Sordum: Her şey niçin bir fırtınanın hep önceden bildiğimiz, beklediğimiz, yok eden varlığı oluyor? Cevap çıkmadı... Suyun yüzeyinde dur, sakın batma dediler... Ama dipte sivri bir kayaya alnımı dayayıp öylece kaldım, etten bir heykel gibi; üstümden tek damla kan akmıyordu. Ama yüreğim güm güm atıyordu. İşte galiba inancımı o zaman yitirdim. Yüreğim işe yaramıyordu, yüreğimi ne yapacağımı bilemedim. Sus dedim, sus...
Sayfa 51 - Metis Yayınları - Birinci Basım: Mart 1995