Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hür Yumer

Hür YumerAhdım Var yazarı
Yazar
Çevirmen
7.8/10
9 Kişi
44
Okunma
15
Beğeni
3.682
Görüntülenme

En Eski Hür Yumer Gönderileri

En Eski Hür Yumer kitaplarını, en eski Hür Yumer sözleri ve alıntılarını, en eski Hür Yumer yazarlarını, en eski Hür Yumer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hemen kendini gözden çıkarma böyle. Kırılma. İnsanlar çoğu zaman bir lütuf peşindedirler, bir inceliğin peşinde , doğru bir hareketin , doğru bir tokalaşmanın, doğru bir kavganın , doğru bir anlamın kayarak cisimleşmesinin . . Ansızın çıkıverecekleri örgütlenmemiş bir yolculuğun , dokunuş denemeyecek kadar ince bir dokunuşun , sevişme denemeyecek kadar şefkatli bir sevişmenin ..insanlar sözcüklerle anlatılamayan şeylerin peşindedirler. Alışkanlıkları yoktur sözcüklere . Ama nedense , çabuk belirlemek istedikleri bir belirsizliğin zahmetsiz, kıpırtısız , tembel durgunluğuna çekilirler. Sanki kendileri ilkel , kendileri dışında her şey hiç emek harcamadan kotarılmış bir güzelliğin bağışı, hoş bir rastlantı , bir Tanrı vergisidir.
Sayfa 86 - MetisKitabı okudu
''Bırakılmanın hüznü, unutulmanın çisentisiyle ıslaktır.''
Sayfa 7 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
Reklam
Kendime dönmek sancılı oluyor: Ürperme, eksiklik duygusu, birikmiş şeyler... Belki de bize biriktirmemek öğretildi. Yapıların yıkılmas, balyozlar; hüznü yaşanır kılan şeylerin dağılması, parçalanması.
Sayfa 9 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
Neyi öldürdük bende? Bunu hiçbir zaman bilmeyeceğim. Tıpkı niye yaşadığımı da hiçbir zaman bilmeyeceğim gibi. Martılar, üç renkli kediler, ya da bir gelincik, bir servi gibi yaşamak dururken. Neyse, olmak istediğimiz şeyleri iyi kötü seçtiğimize göre, insanız herhalde. İnsanız. En büyük felaket değil bu.
Sayfa 10 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
Sordum: Her şey niçin bir fırtınanın hep önceden bildiğimiz, beklediğimiz, yok eden varlığı oluyor? Cevap çıkmadı... Suyun yüzeyinde dur, sakın batma dediler... Ama dipte sivri bir kayaya alnımı dayayıp öylece kaldım, etten bir heykel gibi; üstümden tek damla kan akmıyordu. Ama yüreğim güm güm atıyordu. İşte galiba inancımı o zaman yitirdim. Yüreğim işe yaramıyordu, yüreğimi ne yapacağımı bilemedim. Sus dedim, sus...
Sayfa 51 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
Neyse... Bedene fazla gelen yoğunluklar gözlere yerleşir. Belki bunun için çoğu insanın... yalnızca gözleri anlamlı.
Sayfa 55 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
Reklam
Henüz bir masal olan şu zaman, sana göstermeden bir yere gizlenmiş olabilir. Ya git, ya da kal. Mesafeyi dondurmuş, boğazını kurutmuş, dilini koparmış, başını döndürmüş olabilir. Git, ya da kal. Karşındaki karanlık, yüzüne çığlık çığlığa çarpıyor olabilir. Git... Kal... Sadece parmaklarının yardımıyla konuşabilen şu dudaklardan sızan sayıklama, seni yaralıyor, yok sayıyor, yıldırıyor, başucunda bekliyor, yüzüne üflüyor, seni iyileştiriyor da olabilir. Git-me, kal. Hep zaman yok, kalmadı denecek. Hadi gitme. Kal. Ya da git! Dön geri. Bu yer, tutsak bir kimsenin ilk bedeni. Çoktan ayartıldı. Bu yer tek ayartılmanın, sevmenin sürekliliği... Ya git, ya da kal... Dön geri.
Sayfa 137 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995
299 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.