1966 yılında Kahramanmaraş-Göksun’da doğdu. Dörtyol İmam Hatip Lisesi (1987) ve Ankara Üniversitsi İlahiyat Fakültesi’nden (1992) mezun oldu. Abdulhakim-i Arvâsî hakkında Yüksek Lisans (1996) ve Abdülehad Nûrî-i Sivâsî hakkında doktara yaptı. 2006-2007 yıllarında Bakü İslam Üniversitesi’nde misafir öğretim üyeliği yaptı. 1992 yılında MEB’de başladığı memuriyet görevini değişik kademelerde 2010 yılına kadar sürdürdü. 2010 yılında Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde göreve başladı. Halen aynı üniversitede Tasavvuf Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliği ve Üniversite Genel Sekreterliği hizmetini yürütmektedir.
Iste insan da böyledir. Demlenmesi icin yanması kavrulması gerekir. Gayenin çilesini çekmeyen demlenmez. Çile, hali bilmektir, yaşamaktır. Dem'in geçmesini sabretmesini bilmeyen, demlenmez.
Mem û Zîn; Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Kerem ile Aslı'dan ayrı bir kültür ve ayrı bir dil ile yoğrulmuş bir hikaye olsa da konu olarak aslında aynı denize dökülmekte olan gerçek bir aşk hikayesidir.
Ahmed-i Hani, mesnevisine başlamadan önce dönemin baskın edebi dillerini şaraba ve altına benzetirken Kürtçe'yi ise tortu ve bakıra benzetir.
Güzel bir masal, yazar da çok güzel bir şekilde anlatmış, harfler, bölümler anlaşılır şekilde olmuş, güzel bir okumaydı, böyle yerel masalların hikayelerin gün yüzüne çıkarılması da ayrıca güzel olmuş
Mem û Zînİbrahim Baz · Otto Yayınları · 2019156 okunma
Kitap bizleri tarihi, tasavvufi ve dinî yolculuğa çıkarıyor. Hz. Nuh'un mirası Cudi dağına götürüp, gönül gemisine kimleri aldığımızı sorgulatıyor. Yapılan festivalleri, doğu kültürünü yakından görmemizi sağlıyor. Dostluk, aşk, arayış üzerine yazılmış, okuyucuya ince mesajlar veren değerli bir kitaptı.