Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlhan Akdere

İlhan AkdereMarksizmde Temel Kavramlar yazarı
Yazar
6.0/10
5 Kişi
28
Okunma
0
Beğeni
675
Görüntülenme

İlhan Akdere Sözleri ve Alıntıları

İlhan Akdere sözleri ve alıntılarını, İlhan Akdere kitap alıntılarını, İlhan Akdere en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evrende var olan her şey, daima onu çevreleyen bir mekan içinde var olur. Bir başka açıdan bakıldığında ise, madde, var olduğu her yeri bir mekana çevirir. Maddesiz bir mekan ya da mekansız bir madde bulunmaz.
Kapitalist ekonomi, insanların ihtiyaçlarının sonsuz, fakat ihtiyaçların karşılanması için gerekli kaynakların kıt olduğunu ileri süren bir burjuva teorinin ifade ettiği ilişkilere göre örgütlenmiştir ve bununla kapitalist ekonominin asıl amacının kâr olduğunu gizlemeye çalışır. Sosyalist ekonomi ise insanların gerçek ihtiyaçlarının sonsuz olmadığını ve bunları karşılayacak imkanların daima gene toplumun üretim sistemi içinde bulunabileceğini göstermiştir.
Reklam
Sosyalist toplum, özel mülkiyet esasına göre örgütlenmiş kendisinden önceki bütün toplumlardan farklı olarak, emeğe göre örgütlenmiş olduğu için, bütün yabancılaşma biçimlerini ortadan kaldırarak, insanın tam özgürleşmesini sağlar. Yeni bir kültür ve en önemlisi yeni bir insan yaratır.
orta sınıf konforu
Burjuvazinin gücünün bir diğer kaynağı, toplumun üretim tarzının yarattığı toplumsal alışkanlıklardır.
“Devlet, nesnel olarak sınıf çelişkilerinin uzlaşamaz olduğu zaman ortaya çıkar ve bu çelişkiler uzlaşamaz olarak kaldığı sürece devam eder.”
Sayfa 12
Değişen toplumsal düzene rağmen, devletlerin temel işlevi değişmez: Bir yanda egemen sınıflar vardır, diğer yanda da egemenlik altında tutulması gereken sınıflar. Bir başka deyişle, sınıflara bölünmüş her toplum, mutlak olarak devlet örgütlenmesine de ihtiyaç duymaktadır.
Sayfa 12
Reklam
Burjuvazi, işçi sınıfı olmadan yaşayamaz, çünkü onun varlığı başka bir şeye değil, işçilerin sömürülmesine bağlıdır. Canlı emek sömürüsü olmadan kapitalistlerin varlıklarını sürdürmeleri imkansızdır. Ama işçiler, burjuvazi olmadan da yaşayabilirler.
İşçi sınıfının mücadelesi, devrimci komünistler tarafından esas olarak iki temel eksen etrafında örgütlenir. Bunlardan birincisi, sosyalizm için, yani kapitalist sınıfa karşı, sınıflı toplumu yok etmeye ve sosyalist toplumu kurmaya; diğeri ise, ülkeyi siyasal ve toplumsal hayatı demokratikleştirmeye.
Marx şöyle demişti; “Teori, yığınları kucakladığı zaman maddi bir güç halini alır.” Demek ki yalnızca öncünün kafasında yer tutan, yalnızca bir avuç fedakar savaşçının inandığı fikirler “maddi bir güç” teşkil etmezler.
Denizlerl, toprağı ve havayı her gün artan ölçülerde kirleten, kapitalizmin bastırılamaz kâr hırsıdır. İnsanlar, yaşayabilmek için ihtiyaç duydukları her şeye kapitalizm tarafından el konulduğunu, artık kullanılamaz ve yeniden yaratılamaz bir biçimde tahrip edildiğini, tüketildiğini görüyor ve bunun acısını, korkusunu yaşıyorlar. Şimdi şu soruyu sorma zamanı gelmiştir. Bütün bu yıkıma, tüketime ve kayıplara ne zaman ve kim tarafından son verilecek?
Reklam
Değişme, gelişme ve hareket, diyalektik düşünme tarzının vazgeçilmez kavramlarıdır ve bir diyalektikçi için durgunluk, aynılık, değişmezlik söz konusu olamaz. Her olay ve her nesne, daima bir önceki haline göre başkadır ve bu anlamda hiçbir şey kendisine dahi özdeş değildir.
Eğer taş kırmak istiyorsak, kullanacağımız araç taştan daha sert olmalıdır.
Kapitalizm, insanların ihtiyaçlarının sonsuz, ama kaynakların sınırlı olması teorisini ileri sürerek, yoksulluğun ve açlığın kaçınılmaz olduğuna inanılmasını istemiştir. Oysa ne insanların ihtiyaçları sonsuzdur, ne de bunun karşısında doğanın kaynakları sınırlı ve kıttır.
Bin yıllardır aynı yerde duran dağların hareket ettiğini söylediğimizde, bir metafizikçi bunu saçma bulur. Çünkü metafizikçiler hareket kavramına yalnızca “yer değiştirme” anlamı verirler. Oysa bir diyalektikçinin gözünde, hareket demek en genel anlamıyla “değişme” demektir ve bu yüzden, bin yıllardır aynı yerde duran dağlar da hareketlidir. Çünkü onun rüzgarla, yağan yağmurla aşındığını, soğuk kış günlerinde çatlayıp ufalandığını, biz onu hep aynı kalıyor gibi görsek de, onun her gün, her saat değişip başka bir hale geldiğini biliriz. Metafizikçi tıpkı dağlar gibi, devletin, toplumun, insanların, koşulların da değişmeden kaldığını, hiçbir zaman değişmeyeceğini düşünür.
Davranış ve düşünüş arasında tutarlı, düzenli bir ilişkinin bulunması, ancak bilimsel bir dünya görüşüne sahip olmaya ve bu dünya görüşünü hayatın her alanında sadakatle uygulamaya bağlıdır.
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.