Hakkında
1394'te Rize'nin Portakallık Mahallesinde doğdu. 1941'den beri İstanbul Sarıyer'de sürdürmektedir. Yazın yaşamına Maç Mecbuası'nda başladı, Son Saat ve Sentez Gazetelerinde devam etti. Çalışmalarını Sarıyer üzerine yoğunlaştırdı. Özellikle Sarıyer Tarihi ve Sarıyerdeki Spor Klüpleri Tarihi üzerine eserler yazmıştır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Rize, 1934
Okurlar
2 okur beğendi.
26 okur okudu.
20 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Kitaplar
Ertelenen İslami Hayat
8.7/10
Azatlı
0/10
Kabe'ye Yolculuk Haremeyn Günl...
7/10
Kaybolan Samimiyetimiz
9.5/10
Unutulmayan Sevdalar
8/10
Baba Bizi Hiç Sevmedin ki
0/10
Osmanlı’da Kimi Boğduruldu, Ki...
8/10
Camilerin Çağrısı
0/10
Dilimizden Çektiğimiz
0/10
Milis Binbaşı
0/10
Takalar Kumandanı Ketencioğlu ...
0/10
Bir Avuç Sarıyerli
0/10
Sözler ve Alıntılar
" Herkesin konuşup, hiç kimsenin dinlemediği bir konferans salonuna döndü dünya. "
Sayfa 42 - İklim Yayınları - Aralık 1986 / istanbulKitabı okudu
Kadının dış giyiminde cazibeyi celb etmek değil, cazibeyi engellemek, vücut hatlarını gizlemek zorunda olmasına karşılık, şimdi giyim ve estetik sapkınlık aracı olarak kullanılıyor. Eşyasını başkalarıyla paylaşmayan, herşeyin kendine ait olmasını isteyip saklayan insanlar, eşlerini saklama, hanımlar vücutlarını gizleme gereği duymuyorlar. Akılalmaz giyim, süs ve kokularla zinanın binbir türüne teşvikçilik yapıp hem kendini, hem başkalarını bile bile suça ve günaha itiyor.
Sayfa 141Kitabı okudu
Bir günü geçen insan, Hz. Ömer'in (r.a.) gür sadasıyla: "Bugün Allah için ne yaptın" sorusuna cevap bulamıyorsa; dünyada ve ukbada kendisine muhteşem bir zindan inşa etmekle meşgul olmaktadır.
Sayfa 42Kitabı okudu
İstismarcılar; İslâm'ı yaşayanları niçin istismarla suçlarlar? İstismarcılar, İslâm'ı yaşamayı kesinlikle kabul etmez veya yaşayamazlar. Yetişme şartları, bulundukları çevre buna manidir. Fakat nüfus cüzdanlarında dini İslâm'dır ve müslüman bir ülkede yaşarlar. Açıkça İslâm'ı reddetmeleri maddi ve manevi kayıplara uğramalarına yol açacaktır. Açıkça İslâm'ı kabul edip yaşamaları da; bulundukları çevreden kopmalarına ve maddi kayıplarına yol açacaktır. Tabii bunun bir yolunu bulmak gerekirdi ve buldular da: "Biz şekilci müslüman değiliz. İslâm'ın ruhunu kavramış, kalbini temizlemiş çağdaş müslümanlarız." "Namazdan, oruçtan, zekâttan, Hacc'dan, örtüden çarşaftan, sarıktan, cübbeden, sakaldan, şalvardan, faizden, içkiden, kumardan, zinadan söz edenler, bu emir ve yasaklara uyanlar şekilci müslümanlardır(!)" Dolayısıyla "Dini istismar ediyorlardır." Peki nasıl istismar ediyorlar? Dinde olmayan birşeyi mi dinde var gibi gösteriyorlar? Yoksa dini emirlere inanmadıkları halde onlara inanıyormuş gibi görünüp de inanmamış olarak mı yaşıyorlar? Hayır, peki neyi istismar ediyorlar? Sizin inanmak istemediklerinize inanıp, yapmak ve yaşamak istemediklerinizi yapıp yaşadıkları mı istismar oluyor? Olmayan, muhayyel bir müslümanlığı savunup, gerçek müslümana istismarcı diye saldırmak, istismarcıların kendilerini.gizleyebilmek için kullandıkları mantık cambazlığıdır. Teokratik düşünce, tutuculuk, bağnazlık, moda terim fundemantalizm, çarşaf, sarık diye saldırdıkları hedef hep aynıdır: İslâm.
Sayfa 35Kitabı okudu
Güzel ahlâkın elde edilmesi için önce hangi huy ve ahlâk üzerinde olduğumuzu bilmek gerekir. İnsan içinde bulunduğu kötü hali farkedip değerlendiremedikçe iyiliğe yönelemez. Genelde insan kendini hep iyi ve güzel ahlâk üzerinde görür, kendi ahlâkını beğenip övünür. Bu durum da insanın kendisini değerlendirmesine; iyiye, doğruya ve güzele varmak için girişimde bulunmasına engel olur. Sohbetler ve kitaplar kendini farkedemeyen insana kendini farketmesi için uzatılmış bir yardım elidir, bunlar da reddedildiğinde insan kendi karanlığından çıkamaz olur.
Sayfa 87Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
