Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İbn-i Firuz

İbn-i FiruzGurretü'l Beyza yazarı
Yazar
8.5/10
2 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
494
Görüntülenme

İbn-i Firuz Sözleri ve Alıntıları

İbn-i Firuz sözleri ve alıntılarını, İbn-i Firuz kitap alıntılarını, İbn-i Firuz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Ömer'in oğlu Hz. Abdullah der ki: "Babam vefat ettikten sonra Yüce Allah'a babamı rüyada görmek için dua ettim ve ölümünden on iki sene sonra babam Hz. Ömer'i rüyada Hz. Peygamber ve diğer yüz yirmi dört bin peygamberle beraber giderken gördüm. "Baba, bir saat dur, seni göreyim." dedim. Hz. Ömer, "duracak vaktim yok. Hz. Peygamber bütün peygamberleri topladı, hesap yerine gideceğiz, bana şefaat edecekler. Bu şefaatle Allah'ın beni affedip peygamberler hürmetine cennetine koyacağını umuyorum." dedi. Ben de "Bunca yıldır, halin nasıldı?" diye sordum. Hz. Ömer, "Allah'ın sorgusu altındaydım. Allah benden bütün halkın hesabını aldı. En sonunda bana 'Şâm'da bir köprü vardı. Bir yeri delinmişti ve yaşlı bir kadının ayakları buraya takılıp kırıldı. Neden o köprüyü tamir ettirmedin, köprüyü tamir ettirsen yaşlı kadının ayakları zarar görmezdi' dedi. Ben de 'Ya Rab, ben Medine'deydim, o köprüden haberim yoktu.' dedim. O zaman Allahu Teâlâ da 'Ya Ömer, dünyâda üstesinden gelemeyeceğin işi neden üzerine aldın diye kızdı.' dedi."
Sayfa 119 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Sassanîler Neden Yıkıldılar? Büyük işleri layık olmayan kişilere verdikleri için, işler alâkasız kimselere teslim edilince tecrübeli ve tedbir sahibi kişilerle akıl sahibi insanlar devlet yönetiminden uzaklaştılar * ve sultanın etrafında kendi menfaatine çalışan kişiler kaldı.
Reklam
Hazreti Peygamber: "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir." buyurmuştur.
Sayfa 393 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Sultanın kendisiyle halk arasında adaletle emrolunmaları, dinin gereklerini halka uygulamaları demektir. Yöneticiler halka zulmetmemeli, halk içinde birilerinin diğerlerine zulmetmesine de engel olmalıdırlar. Yoksa bu günaha ortak olurlar. O zaman halkın idareciye itaat etme zorunluluğu ortadan kalkar.
Sayfa 301 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Zülkarneyn'e: "Memleketinde senin mutlu olmanı sağlayan nedir?" diye bir soru soruldu. Zülkarneyn'de: "İki şeydir. Biri adalet ve iyilik yapmak; diğeri de bana iyilik yapana daha fazlasıyla karşılık vermek." dedi.
Sayfa 169 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Ömer bin Abdülaziz zamanında büyük kıtlık oldu. Araplardan bir grup geldi, içlerinden birini konuşması için seçtiler. O adam da: "Ey müminlerin başı, sana büyük bir sıkıntıyla geldik. Yiyeceğimiz olmadığı için bedenimizde derilerimiz kurudu. Hazinede olan mal üç şey içindir: Ya Allah, ya Allah kulları ya da senin için. Allah için olursa Hak Teâlâ zengindir; mala ihtiyacı yoktur. Kulları için ya da senin için olursa bize sadaka ver, Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır." dedi. Ömer bin Abdülaziz'in gözleri yaşla doldu, "Senin dediğin gibidir." dedi. İhtiyaçlarını beytülmâlden verdi. Araplar huzurdan çıkmaya niyetlendiklerinde Ömer bin Abdülaziz: "Ey hayırlı insan, Allah'ın kullarının ihtiyaçlarını ve sözlerini bana ulaştırdın, benim sözümü de Cenâb-ı Hakk'a ulaştır ve ihtiyacımı O'na arzet." dedi. Arap başını kaldırıp şöyle dua etti: "Yà Rabbi, Ömer bin Abdülaziz zordaki kullarının ihtiyacını giderdiği gibi sen de onun muradını yerine getir." Daha dua bitmeden bir bulut ortaya çıktı ve bolca yağmur yağdı. Yağmur damlaları arasından büyük bir dolu bir taş üstüne düşerek parçalandı. İçinden bir kâğıt çıktı ve üstünde "Bismillahirrahmanirrahim, bu Ömer bin Abdülaziz için Aziz ve Cebbar olan Allah'tan gelen ateşten kurtuluş beratıdır." yazılıydı.
