İlhan Günay Gönderileri
İlhan Günay kitaplarını, İlhan Günay sözleri ve alıntılarını, İlhan Günay yazarlarını, İlhan Günay yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Karantina günlüğü
Sonra bir gün elinizdeki kitapta rastladığınız bir cümle ruhunuzdaki sisi dağıtır. Hep aynı yerde duran cam vazonun desenlerinde bir bülbülün gözünü fark edersiniz. Köşedeki dekoratif mankenin gözleri yeşildir. Büfenin üzerindeki Şahmeranın saçları solmuştur. Odada yalnız olmadığınızı görürsünüz. Bulutların aksi cam sehpada kayar gider, ismini bilmediğiniz bir kuş kanat çırpmadan geçer, karşıda bir kadın gözleriyle size gülümser...
Sayfa 21 - kitapyurdu.comKitabı okudu
Bayram Yeri
Kendimi çok kötü hissediyordum. Bir mucizeye ihtiyacım vardı. Böyle bitmemeliydi. "Tom Miks" Suzi'yi bulmalı, "Çelik Bilek" İngilizleri yenmeli, "Aslan Kral" evine dönmeliydi. "Kurtarmam lazım," diye inledim. Kelimeler bir hırıltıya dönüşüp yastığa aktı, yastık boydan boya islandı. Başım dönmeye başladı, gözlerim karardı. Ölmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Bilseydim, "Ölüyorum!" derdim. Her şey silinip giderken aniden çıkan bir esintiyle ürperdim. Anneme baktım, göremedim. Oda boştu. Rüzgâr girdaplar yapıyor, etrafta yapraklar uçuyordu. Önüme düşen saçlarımın arkasından bir gölge geçti, tam yanımda durdu; içimden "Süpermen!" dedim. Dünyayı kurtarmaya gelmişti.
Bulutlara Yazılan Öyküler
Kalktı, içeri girip ölmez otunun suyunu değiştirdi. Eleni'nin tarifine göre yaptığı likörü buzdolabından çıkarıp çay bardağına koydu, tekrar güverteye çıktı. Grandi direğinin en tepesinde bir martı vardı. Likörden bir yudum alıp dümene geçti, martının baktığı gibi, ufka doğru baktı. Artık nereye gittiğini biliyordu. Kanatlarını açıp rüzgârı hissetti.
Dümeni tutmasa havalanacaktı.
Sayfa 163 - https://www.kitapyurdu.com/kitap/bulutlara-yazilan-oykuler/654721.htmlKitabı okudu
Bulutlara Yazılan Öyküler
Salıncaklarda sallanan her çocuk diğeriyle yarışırdı. Kurallarını çocukların koyduğu, başlangıç çizgisi olmayan ama nasıl kazanılacağı bilinen bir yarıştı.
Ayağının ucu bulutlara değen kazanırdı.
Sayfa 69Kitabı okudu
O zeytinlikte eskiden incir ağaçları vardı .Toprağı ve doğanın huylarını daha iyi tanıyan eski insanlar havaya bakınca yağmurun ne vakit yağacağını,toprağı avuçlarına alınca neye ihtiyacı olduğunu anlar, ekinleri mevsimine göre ekerlerdi. Birbirini tamamlayan bitkileri birlikte yetiştirirlerdi .Bu bilinçli insanlar giderek azaldı .Cahil çiftçiler,"Sinek topluyor,"dediler,binlerce yıllık mirası unutup incir ağaçlarını kestiler. Okusalardı,sorsalardı;incirlerle zeytinlerin aynı dönemde meyve verdiklerini,incir meyvelerinin sinekleri çekerek zeytinleri koruduğunu bilirlerdi .İncir meyvelerinin ağzından bal akar .Sinekler bu bala bayılır ,fazla yiyince de ölürler .Zeytin ağaçları kurtulur,hava ve toprak tertemiz kalır.
Sayfa 125Kitabı okudu
İnsanlar dünyaya doğayı yok etmek için geldiler .Kendilerinden başka hiçbir canlının yaşam hakkına saygıları yok!"Öteki"dedikleri insanlar da buna dahil .
Sayfa 105Kitabı okudu
Bütün çocuklar anne babalarının istediği gibi olsaydı hayat sıkıcı bir şey olurdu.
Sayfa 41Kitabı okudu
İnsanlar kafalarına göre sınırlar çizer,dünyayı parçalara böler,kendi aralarında sınıflar yaratır, sınıfları renklerine göre ayırır,renk olmazsa huylarına göre aşağı-yukarı ,üst-alt diye dizerler.Kötü ve iyi,bizimkiler ve ötekiler diye damgalarlar.Damgalamakla kalmaz yok etmeye çalışırlar. Kendilerinden olmayan ne kadar cahilse işleri o kadar kolaylaşır.
Sayfa 128Kitabı okudu