İbrahim Aslaner'in ilk romanı. Geçenlerde attığı tweette -yanlış hatırlamıyorsam eğer- ikinci romanına hazırlandığını yazmış. İlk romanı, ikincisini heyecanla bekletmeye yetecek kadar güzel. Ben gibi tiyatro/oyun bilmeyenler ilk başta anlamakta güçlük çekecektir. Ki, yazar şizofrenik bir hava katmak istemiş de olabilir. Kitabın ilk bölümünden ziyade ikinci kısımdaki bölümü benim daha çok ilgimi çekti açıkçası. Hikaye ikinci kısımda yerine oturuyor, anlatıcı ne anlatmak istediğini biliyor, amacı belli. İlkinde aşık ve umutsuz anlatıcı okuru kasvetlendiriyor.
Finaline diyecek yok; harika sondu!
Benim kitapla ilgili anımsa şöyle; Kasım 2018'de yayımlanan kitabı sosyal medyada birkaç kez gördüm. İlgimi çekti. Ardından bir gece rüyama -düşüme- girdi. Bunu tweet attım. Yazarla tanışmıyor olsak da kendisi bunu görmüş, kitabı hediye edebileceğini söyledi. Böyle de nazik bir yazar, kötü yazsa bile okunur bence :)