Sayfa 159 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İbrahim Edhem: "Sultanların kötüsü, alimlerden ve fakirlerden uzak olanlardır; fakirlerin ve alimlerin de kötüsü sultanlara yakın olanlardır." demiştir.
Sayfa 233 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Bir rivayete göre İmam Şabi'ye birisi söverek: "Sen böylesin, sen şöylesin." dedi. İmam Şabi de: "Dediklerin doğruysa Allah beni affetsin, yalan ise seni affetsin." dedi.
Sayfa 317 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Allah'ın yarattıklarına merhamet etmek, cennete girmek için imandan sonraki en büyük sebeptir. Hazreti Peygamber Hazreti Zeyd'e şöyle demiştir: "Ümmetimin salihleri çok namaz kılıp oruç tutarak cennete giremez. Ancak Allah'ın rahmeti, kalplerindeki selamet, cömertlik ve müslümanlara duydukları şefkatle cennete girerler."
Sayfa 311 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Bütün mutlulukların başı akıl olmuştur.
Sayfa 309 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her şeyin iç yüzünü görüp hakikatini anlarsan ve dış görünüşe aldanmazsan aklın mükemmel hale gelir ve bu sayede adaleti sağlarsın.
Sayfa 307 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Padişah kendi ülkesinde dini konularda yanlışlık yapanları öğrendiğinde, o mezhepsizleri tehdit etmeli ve cezalandırılması için gereken emirleri vermelidir. Bu kişiler gittikleri yoldan dönerlerse, ne güzel; ama tövbe etmeleri teklifini kabul etmeyip yanlış yoldan dönmezlerse padişah onları cezalandırıp ülkesinden kovmalıdır. Böylece o kişilerin başkalarını yoldan çıkarmasını engeller ve ülke bu kötü kişilerden temizlenir. Kaleler ve sınırlar sayısız askelerle güçlendirildiği için de İslâm dini kuvvetlenmiş olur.
Sayfa 219 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
"Kitap yazan kişi hedef haline gelir."
Sayfa 57 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Ebû Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber bir gün bana "Ey Ebû Hüreyre, sana dünyayı göstermemi ister misin?" dedi. Ben de "Evet yâ Resûlullâh, isterim" deyince Resûlullâh, elimden tutup, beni şehir dışındaki bir mezbeleliğe götürdü.. Orada insan başları ve çürümüş hayvan kemikleri ve insan pisliği ile kirlenmiş yırtılmış giysiler vardı. Resûlullâh, şöyle dedi: "Ey Ebû Hüreyre, şu gördüğün insan başları sizin gibi dünya hırsı ve dünya işlerinin arzusuyla dolmuşlardı. Sizin gibi onlar da uzun ömür istiyerek mal toplar, dünyayı imar ederlerdi. Bugün ise kemiklerinin ve cesetlerinin nasıl dağıldığını görüyorsun. Bu hırkalar elbiseleri idi; süslenecekleri zaman bunları giyerlerdi. Şimdi ise zamanın rüzgârı onları bir kenara atıp perişan etti. Bu kemikler onların üstüne binerek dünyayı dolaştıkları hayvanlarına aittir. Bu pislikler ise onların yiyip içtikleri tatlı şeylerdi. Onları elde etmek için birbirlerine tuzak kurar, birbirlerini engellerlerdi.. Bugün bunları şu rezil yere bıraktılar, kokusundan kimse yaklaşamaz. Bu gördüklerin dünya ehlinin gerçek halidir. Dünya için ağlamak isteyen kimse, dünyanın mutluluk yeri değil de ağlama ve meşakkat yeri olmasına ağlasın." Hz. Ebu Hüreyre bunu anlattığında orada bulunanlar ağlaşıp feryat ettiler. Bu konuda sen de düşün!
Sayfa 133 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Padişahın kendisine karşı adalet sağlaması hususi adalet, halka karşı adalet sağlaması da genel adalettir. Kendi nefsine karşı adalet sağlayamayan kişi, insanlar ve memleket üzerinde adalet sağlayamaz.
Sayfa 283 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.