Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlhan Akdere

İlhan AkdereMarksizmde Temel Kavramlar yazarı
Yazar
6.0/10
5 Kişi
28
Okunma
0
Beğeni
674
Görüntülenme

En Eski İlhan Akdere Sözleri ve Alıntıları

En Eski İlhan Akdere sözleri ve alıntılarını, en eski İlhan Akdere kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emekçi kitlelerin sömürülmesi üzerine kurulmuş bulunan kapitalist toplum,sözde barışçı gelişme dönemlerinde bile,milyonlarca işçi ve emekçinin kanı ve teri pahasına ayakta kalmaktadır.
“Üretimin bütün yükünü emek gücü kaldırırken, üretim araçlarının sahipliğinin özel mülkiyet altında tutulması kapitalizmin temel çelişmesini oluşturur.”
Sayfa 12 - Evrensel Basım Yayın
Reklam
İnsanlar sanatla, dinle, siyasetle uğraşmadan önce, yemek, içmek, barınmak ve doğanın zorlu koşullarına karşı koymak için kendilerini korumak, kısacası üretimde bulunmak zorundadırlar. Besin maddelerinin, barınakların ve giyim eşyalarının sağlanması için girişilen işler sarfedilen emek, tek kelimeyle zorunlu ihtiyaçlar için üretim, insanların toplum halinde yaşamalarını gerektirir.
Üretim tarzı, toplumsal hayatın maddi temelidir. İnsanların temel ihtiyaçlarını üretmek için kullandıkları araçların, bilgi ve tecrübenin ve üretim sürecinde birbirleriyle kurdukları bütün ilişkilerin, üretim ve yaşama yöntemlerinin tümüne birden üretim tarzı denir.
Altyapı ve üstyapı, Toplumsal kurtuluşun bütün elemanları, başlıca iki grupta toplanabilir. Ekonomik ilişkileri ve bunlar etrafında biçimlenen üretim ilişkilerini oluşturan maddi unsurlar grubuna “temel” ya da “altyapı” diyoruz. Toplumun, manevi, siyasi, düşünsel olaylarının ve kurumlarının oluşturduğu ikinci grup unsurlara ise “üstyapı” adını veriyoruz.
Üstyapı, toplumun alt yapısının bir yansımasıdır. Her toplum, üretimi ne tarzda gerçekleştiriyor, hayatın yeniden üretimi sürecinde ne türden ilişkilere giriyorsa ve bu ilişkilerde hangi sınıf egemen durumdaysa, üst yapıyı oluşturan elemanlar da bunların özelliklerini gösterirler. Her toplumda egemen fikirler bu yüzden egemen sınıfların fikirleridir.
Reklam
Egemen siyasi üstyapının en örgütlü, en belirgin yanını devlet temsil eder. Devlet, egemen sınıfların hakimiyetinin bir aracıdır ve sınıf mücadelesinin yürütülmesinde egemen sınıfların en örgütlü gücünü oluşturur.
Sınıflara bölünmüş her toplum, sınıf mücadelesiyle iç içe yaşamak zorunda kalan her toplum, mutlak olarak devlet örgütlenmesine de ihtiyaç duymaktadır.
Devrim, egemen sınıfların gözünde bir barbarlık, yıkıcılık, kan dökücülük ve vahşet olarak görünür. Kan, felaket, barbarlık ve vahşet söz konusu olunca, burjuvazinin konuşmaya hiç hakkı yoktur. Emekçi kitlelerin sömürülmesi üzerine kurulmuş bulunan kapitalist toplum, sözde barışçı gelişme dönemlerinde bile, milyonlarca işçi ve emekçinin kanı ve teri pahasına ayakta kalmaktadır.
Tarihsel olarak belirlenmiş bir üretim sistemi içindeki yerlerine ve üretim araçları ile olan ilişkilerine, toplum içindeki iş örgütlenmesinde oynadıkları rollere ve dolayısıyla toplumsal zenginlikten paylarını almakta başvurdukları yollara ve elde ettikleri payın büyüklüğüne göre, birbirinden ayrılan geniş insan gruplarına sınıf denir.
Reklam
Lenin ekonomik-sendikal mücadele içinde, işçi sınıfının ancak sınırlı ekonomik türden bir bilinç elde edebileceğini ve bunun da onun kendi iktidarını kurması için yetmeyeceğini birçok defa belirtmiştir. O öğretmendir ki, siyasal bilinç ancak siyasal mücadele içinde ve doğrudan doğruya işçi sınıfının bir bütün olarak burjuva sınıfına karşı mücadelesi içinde edinilebilecek bir şeydir.
Gerici sendikalar, binlerce işçiyi meydanlarda toplayarak, komünizmi lanetleme mitingleri yaptırabilmişlerdir, gene gerici sendikalar, hükümetin Kıbrıs konusundaki gerici-şoven politikasını desteklemek için işçi gösterileri düzenlemişlerdir. Bunların hepsi “siyasi” gösterilerdir. Ama acaba işçi sınıfının siyasi mücadelesinin örnekleri midir?
Bir işçi eyleminin “işçi sınıfının siyasi eylemi” sayılabilmesi için o hareketin kesin olarak işçi sınıfının kendisi için yapılmış olması şartı aranmalıdır. Yani, kendisi egemen sınıf olarak örgütlenme savaşının, iktidara gelme mücadelesinin bir parçasını oluşturması gerekmektedir.
Biz, işçi sınıfının proleter sosyalist politikasının hedeflerini işçi eyleminin siyasi mücadelesinin içeriği olarak görürüz. Yoksa, burjuvazinin herhangi bir fraksiyona karşı yürüttüğü politikaların aracı olarak hareket eden işçi yığınlarını, siyasi eylem içine girmiş olarak görmeyiz.
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.