gazetelerde çıkan yazılarınin bir derlemesi. Yazılar, o donemin siyasi konjukturu icerisinde yaşanan olayların gözlemleri, ses yukseltmeleri, övmeleri, yermeleri ve kizginliklarini içeriyor. Özellikle üniversitelerimizin bilimsellikten uzak, kayırmacı, ahlaksız ve intihala dayalı calismaları ve ulke siyesetinin ahlaktan uzak şovenliklerini, o donemin siyasi liderlerinin ve olaylarinın, eleştirel yansimalarıyla irdeleniyor.